Kahramanmaraş merkez ilçede ikamet eden bir tüketicimiz 19.12.2018 tarihinde 1.560.00 TL ye cep telefonu satın aldığını, cep telefonunu 05.01.2019 tarihinde ‘kendi kendine kapanıyor’ şikayetiyle yetkili servise gönderdiğini, ancak bu güne(09.02.2019 tarihine) kadar geri gelmediğini ifade ederek ne yapması gerektiği hususunda bizden yardım talep etmekte, yasal hakları konusunda detaylı bilgi istemektedir.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununa göre, bir malı satın alan tüketici aynı zamanda kullanım ömrü boyunca bazı hakları da satın almış olmaktadır.
Bu haklardan en önemlisi kuşkusuz, bir malın ayıplı çıkması halinde tüketiciye tanınan seçimlik haklardır. Malı ayıplı çıkan tüketiciler sıklıkla bu hakları kullanmak için satıcılara başvurmaktadır. Özellikle Ücretsiz Onarım Hakkı’nın kullanımı sırasında ortaya çıkan problemlerin başında tamir süresinin uzaması gelmekte, onarım bazen bu süreyi de aşmakta ve dolayısıyla da tüketici bu zaman zarfında maldan yararlanamamaktadır.
Yasada buna ilişkin açık hüküm bulunmamakla birlikte, yasaya dayanılarak çıkarılan yönetmelikle bu sürelere bir sınırlama getirilmiştir. Buna göre, arızanın 10 iş günü içerisinde giderilememesi halinde, imalatçı-üretici veya ithalatçı; malın tamiri tamamlanıncaya kadar, benzer özelliklere sahip başka bir malı tüketicinin kullanımına tahsis etmek zorundadır. Peki ilgililer benzer malı tahsis edince artık istediği zamanda tamir etme hakkına sahip olur mu? Elbette hayır. Yönetmeliğe göre, malın azami tamir süresi de 20 iş gününü geçemez. Bu süre içerisinde mal tamir edilmediği takdirde eğer arıza garanti süresi içerisinde meydana gelmişse tüketiciler seçimlik haklara yeniden dönebilirler.
Olayımıza dönersek; tüketicimizin malı teslim ettiği tarihten sonraki 20 işgünü içerisinde onarılamadığını görüyoruz. Buna göre tüketici diğer seçimlik haklar diye tanımladığımız haklara kavuşmuştur, satıcıya başvurarak bu haklardan birini isteyebilir. Satıcı buna kayıtsız kalırsa, bu kez bir dilekçe ve ekinde kanıtlarıyla birlikte Tüketici Hakem Heyetine başvurması gerekir.
Peki, Seçimlik Haklar nelerdir ve hangi şartlarda kullanılabilir?
Satın alınan malın ayıplı çıkması halinde tüketiciye 4 tane seçimlik hak tanınmıştır:
1- Malı iadeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkı,
Tüketici malı satıcıya iade ederek ödediği bedeli geri isteyebilir. Yargıtay’ın genel görüşüne göre; tüketici malı kullanabilmişse ödediği bedele malın satıcıya iadesinden önceki dönem hakkında faiz işletilmesini isteyemeyecek, satıcı da malın iade edilmesine kadarki süre için kullanım bedeli talep edemeyecektir. Ancak; maldaki ayıp nedeniyle mal kullanılamamış ise; tüketici, arızanın meydana geldiği tarihten itibaren satıcıdan avans faizi talep edebilecektir.
2- İmkan varsa malın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesini talep etme hakkı,
Malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi imkansız ise veya satıcı açısından orantısız güçlük yaratacaksa tüketici bu seçimlik hakkı kullanamayacaktır. İmkansızlıktan kasıt malın yenisinin tedarik edilemeyecek olması, orantısız güçlük ise satıcıya diğer seçimlik haklardan çok daha fazla mali/maddi yük olarak örneklenebilir.
Satın alınan malın ayıplı çıkması halinde tüketiciye 4 tane seçimlik hak tanınmıştır. Bu seçimlik haklar kısaca:
1- Malı iadeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
Bu durumda tüketici malı satıcıya iade ederek ödediği bedeli geri istemektedir. Yargıtay’ın genel görüşüne göre; tüketici malı ayıplı olduğu halde kullanabilmişse ödediği bedele malın satıcıya iadesinden önceki dönem hakkında faiz işletilmesini isteyemeyecek, satıcı da malın iade edilmesine kadarki süre için kullanım bedeli talep edemeyecektir. Ancak; maldaki ayıp nedeniyle mal kullanılamamış ise; tüketici, arızanın meydana geldiği tarihten itibaren satıcıdan avans faizi talep edebilecektir.
2- İmkan varsa malın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesini talep etme,
Malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi imkansız ise veya satıcı açısından orantısız güçlük yaratacaksa tüketici bu seçimlik hakkı kullanamayacaktır. İmkansızlıktan kasıt malın yenisinin tedarik edilemeyecek olması, orantısız güçlük ise satıcıya diğer seçimlik haklardan çok daha fazla maddi yük getirmesidir.
Örneğin; 2010 model bir aracın yenisi ile değiştirilmesi talep edildiğinde ve talep mahkeme tarafından kabul edildiğinde bu kararın nasıl icra edileceği sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Çünkü örneğin satın alma tarihinden bir yıl sonra ayıp ortaya çıkmış ve mahkeme süreci de bu kadar sürmüşse iki yıl sonra bu model araç artık üretilmiyorsa bu sorun nasıl aşılacaktır? İşte 6502 sayılı yasa 4077 sayılı yasadan farklı olarak bu gibi durumlarda koşulsuzluk ilkesini kaldırmış bu hakkın kullanımını koşula bağlamıştır. İşte böyle bir durumda bilirkişi tespiti yaptırılabilecek ve dava konusu otomobil ile aynı özelliklerdeki bir aracın satış bedeli tespit edilebilecek ve araç yerine bu bedel verilebilecektir.
3- Satış bedelinden ayıp oranında indirim talep etme,
Malın ayıpsız değeri ile ayıplı değeri arasındaki farkın satıcıdan talep edilmesidir. Şayet malın ayıplı olması nedeniyle meydana gelen değer kaybı satış bedeline eşit ise; indirim talep edilememekte, diğer seçimlik haklar kullanılabilmektedir.
4- Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkı.
Ücretsiz onarım satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecekse tüketici bu hakkı kullanamayacak ancak diğer seçimlik haklarını kullanabilecektir.
Hemen belirtmem gerekir ki, tüketici ücretsiz onarım hakkını kullanmış ancak mal;
* Garanti süresi içerisinde yeniden arızalanmışsa,
* Tamiri için gereken azami süre aşılmışsa veya
* Tamirinin mümkün olmadığı tüketiciye bildirilmişse,
tüketici diğer seçimlik haklarına dönebilir.
Tüketici, bu seçimlik haklarını kullanmanın yanı sıra; ayıplı mal herhangi bir zarara sebebiyet verdiyse; bu zararın tazminini de satıcı veya üreticiden talep edebilir.
Ayıplı mallar hakkında zamanaşımı süresi 2 yıldır.
Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir.
Beyaz eşyalar gibi malların satışı esnasında garanti süresi ek ödeme ile arttırılabilmekte, satıcı örneğin 7 yıllık garanti süresini kabul etmektedir. Böyle bir durumda 2 yıllık süre 7 yıla uzamış olmaktadır.
Konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise zamanaşımı süresi 5 yıldır.
İkinci el satışlarda asgari süreler 1 yıl ve 3 yıldır.
Ayıplı malın neden olduğu her türlü zarardan dolayı yapılacak talepler için zamanaşımı 10 yıldır.
Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.
Burada bahsedilen gizli ayıp değil, gizlenmiş ayıptır. Gizli ayıptan satıcının bilgisi olmamakta iken; gizlenmiş ayıpta ayıp satıcı tarafından hile veya ağır kusur ile tüketiciden saklanmaktadır.