İLUMİNATİ KOMPLOLARINI SÜRDÜREBİLMEK İÇİN, KİTLELERİN PSİKOLOJİLERİNİ NASIL KULLANIYOR?  TETRAGRAMMATON VE HRP TEKNOLOJİSİ bilinmeden, küresel güçlerin neyi, nasıl ve ne için yaptıklarını da tam olarak anlayamayız.  Meseleler ve anlatılmak istenen konu başlıkları da havada kalır, ayakları yere basmaz.   Şeytani tasarımın mühendislerinin bildiği çok önemli bir husus da kitlelerin psikolojilerini önce öğrenmek, sonrada yönetebilmek için tekrardan dizayn etmektir. Her kaosun insanlarda yılgınlık yaratıp, dini inançlarını da zayıflatacağını idrak etmiş olduklarından, ülkelerde maddi ve manevi otorite boşlukları oluşturmak için uğraşıyorlar.  İlluminati’nin ABD’deki temsilcisi ve kara büyü uzmanı satanist Albert Pike, Örgütün o zamanda ki dünya lideri İtalyan Giuseppe Manzinni’ye yazdığı mektupta, aynen şunları belirtiyordu “  Birinci Dünya savaşı bitince ateistlerin inançlarının yayılması için çalışacağız.  Büyük bir toplumsal kaos oluşturabilmek içinse Tetragrammaton’u kullanacağız. İnsanlar ayaklanacak, dinlerinden de vazgeçecekler. İşte tam bu esnada bizler de İblisin saf öğretisi ile onları tanıştıracağız. Hıristiyanlık, İslam ve Ateizm de yok olduktan sonra ise geriye sadece Şeytanın Saf ışığı kalacak.”    Aziz okurlarımın tam da bu noktada Tetragammaton da nedir ki? Diye sorduklarını duyar gibiyim. Konu çok uzun ve derin. İnşallah bir başka makalemde daha da ayrıntılı olarak açıklamayı düşünüyorum.  Şimdilik sadece kısaca yazmak, Albert Pike ve onun yolunda olanların, insanlığın başını nasıl bir belaya soktuklarını göstermesi bakımından, önemli olacaktır. Tetragrammaton, Fizik, Kimya, Matematik bilimleri ile doğrudan ilgilidir.  Kabbala ve Yahudi Mistisizmi anlaşılmadan da esrarına vakıf olunması mümkün değildir. Küresel sistemi inşa edip tasarlayanlar Tetragrammaton sayesinde, zalimane bir güç elde etmişlerdir.  Dünyanın idaresi, insanların yönlendirilmesi de bu formül ile ilgilidir. Eğer Formülün içeriğini yazacak olursam; “âlemin kapılarını şeytana açan tınıdır frekanstır. İnsanları yönetmek için yapılan dizaynları oluşturan titreşimdir.” Diyebilirim.  Kıymetli okurlarım bilmelidirler ki, Dünyada kaos var, zulüm var ve anlaşılması zor olan karmaşalar ile ülkeler boğuşmaktadırlar. Çoğu insanın psikolojisinin öyle veya böyle bir şekilde bozuk olması, depresyon bataklığında çırpınması, sadece hayat şartlarının zorluğu ile açıklanamayacak kadar girift bir meseledir ve Psikiyatrisiler den tutunda Sosyologlara ve hatta metafizik uzmanlarına kadar, insanları kurtaracak çözüm yollarının bulunması gerekmektedir. Bu manada aslında herkes, elini taşın altına koymalı ve üzerine düşeni yapmalıdır diye düşünmekteyim. Dünya hâkimiyeti projesi için uğraşanlar, Allah korusun başarıya ulaşırlarsa, sonunda kendi şeytani planları doğrultusunda İnsanlığa, sahte bir kurtarıcı Kral – Mesih sunacaklar.  Ruhani ve laik otoriteyi şahsında bütünleştirmiş olacak bu sahte kurtarıcı, Süleyman Mabedini yeniden inşa ettirecek. Kudüs’te başkent olarak ilan edilecektir.  O yüzden İlluminati’nin hizmetkârlarının her biri, kendilerini, birer “ Hiram Usta “ olarak görmektedirler.  İşte bütün bu amaçlarına vasıl olabilmek içinde, insanlığı son ve kesin kurtuluşu olmayan bir kaosa sürüklemek derdindeler.  III. Dünya savaşı, Nükleer Soykırım ya da üretilen ve yayılan hastalıklarla, Küresel olarak İnsanlığın işini bitirmek istiyorlar. Bu söylediklerimin başarıyla yapılabilmesi içinde, uygun ortam hazırlamakla meşguller. Operasyonlarını tamamladıktan sonra da kendi hesaplamalarına göre, sağ kalan beş yüz milyon insana, tam manası ile hiçbir itaatsizliğe yer vermeyecek şekilde hükmedecekler.  Hayatta kalanlarında aptallaştırılmış, sürü psikolojisine sokulmuş, hükümetlerini, dinlerini, milliyetlerini kaybetmiş olacaklarından dolayı, sözde vaat edilen “ evrensel kurtuluş “ yoluna gireceklerine inanmaktadırlar.   Onlar umuyorlar ki savaşlardan, hastalıklardan, ekonomik çöküntülerden yılmış, dinsiz, mutsuz yığınlar; çaresizliklerinden dolayı kendilerine mutlak olarak itaat edecekler. Kıymetli okuyucularım, bilmenizi istiyorum ve iyice farkına varasınız diye de arz ediyorum ki oynanan oyun, herhangi bir ülkenin sınırları içinde değil dünya çapındadır ve tüm insanlık tehlike ve tehdit altındadır. Bütün hazırlıklarını da buna göre yapıyorlar ektiklerini biçecekleri vaktin de geldiğine iman etmişler. Artık İnsanlık için geri sayım başlamıştır ve onlar durdurulmazlar ise çok büyük felaketler yaşanacak, oluk oluk kan akacaktır.  Yani anlayacağınız sözde aydınlanmış olanlar dünyayı ebedi bir karanlığa sürüklemek istiyorlar. Ancak bilmedikleri veya unuttukları bir de hakikat bulunmaktadır. Onların bir hesabı ve planı varsa, Hazret-i Allah’ında bir planı vardır. Nitekim Mevlamız Kuran-ı Kerim de Enfal Suresinde 30. Ayet-i Kerime de buyurmaktadır ki “ Hani bir vakitler, o kâfirler, seni tutup bağlamak, öldürmek veya sürüp çıkarmak için sana tuzak kuruyorlardı.  Onlar tuzak kurarken Allah da karşılığında tuzaklarını boşa çıkarıyordu.  Allah, tuzaklarına karşılık verenlerin en hayırlısıdır “  Rabbimizin tarif ettiği kâfirler, Özelde Türkleri ve Müslümanları, genelde de tüm insanlığı tehdit ediyorlar ve yok etmek istiyorlar.  Elbette Hazret-i Allah’a güveneceğiz, dayanacağız ona sığınacağız ama kula ya da insanoğluna düşen vazife, çalışmak ve gayret etmektir. Boş oturmak,  gayret etmemek, üretmemek, topluma  katma değer sağlamamak, insan onur ve şerefine yakışan bir davranış değildir. Hazret-i Allah bilgi üretmeyen faydalı işler ile uğraşmayanları da zaten sevmez. Bu manada Necm Suresinde “ (39) Doğrusu insana çalışmasından başka bir şey yoktur. (40) Çalışması da yakında görülecektir.  (41) Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir.   “ buyrulmaktadır.  (DEVAM EDECEK)