Tetragrammaton’u özet olarak ta olsa anlattım. HRP Mevzusu da konumuzla yakından ilgilidir. Toplumun Psikolojisini yönlendirmekten, mevsim dengeleri ile oynamaya varıncaya kadar birçok husus, HRP adı verilen şeytani teknoloji ile ilgilidir ve Tetragrammaton’un formülleri, eskiden sadece Kara büyü ayinleri ile gerçekleştirilirken, artık Haarp’ın yıkıcı gücünden de istifade edilmektedir. HRP NEDİR? Bu harfler, Amerika Birleşik Devletlerinin en gizli askeri projelerinden biri olan “High Frequency  Active Auroral Research Program” isminin baş harfleridir.  Adından da anlayacağınız üzere, yüksek frekansların kullanılması ve yönetilmesiyle alakalıdır.  Haarp isimli projeye de, yok bunlar uydurma şeyledir diyenler var. Onlara, üzülerek diyorum ki, lütfen bilmiyorsanız bilmiyorum deyin ve susun milletin algılarıyla oynamayın ve zekâsıyla dalga geçmeyin.  Bu proje Alaska’da Gakona Askeri üssü yakınlarında, ABD Hava ve Deniz Kuvvetleri’nce gerçekleştirilmektedir.  Görünüşte ki resmi amacı ise İyonosfer’de araştırma yapmaktır.  Projenin hayata geçmesinde üç önemli Amerikan şirketi ARCO, RAYTHEON VE E- SİSTEMLERİ, önemli rol oynamıştır ve halada oynamaktadır. Şimdi gelelim HRP teknolojisi ile neler yapılmaktadır; gücü nelere yetmektedir, anlatmaya başlayalım. Haarp teknolojisi ile ilgili çalışan, araştırma yapan yazar ve akademisyenlere göre gerçekleştirilebilen faaliyetler şunlardır.   Atmosferdeki termonükleer araçların elektromanyetik vuruşlarını değiştirebiliyor. Denizaltılarla haberleşmeyi kolaylaştırıyor. Radar sistemleri artık daha verimli ve istenilen düzeyde çalışıyor Çok büyük bir bölgede istenildiği anda ABD ordusu dışında tüm haberleşme ağını sekteye uğratabilir. Petrol ve Doğal gaz minerallerinin yeri tespit edilebilir. Füzeleri ve her türlü saldırı uçağını daha hedefine varmadan, havada imha edebilir . İklimleri değiştirebilir. Kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir. Ozon tabakası ile oynayabilir. Deprem yapabilmektedir. Okyanus Dalgalarını kontrol edebilmektedir. Dünyanın enerji alanları ile oynayarak, insan beynini kontrol altına alabilmektedir. Termonükleer patlama oluşturabilir. Kıymetli okuyucularım! Bu saydıklarım Haarp ile yapılabilenlerin sadece bir kısmı…  Dehşet verici değil mi ? İnsanın rüyalarına girse veya korkudan uyuyamasa yeridir.  Bu proje ile çok küçük sinyaller kullanılarak çok büyük enerjileri kontrol altına alabilmek doğaya hükmedebilmek mümkündür.   ABD başkanları veya Amerika Birleşik Devletleri için çalışanların “ Yeni- Dünya Düzeni Cümlesini her kurduklarında onların bu söylemlerinin sadece siyasi içerik taşımadığını artık anlama zamanımız gelmiştir hatta geçmektedir.  Çünkü Haarp teknolojisinin Beyin kontrolünden İnsan zihninin yeniden tasarlanmasına kadar pek çok hususu barındırdığı aşikârdır.  Bu tür konuları yok saymak veya uydurma olarak görmek yerine, bizlere düşen çağımızın bilimsel faaliyetlerine ayak uydurmak ve bilimin yol göstericiliğinde ilerlemek ve eskiden olduğu gibi, yeniden İnsanlığın önüne düşmektir. Yazıma son vermeden önce siz kıymetli okuyucularımın bilmesini istediğim bir kaç husus daha var.  Onları da arz ettikten sonra şimdilik İlluminati mevzusuna son vereceğim. Rabbim izin verirse öncelikle, ileride burada anlattığım konuların her biri ile ilgili, geniş ve uzun makaleler yazacağımın sözünü de vermek isterim. Ancak bu makalenin amacı konuları çok geniş bir perspektiften ele alarak açıklamak değildir.  Yazımın amacı ulaşabildiğim insanları, yaklaşan tehlikelere karşı uyarmak ve bazı gerçekleri hatırlatmaktır. Rabbimin huzuruna çıktığımda “ Ey kulum! Elinde olan imkânlar ile neden insanları uyarmadın “ sorusuna muhatap olup Cenabı Mevla’dan azar işitmek istemem. O yüzden üzerime düşeni yapıyor ve ulaşabildiğim herkesi âcizane uyarıyorum.  Katiller, sapkınlar ve ruh hastaları tarafından idare edilmeye çalışılan bir dünyada, yaşadığımızı sizlere arz ediyorum.  Hazret-i Allah’a şükürler olsun ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti ,  “Küresel Efendilere” karşı direniyor. Rabbimize sığınır ve bilimin yolunda gidersek Cihanın tepesine tekrardan çıkabiliriz önümüzde de hiç kimse duramaz. Ancak Bilimsel keşifler yapmak için çalışmak zorundayız ilimle uğraşmak mecburiyetindeyiz. Yoksa halimizin iyi olmayacağını da üzülerek de olsa ifade etmek isterim. Şayet  sizlere belirtmek istediğim son meseleye de  gelecek olursam, başlı başına ayrı bir yazı konusu olacak olsa da  yine de bu yazımın içeriği ile  ilgili olduğu  için bahsetmeden geçmek istemiyorum.   Eğer sözde “Küresel Efendilerin “  sadece siyasi ve ekonomik cephelerde çalıştığını, başka alanlara el atmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Birçok kişi için edebiyat – sanat etkinlikleri siyaset dışı, sadece estetik bir uğraş gibi gelebilir.  Ama geçek böyle değildir.  Bunu da en çok dünyayı, zalimane bir şekilde yönetme sevdasında olanlar bilmektedirler.  İşte onun içinde Yeni Dünya Düzeninin Tasarımcıları ve mühendisleri, başta Hollywood’un yapımcı ve yönetmenleri, senaristleri üzerinden, insanlığı yönetebilmek ve istedikleri şekilde dizayn edebilmek adına sanat, edebiyat ve yayıncılık alanlarında da etkin olarak faaliyet göstermektedirler.   CIA ‘nın birçok paravan yayın evi, film şirketi, radyo istasyonu, televizyon kanalı kurduğu ya da kurdurduğu da bilinmektedir.  Globalleşen film endüstrisi aracılığıyla, tüm dünyayı ideolojik olarak manipüle edip , zihin kontrolünde bu faaliyetleri bir araç olarak kullanmaktadırlar .  “Yeni Dünya Düzeni” ile ilgili makalemi sona erdirirken sizlere dört adet dizi önermek istiyorum.  İsimlerini yazacağım yapımları lütfen izleyin ve Dünyanın nasıl kurgulandığını tasarımın nasıl yapıldığını gözlerinizle görün. FRINGE, CARNIVALE, LOST ve WESTWORLD. Şimdilik Hoşça Bakın Zatınıza…