Birkaç gün önce ardı ardına iki yazı kaleme almıştım. Bunlardan bir tanesi “Camilerde para toplanmasından vatandaşların rahatsız olduğu…” bunun yerine farklı bir yardım şekli bulunması gerektiği ile ilgiliydi.
Bu konuda Salı günü il Müftümüz Celal Sürgeç hocam aradılar, teşekkür ettiler. Önerilerimizi de destek verdiler ve görüşmek istediklerini söyledir.
Yol arkadaşım İbrahim Gülsu kardeşim ile görüşme talebi aldık ve çıktık yola. Uzatmadan hemen konuya gireyim, kendilerine 4 konuda düşüncelerini sordum. Ne bunlar?
Birincisi camilerde para toplanmaya devam edilecek mi?
İkincisi, taziye yemeklerine son verilecek mi?
Üçüncüsü, din hizmetlerinde vatandaşın beklentileri ve camilerin hayatın merkezi nasıl koymayı düşündükleri.
Dördüncüsü, tek görevlisi olan camilerde, imam hatiplerin izinli olduğu günlerde, tıpkı öğretmenlerde olduğu gibi yardımcı personellerden yararlanılıp, yararlanmayacağı…
HOCAMIZ NE DİYOR
Müftümüz Sürgeç konuşmasında, yazımda ifade ettiğim gibi camilerin yapıldıktan sonra akarı bulunmadığı için her hafta Cuma günü para toplandığını, bundan imam hatipler ve kendilerininden rahatsız olduğunu, bunun için Osmanlı’da olduğu gibi camiler yapıldıktan sonra, camiye gelir getirecek bir vakıf kurulup, vakfiye oluşturulması yoluna gidilmesinin daha doğru olacağını. Bundan böyle cami projelerinde de değişiklik yapılarak, alt katlarının işyeri haline getirilmesi için çalışma yapabileceklerini ve yasaların bu konuda müsait olduğunu vurguladı.
Bunun dışında, camilerin ihtiyaçların karşılanması için başka gelirlerde düşünülmesi gerektiğini söyledi. En kısa zamanda gazete köşe yazarları ile bir araya gelip, bu konuları görüşeceğini; ayrıca televizyon da da bir açık oturup yapmayı planladığını söyledi. Bu konuda fikri olan aydınlarla bir araya gelip, değerlendirme yapmak istediğini söyledi.
Vatandaşların din hizmetleri konusundaki beklentilerinde önemli olduğunu vurgulayan müftümüz çözüm odaklı hareket edileceğini belirtti.
TAZİYE YEMEKLERİ CENAZE SAHİBİNE YÜK OLMAMALI
İkinci konu ise Taziye Yemekleri ile ilgiliydi, bu konuda da bir çalışma yapıp, kitap ve sünnete uygun bir yardımlaşma şekline ihtiyaç olduğunun altını çizen Sayın Müftümüz Sürgeç hocam’a ilgisinden dolayı teşekkür ediyor ve bu konudaki görüşleri de yazıp, son noktayı koyalım.
Bu konudaki yazım yayınlandıktan sonra birkaç gazeteci beni aradı, bir tanesi cenaze sahiplerine taziye yemeklerinin kaldırılmasını istiyormuşum gibi, bir düşünce taşıdığımı zannederek beni uyardı. Hayır biz cenaze sahibine yemek gönderilsin ama taziyeye gidenler onlara yük olmasın. Çay, kahve, tatlı, yemek bunlar olmasın diyoruz. Adam acısına mı yansın, gelip gidenlere hizmet mi etsin?
Ama bu yemek olayı da yapılacaksa bana göre mutlaka
CENAZE HİZMETLERİ VAKFI KURULABİLİR,
Evet cenaze hizmetleri bu vakıf aracılığı ile yürütülür. Gerekirse belediyelerde bu vakfa yardımcı olur.
Başka neler yapılabilir, bizimkisi bir fikir?
Belediyeler topladıkları vergilerden, cami temizliği konusunda destekçi olabilirler, her beş camiye bir görevli verseler, sırayla camiler temizlenebilir. Tabi ki bunların tabi hukuki zemini oluşturulmalı.
Bu konular halledilecek konular, Osmanlı bunu halletmiş, hayır sever insanlarımız bu çalışmaları severek yaparlar diye düşünüyorum. İnşallah herşey daha güzel olacak.
Evet, Sayın Müftümüz yazımıza teşekkür etti, çünkü eleştirinin yanında çözüm de ortaya koymuştuk. Bizde sayın hocamıza teşekkür ediyoruz, çünkü önerilerimizi dikkate aldı….
Peki kalın sağlıcakla.
Allah’a emanet olun.