Sanat üretiminde, zamanın kazandırdığı olgunluğa verasyonelliğe yenilmeden yaşamını sürdürebiliyor ise yaratım heyecanı, işte ozaman kelimenin gerçek anlamıyla usta işi; hem akılcılığı ve tecrübeyi hem detaze heyecanları birarada içinde barındıran sanat eserleri ile karşılaşmaşansını yakalıyor izleyici. Ne yazık ki pek çok sanatçının ustalık dönemisayılabilecek dönemlerinde bu yetiyi, eserlerde bu birlikteliği bulmamız pekmümkün olmuyor. Kendi dinamiğini içinde barındıran eserler çoğunda tecrübeyeve bilincin üstünlüğüne alt oluyor ve salt akıl ile yaratılan eserlerlekarşılıyor bizi bu olgunluk dönemleri.
Süleyman Saim TEKCAN herşeyden önce sanat üretiminde kırkyıla yakın seneyi geride bıraktığı bugün dahi kendini yineleme endişesinden birtek gün dahi ödün vermemiş bir sanatçıdır. Onu yakından izleyenıerin de gayetiyi bildiği gibi her sonraki sanat buluşması için yeni heyecanlar ve yepyeniyaratım hedefleri ile yola çıkar. Sanat üretimi dendiğinde onun en büyükçekincelerinden biri sanat eserlerindeki sanatsal yetkinliği korumak uğuruna,yaratımın tekdüzleşmesi, sanatçının kendini yineleyen, kendini aşamaz birtıkanıklık içinde boğulması tehlikesidir. Bu yüzden olsa gerek araştırmacısanatçı kimliğinden hiç taviz vermeyecek şekilde bir çalışma prensibinibenimsemiştir. Tema kiminde aynı kalsa da, uzun seneler içinde O'nunresimlerinde hep farklı teknik kullanımlar, farklı resimsel araçların sağladığıtüm olanaklar ile yeni olan tatlar aranmış, keşfedilip eserlerdeki bir öncekindenolan farkı yaratmayı başarmıştır.
İşte tüm bu kaygılarla süregelen yaratım aşamalarında,sanatçının uzun seneler içinde ürettiği bir seri işi 1999 sonbaharında farklıbir birliktelik ile izleyici karşısına çıkıyor. Tüm bu sanat üretimine adanmışseneler boyunca yürüttüğü özgün baskı çalışmaları O'nun sanat yaratımındakidüşünce sürecini de biçimlendirmiş olsa gerek ki, Tekcan her zaman öngörülerive sonuca hakim kontrollü üretimi ile çalışmalarını yürütmüşdür. Özgün baskı buyaklaşımı gerekli kılar çünkü; hemen hemen tüm tekniklerde sanatçı resmintümünü ve bütün aşamaları bir arada ve tek kerede tasarlayabilmeyibecermelidir aksi takdirde ortaya çıkacak tesadüfler çoğunda istenen sanatyetkinliğini sağlamaktan çok uzaklaştırır sanatçıyı. Bu yüzden Süleyman SaimTekcan, eserlerinin üretiminde gerek özgün baskı teknikleri ve gerekse diğertüm tekniklerde üretimi söz konusu olsun, yoğun bir ön çalışma dönemigeçirir. Deneme baskılar, ön desenler, yağlıboya kurgulamalar tüm bir yaratımsürecinin en can alıcı ve el değmemiş heyecanları içinde barındıran öncülsürecini oluşturur. Bu süreçteki üretiminde sanatçının tercihi hep siyah -beyazın güvencesindeki bir araştırma olmuştur. Bunun sebebi siyah beyazınresimsel yetkinlik için zorlu bir sınama oluşunda yatar. Renklerin aldatıcıetkilerinden uzak, tamamiyle resmin yapısal kurgusunu sağlam bir zemineoturtabileceği siyah-beyaz çalışmalar Süleyman Saim Tekcan'ın ürettiği tümeserlerin temelini oluşturur.
Sanatçının Anadolu medeniyetlerinden başlayan sanatserüveninin son dönemini oluşturan at temasına dayalı eserlerine dek hep bu tavırsüregelmiştir üretiminde. Bu ara ve öncül yaratım dönemlerinde üretilenişlerin bir araya gelmesi ise bambaşka heyecanları içinde barındıran bir serisiyah-beyaz eseri birarada karşımızda görme fırsatı veriyor bize. Bu durum isebize sanatçıyı farklı bir biçimde yeniden keşfetme ve üretimini başka birgözle, yeni tatlar bulma fırsatı tanıyor.
Tüm bu siyah-beyaz eserlerin bir arada ürettiği enerjisanatçının soyut döneminin güçlü resimsel tatlarına siyah-beyaz katıksız ve biro denli de iddialı gücünüde eklediğinde 1999'un sonuna damgasını vuranbenzersiz bir sanat üretimi ile karşılaşıveriyoruz. Süleyman Saim Tekcan'ınson dönemde ürettiği siyah-beyaz soyut anlatımlı, ama yine sanatçının eskidönemlerine de gönderme yapabileceğimiz büyük tual üzerine yağlıboya eserleritam da sözünü ettiğimiz heyecanı da içinde barındıran usta işi sanateserlerini örnekliyor gibi. Sanatsal birikim ve tecrübe ile aklın birleştiğinoktada, siyah beyazın dinamiği ve olağanüstü bir yeniyi yaratma heyecanı ilebuluşan bu yaratım yetisi ortaya anıtsal resimler çıkartıyor. Bu dev resimleriç yapısı, kurgusu, dokusu, hacimi ile tuallerden fırlayıp adeta birer rölyefhatta heykelsi bir tavırla etkisi altına alıyor izleyiciyi. Bu anıt resimler,heyecanlarını yitirmemiş sanatsal olgunluğun ve siyah-beyazın katıksız gücününbirleşmesiyle meydana gelen karşıkonulmaz enerji alanında izleyenini içinealarak eritiyor. Sanatın tatları içinde yitip gitmenin keyfini yaşama şansınasahip insanlar olarak mutlulukla izliyoruz.
Tekcan'ı, dün, bugün ve gelecekte....
Alınan kaynakhttp://www.tamsanat.net/yayinlar/makale.php?post=385