15 Temmuz darbesi suyu tersine akıtma günüydü. Çünkü Türkiye 1960, 1970 ve 1980’deki darbe yıllarının Türkiye’si değildi. Önceki darbe dönemlerinden farklı olarak Türkiye artık sessiz ve itaatkâr köylü topluluğu değildi… İradesine, özgürlüğüne müdahale halinde tepki gösteren bir toplum düzeyine gelmişti… Onun için insanlar tankın önüne çıktı, önüne yatarak vatanı uğruna şehit oldu. Darbelerin hep az gelişmiş ülkelerde olduğunu görüyoruz. İşte şu anki koşularda yaşanan hadiseler ve olaylar. Ülke toprakları ABD ve Rusya’nın işgali altında… Biz gelişmiş ülke değiliz. Ama az gelişmiş ülke de değiliz. Darbeler az gelişmiş ülkelerde olur. Gelişmiş ülkelerde olmaz... O ülkelerin ekonomisi güçlüdür. Hukuk sağlam, insanlar özgürlüklerine sahip çıkar. Dünyaya açık ülkeyiz. Örneğin; Kahramanmaraş’tan tüm dünyaya farklı sektörlerde ihracat yapılmaktadır. Ülke genelinde 50 binin üzerinde yabancı firmalar Türkiye’de yatırım ve üretim yapmakta, ihracata katkıda bulunmaktadır. 15 Temmuz sadece darbeyi önleme günü değildi. 15 Temmuz devlet içindeki çeteden kurtulma günüydü. 15 Temmuz ayaklanmasıyla başa çıkma, Türkiye’nin raydan çıkmasını önleme gecesiydi. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ının çağrısıyla insanlar sokağa çıktı. Ve hep birlikte darbeyi savuşturduk. Kafamız rahat olsun… Bir daha 15 Temmuz olmayacak başka türlü darbeler de olmayacaktır. Çünkü… Vatandaşlar ilk defa demokrasiye sahip çıktı. Vatandaşlar ilk defa “dikta yönetimini istemiyoruz” diye sokaklara, caddelere ve alanlara çıktı. Vatandaşlar ilk defa “seçimle gelen yönetim ancak seçimle gider; silahla gelmesin dikta rejimi gelmesin” diye var gücüyle mücadele verdi. 15 Temmuz seneyi devriyesinin birinci yılıydı. Kahramanmaraş’ta hafta boyunca birçok etkinlik gerçekleştirildi. İki gün üst üste Valilik önünde nöbet tutuldu. Demokrasi nöbetine her kesiminden binlerce vatandaşımız katıldı. Kadını erkeği, çoluk çocuğu ve tüm vatandaşlar birlik olup darbe girişimlerine karşı olduklarını hep birlikte iç ve dış dünyaya mesaj niteliğinde sessiz ve dik duruş haykırışıydı... Mahkemelerde sanıkların yaptığı ifadeleri okudukça, bu kadar büyük ve ciddi bir darbe girişimini millet olarak atlattığımızı her geçen gün daha iyi anlıyoruz. Ülkeye, rejime, demokrasiye kast eden bir komplo ile karşı karşıya kaldığımızı da sanık dosyalarına giren iddianamelerde okuyoruz. Sonuç olarak; bu darbe girişiminde gösterdiğimiz birlik ve beraberlik mazlum milletlere örnek oldu. Vatanımıza sahip çıkarak gücümüzü bir kez daha iç ve dış mihraklara gösterdik. İç savaşın eşiğinden döndük buna şükrediyoruz.