Bugün dünyada , geçmiş ve gelecek zamanda, eşine rastlanmayacak kadar engin bir adalet abidesi olan Hz. Ömer ; yaşantısında ve hayat serüveninde bizlere ışık tutacak bir çok yaşam örnekleri sunmuştur. Kendi hayat programına da Sertaç ( baş tacı) olarak uyguladığı, adalet ve sorumluluk örneklerine bir bakalım. Kendi yönetimi altında olan, yerli, yabancı, Müslüman olan olmayan, kim olursa olsun, onların her türlü mal ve can güvenliğini sağlamak için, ne yapılması gerekiyorsa onu temin için, gece gündüz, adeta her şeyden kendini sorumlu bilirdi. Bir gün yabancı kervanlar, tüccarlar, şehrin yakın bir yerine geldiklerinde dinlenmek için mola verirler. O gece orada kalmak zorundalar. Kervanda kıymetli eşyalarda olduğu için, zarar gelmesin diye korunmaları da önemlidir. Bunu haber alan Hz. Ömer, geceleyin çıkıp etrafı gezmeye başlar. Kervanın yanına geldiğinde bakar ki her kes uykuya dalmış. Onlara bir zarar gelmesin diye orada beklemeye başlar. Çünkü; o bilir ki, “ Geceleyin de olsa bir koyunu kurt parçalasa Allah onu Ömer den sorar” diyecek kadar sorumluluk sahibidir. Orada beklerken bir ara evin birinden bir çocuk ağlaması gelir. Bu ağlama saatlerce devam edince, dayanamaz, o eve varıp, seslenerek, çocuğun neden ağladığını öğrenmek ister. Ev sahibesi çocuğun aç olduğunu söyler. Kendilerinin de maddi durumlarının iyi olmadığını öğrenir. Çok üzülür, hemen yarından itibaren bir yazı çıkartır, kaç tane küçük çocuk varsa tesbit edilmesini söyler. Bundan sonra bütün çocukların iki yaşına gelinceye kadar tüm masraflarının devlet hazinesinden karşılanmasını taahhüt altına alır. Şimdi soralım sözde kendini medeni sanan dünyaya; çocukları bombalarla yakan, aç bırakan, işkence eden insanlar mı daha medeni ? çocuklar aç kalıp ağlamasın diye çaba gösteren Hz. Ömer mi daha medeni ? Bu Avrupa nın geçmişinde insana değer veren bir tablo göremessin. Tarihleri vahşet ve kıyımlarla dolu. Bugün de aynı medenilik maskesi altında insanları sömüren bir düzendir bunların yapısı. Kan ve gözyaşı ile beslenen bir Avrupa. Aklı olan herkes bugün dikkatle irdelediğinde; Allah nizamı olan Kur’an mı , yoksa bozuk Avrupa mı insanlığa medeniyet sunmuşlar dikkatle bakıldığında anlayıp kavraması mümkündür. Asr-ı Saadete bakıp incelesinler, medeniyet nerede yaşanmış görsünler. Son zamanlarda etrafımızda yaşanan olaylar ve onlara yaltaklık yapanların nasıl insanlığı kan ve göz yaşına boğduklarını dünya alem seyretmektedir. Bu kadar olaylardan sonra hala bunların sahte medeniyetine inanlar varsa pes doğrusu. Hz. Ömer; Halifelik makamında devlet işlerini yaparken iki mum kullanır. Birini devlet işlerini yaparken, diğerini de yanına gelen misafirler geldiği zaman. Yani; normal sohbet sırasında kendi parsı ile aldığı mumu kullanıyordu. Devlet malını bu kadar titizlikle kullanan bir devlet adamı tarihte görülmemiştir. O mu daha halklara saygılı ve medeni, yoksa sözde insan hakları diye uydurup, zalimce dünyayı sömüren, hak hukuk tanımayan vahşi batımı daha medeni ? Akl-ı selim insanların idrakine havale ediyorum. İnanmayın artık bu koyun postuna bürünmüş insan katillerine. Bizim bizden başka gerçek dostumuz yok yoktur.
Medeniyet bizde insanlık bizde
Tükenmiş ümitler alçaklık dizde
Şu dünya alemi dolaşıp gezde
Medeniyet bizde insanlık bizde.
Bulunmaz dünyada benzerin eşin
Ezdirme kendini dik olsun başın
Dindir masumların kanlı göz yaşın
Kardeşlikte bizde dostlukta bizde.
Sahte demokrasi, yalancı sözler
İnsanlık bunların neyini özler
Açlıktan perişan mecalsiz gözler
Onlara uzanan merhamet bizde
Kahrolsun masuma kurşun sıkanlar
Hak ile haksızı eşit tutanlar
Ülkesin zalime peşkeş çekenler
Adamlıkta bizde mertlikte bizde
Sarmışlar dört yanımı çakallar itler
Ona yol verirmi bizim yiğitler
Dağılacak bir gün kara bulutlar
Yakındır gelecek sabırla gözle.
Ahmet OĞUZ