Önceki gün, milletleri ayakta tutan ve yıkılmasını neden olan unsurlarla ilgili bilgiler aktarmıştım. Bugün ise günümüz dünyasının ‘en’ güçlü ülkelerini sıralayıp, medeniyet ile uygarlık arasındaki farka değineceğim.
Dünya artık küçük bir köy oldu, sınırları kaldırmayı düşünenler proje üzerine proje üretiyorlar. Yeryüzünde, kimi devletler mazlum, kimileri vurdukça vuruyor, petrolün bir damlasını, insan kanından üstün tutuyorlar…
Bir araştırma yaptım, hangi ülke dünyada en güçlü, gücünü nereden alıyor, nerede kullanıyor. Sordum, googleye karşıma çeşitli sonuçlar çıktı. Bende Sabah Gazetesinin bir araştırmasını seçtim. Bununla ilgili haber ve sıralama şöyle: “ Dünyanın en güçlü ülkeleri belli oldu! US News dünyanın en güçlü ülkelerini açıklarken Ülkelerin ekonomisi başta olmak üzere, dünyadaki söz sahipliğine bağlı olarak belirlendi. Türkiye de listeye birçok ülkeyi geride bırakarak katıldı.” Tabi sıralama önemli, isterseniz, bu sıralamada ilk 30’u verip, sonra da yorumumuzu yapalım. Bu arada konumuz güç ve hak olacak, bunu da ifade edeyim. Sıralama şöyle:
30- Brezilya, 29- Avusturya ,28- Güney Afrika ,27- Danimarka ,26- Norveç ,25- Mısır, 24- Singapur ,
23- İspanya ,22- Pakistan ,21- Hollanda, 20- Katar, 19- İsveç , 18- İtalya, 17- İsviçre, 16- Avustralya, 15- Hindistan, 14- Türkiye , 13- İran , 12- Kanada , 11- Güney Kore , 10- Birleşik Arap Emirlikleri , 9- Suudi Arabistan, 6- Fransa , 5- İngiltere , 4- Almanya, 3- Çin , 2- Rusya , 1- Amerika
Bir başka araştırma şirketinin sonuçlarını da kısaca aktarayım. “Londra merkezli Legatum Enstitüsü, Dünyanın En Zengin ve Mutlu Ülkeleri listesini yayınladı. Sadece mali zenginliğin değil, sağlık, eğitim, teknoloji erişimi, güvenlik, istihdam gibi faktörlerin de değerlendirildiği listedeki ilkler şöyle: 9. Avustralya , 8. Kanada, 7. Danimarka, 6. Hollanda, 5. İsveç, 4. İsviçre, 3. Finlandiya, 2. Yeni Zelanda, 1. Norveç
TAHLİL
Tabi ülkelerin sıralamasına bakarken Japonların sıralamaya konulmayışı dikkatimi çekti. Burada bir yanlışlık var gibi geldi bana. Birde İsrail’i göremedim.
Birinci araştırmaya göre, İlk altı ülke içerisinde sanki Fransa ile Almanya yer değiştirmiş gibi(güç yönünden). Tabi bu ilk araştırmada ülke sıralamasında ekonomik güç 1. Sıraya alınmış, etki alanları ise 2. Sıra olarak belirlenmiş.
Sonra bu ülkeler içerisinde, toprak bakımından küçük olmasına karşı Hollanda, Katar, Birleşik Arap Emirliklerinin zenginliklerini dikkate değer buldum. İlk 10 ülkeyi gelişmiş kabul edildiğini biliyorum, ikinci on ise gelişmekte olan ülkeler arasına giriyor.
İkinci araştırma sonucu ise ayrı bir tahlile tabi olmalı. Neyse, birde teşhis yapalım, bu ülkeler arasında büyük bir ekonomik kapışma var, sonra gücün son dönemde batıdan doğuya kayışı da dikkatimizden kaçmıyor. Şu tahlili de yapalım, artık güç batılılardan(ABD ve AB ülkelerinden), doğuya(Çin, Rusya, Japonla, Kore ve Türkiye) gibi ülkelere kayıyor.
GÜÇ ve HAK ÇATIŞMASI
Bu konuya girmemin bir nedeni var. “Dünyanın ağırlık merkezinde bir coğrafyada yaşamak belalı bir hayat sürmek anlamına geliyor. Hani İbni Haldun der ye; “Coğrafyalar, miletlerin kaderini belirler!” Biz Anadolu'du yurt edinmekle kendi kaderimizi belirlemişiz. Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz. Burası hem medeniyetler beşiğidir. İnsanlığın bilinen tarihindeki yirmi küsur medeniyetin hemen tamamının izine bu coğrafyada rastlamak mümkündür. Biz kadim kültürümüzden yola çıkarak tarihi rolümüzü, Hak’kı üstün tutmak olarak belirlemişiz. Ancak bugün için gelişmiş ilk yirmide, Hakkı hakim kılma mücadelesini sürdürecek bir Türkiye görünüyor. Diğerleri gücü üstün tutan milletler.
Şunu söylemek istiyorum Hak’kı üstün tutanların kurduğu nizama "medeniyet" gücü üstün tutanların kurduğu düzene ise "uygarlık" deriz. Bu anlamda batılılar hiçbir zaman medeniyet kuramadılar. Çünkü, gücü üstün tuttular. Adaletten şaştılar. Mazlumun yanında olmadılar…
Salı günkü Yeni Birlik Gazetesinin manşeti aslında herşeyi anlattı. Cumhurbaşkanımız; “ batının makyajı akmaya başladı.” Diyordu ve çok haklıydı bu konuda. İnanın batı batacak, biraz sabır!
Peki kalın sağlıcakla.