Sanayide gelişmiş ama kendisini tanıtım noktasında bir hayli gerilerde kalan bir iliz. Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, tanıtım ve turizm konusunda bir mesafe kaydettiğimiz söylenemez.
Sosyal, kültür, eğitim, tarım, ulaşım, turizm vb. gibi işleri de tamamen KSÜ, sanayi işbirliğine bağlıyoruz. Bu hafta, 8. kez gerçekleştirilen AR-GE pazarı ticaret ve sanayi odası Fuaye salonunda gerçekleşti. KSÜ öğrencilerinin tasarımları ve buluşlar izleyicilerin büyük beğenisini kazandı. Ancak bundan önce, öğrenciler kendi kıt imkânlarla geliştirdikleri buluşların ne kadarı AR‑GE kapsamında değerlendirildi. Hangi proje ülke ekonomisine kazandırıldı?
Ama artık Türkiye’de birçok üniversitede buluşlar yapılıyor. Örneğin: Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesinden Prof.Dr. Özlem Er, Kanserle mücadele konusunda yeni aşı ile kanser, daha dokuya geçmeden kan testi ile kanda teşhis edilebilir tanısını buldu. Bu yöntem İnsanlar daha kanser olmadan kanserin oluşma durumunu önceden teşhisini sağlıyor.
İşte bizim istediğimiz AR-GE çalışmasına ağırlık vererek buna benzer buluşlara imza atılmasıdır. Üniversitelere bunun için Üskim ve Teknokent kurulmuş. Ama her şeyi dışardan ithal ettiğimiz için sık sık krizle karşılaşıyoruz.
Ar-ge pazarı
Geliştirdiği teknoloji, sosyal, kültürel ve ekonomik hayatta her şeyin hızla değişmesine yol açan insanoğlu, kendi eliyle sağladığı bu gelişmenin hızına yetişemiyor, yetişemediği içinde farklı sorunlar çıkıyor. Bu sorunları da çözmesi gereken eğitimciler. Çözülmesi gereken yerlerde başta üniversiteler.
Üniversiteler toplumun önünü açıp, toplumu bir lokomotif gibi çekmesi lazım. Gelişmiş ülkelerde bulunan üniversiteler açık kaynağa geçtiler. Öğrencilerle birlikte çalışmak, proje üretmeyi öğrenmek ekonomiye katkı sağlamakla meşguller. 8’incisi düzenlenen AR-GE proje pazarını küçümsemeyiz elbette… Ancak bu kabul gören 47 projeden kaç tanesi teknoloji pazarına katkı sağlar veya katkı sağlayacaktır?
Diğer taraftan: Kamuya ve birçok özele ait üniversiteler bugün piyasalarda karşılığı olmayan mesleklerde öğrenci mezun etmekteler. Yeni ekonomik düzene ayak uydurulamadığı için niteliksiz işsiz üretmeye devam ediliyor.
Bugün hayattan kopuk, bir el becerisi, meslek pratiği veremediğimiz, milyonlarca üniversite ne umdum, ne buldu mu yaşıyor. Onlarca yılın sonunda üretemeyen, tüketen bir nesil yetiştiriyoruz. Belli bir yaştan sonra beklentilerine ulaşamayan bu gençlerin bir mesleğe, işe ve beceriye sahip olması zorlaşıyor.
Sonuç olarak eğitimi üretkenleştirmeden borç ekonomisi dâhil hiçbir sorunumuzu çözemiyoruz. Her alanda olduğu gibi eğitimde de uzun soluklu üretkenliğe dönük uygulamaları, geç kalmadan başlatmalıyız. Bunun için tüm gözler üniversitede
Geçtiğimiz gün: (KMTSO) Kahramanmaraş ticaret ve Sanayi odası, Sütçü imam üniversitesi ile protokol imzaladı. Bundan sonra mühendislik fakülteleri, sanayi ile işbirliği yapacak. Öğrenciler pratik gelişmeleri elde etmek için sanayi iş yerlerinde çalışacaklar. Bu karar çok doğru olan bir karardır, geç kalınmış olsa da önemli olan bir taraftan başlatmaktır. Gelişmeyi kalıcı hale getirmek, başta üniversite sanayi işbirliği ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır.