Şathiye, halk edebiyatında mizahi şiirlerin adıdır. Dini tasavvufi şathiyeler, Allah’ın cemal sıfatı esas alınıp Allah’la konuşur gibi yazılır. Sorular sorulur Allah’a. Bu sorulara cevap aranır. Şakalaşır gibi bir anlatım yolu izlenir. Allah’ın cezalandırıcı vasfı belirtilse de bağışlayıcılığına vurgu yapılır.
Kaygusuz Abdal’ın ünlü şathiyesinden iki dörtlük alayım:
“Yücelerden yüce gördüm
Erbabsın sen koca Tanrı
Âlem okur kelam ile
Sen okursun hece Tanrı
Kıldan köprü yaratmışsın
Gelsin kullar geçsin deyi
Hele biz şöyle duralım
Yiğit isen geç a Tanrı”
Âşık Veysel’in bir şathiyesi var. Ben bu şathiyeyi Âşık Veysel’den farklı bir ezgiyle söyledim. Facebook’ta Bizim Köyden İnsan Manzaraları’na koydum. Ben beğendim. Beğenmesem siteye koymazdım değil mi?
Dinleyen dostlar da beğenmişler. Daha ne olsun be ya!..
Kara karga yavrusunu “Benim ak pak yavrum!” diye severmiş. Benimkisi o hesap…
Eğer siz de merak edip dinlemek isterseniz “Bizim Köyden İnsan Manzaraları”nda arama motoruna “ŞATHİYE” yazıp tıklayın. Bir dinleyin bakalım.
Âşık Veysel’den de dinleyin. Derin mânâlı bir güzel şathiye. Uzunca bir şiir. Şiirin tamamı dokuz dörtlük. Âşık Veysel bir almış sazı eline. Soluksuz dokuz dörtlüğü kendine özgü yorumuyla sıralayıvermiş.
“Soluksuz”dememin sebebi dörtlükler arasında ara saza gerek görmemiş. Sular seller gibi çağlamış. İçinden geldiği gibi çığlık çığlık seslenmiş Tanrı’ya.
Aşk olsun vallahi!
Âşık Veysel’i de dinlemeyi ihmal etmeyin. Benden söylemesi.
Şimdi şiirin tamamını yazıp noktamızı koyalım:
“Bu âlemi gören sensin
Yok gözünde perde senin
Haksıza yol veren sensin
Yok mu suçun burda senin
Kâinatı sen yarattın
Her şeyi yoktan var ettin
Beni cıplah dışar'attın
Cömertliğin nerde senin
Evli misin ergen misin
Eşin yoktur bir sen misin
Çarh-ı semâ nur sen misin
Bu balkıyan nur da senin
Kilisede despot keşiş
İs'Allah'ın oğlu demiş
Meryem Ana neyin imiş
Bu işin var bir de senin
Kimden gorhtun da gizlendin
Çok arandın çok izlendin
Göster yüzün çok nazlandın
Yüzün mehrem ferde senin
Binbir ismin bir cismin var
Oğlun kızın ne hısmın var
Her bir renkte iresmin var
Nere baksam orda senin
Türlü türlü dillerin var
Ne acayip hallerin var
Ne garanlık yolların var
Sırat köprün nerde senin
Ademi sürdün bahmadın
Cennette de bırahmadın
Şeytanı niçin yahmadın
Cehennemin var da senin
Veysel neden ahlın ermez
Uzun kısa dilin durmaz
Eller tutmaz gözler görmez
Bu acayip sır da senin”