Bizleri geçmişimizde huzursuz eden hak etmediğimiz hadiseler yaşarız. Bu olaylar karşısında kalakalırız ve anlayamayız yaşananları. Aslında olaydan çok o olayın etkisini unutmak da zorlanırız. Kötü anılar aklımıza geldiğinde yüreğimize dokunan kısmı sadece hissettirdikleri olur. Öfke, acı, nefret, incinmişlik, çaresizlik ve buna benzer nice duygular kalbimizde asılı kalır. Üstünü kapatırız. Ne zaman kendimizle kalsak hatırlatır geçmiş bize bu yaşananları. Unutmak mümkün mü bu yaşadığımız acı olayları? Kimisi “ unutulur” kimisi “unutulmaz” der. Kalbimizin ve kendimizin feraha ermesi için affetmeye ihtiyacımız var. Zira unutulmayan her acı olay, kalbimdeki duyguları tüketmeye ve huzursuz olmama sebep. Affetmek, alanı da vereni de üzmez. Birisi affetmeyi öğretsin bize. Zira ömür kısa. Kendi kendimizi yemeden ve ömrümüzü tüketmeden affetmeyi öğrenmeye ihtiyacımız var. Affetmeyi öğret bana, yüreğim -bana acı çektireni bildiğim halde- bir çocuk masumluğu kadar gülümseyebilsin. Affetmeyi öğret bana, affetmenin alana da verene de iyi geldiğini anlayayım. Affetmeyi öğret bana, yaşatılan hayal kırıklıkları merhametle harmanlansın ve unuttursun olanları. Affetmeyi öğret bana, hak etmediğim muameleye rağmen onu dinleyebilme hoşgörüsü kazandırsın bana. Affetmeyi öğret bana, “ Kötülüğü iyilikle sav.” ayetine layık olayım. Affetmeyi öğret bana, insanları olduğu gibi kabul etmeyi gönülden yapabileyim. Affetmeyi öğret bana, bu dünyada sadece iyilerin de olmadığını ve kötülerle bir arada yaşayabilme becerisi katsın bana. Affetmeyi öğret bana, ölüm haricinde hiçbir şeyin anlamlı olmadığını hatırlatsın bana. Affetmeyi öğret bana, “ Beşer şaşar.” cümlesini ruhumla, halimle kabulleneyim. Affetmeyi öğret bana, “İnsan insanın kurdudur.” yerine “ İnsan insanın yurdudur.” anlayışını inşa etsin. Affetmeyi öğret bana dostum, şu post modern çağda, iyilikten bahsedemediğimiz, kötülüğe karşı kötülük edildiği, bende yoksa başkasında da olmasın diyenlerin değil de, “ Mümin müminin elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.” anlayışını ve insanları kucaklayan anlayışı yani yeniden “ Müslüman” olmayı hatırlatsın bana.