Ceviz Ağacı'nda Abdulkadir Çapanoğlu anlatmış cevizi. Cevizağacı Nazım Hikmet 'in ünlü şiirini hatırlatır bana. Koca şair arandığı sıralar.Yakalanırsa tutuklanacak. Sevgiliyle kavilleşmiştir. Gülhane Parkı'ndabuluşacaklardır. Nazım erken gelir kavil yerine. Bir ceviz ağacının altındabeklemeye başlar.Polisin geldiğini farkeder. Ceviz ağacına tırmanıp saklanır.Tam o sırada sevgili de gelir. Polisler Nazım'ı bulamazlar. Sevgili de birazbekleyip oradan ayrılır. İşte Nazım o ünlü şiirini bu olay üstüne yazar:

                "Benbir ceviz ağacıyı Gülhane Parkı'nda

                Ne senbunun farkındasın, ne de polis farkında."

.

                Ben, birde folklor penceresinden bakacağım cevize.

                Bizimellerde bir türküdür söylenir. Adnan Türközü'den alınma bir Kayseri türküsüdür:

                "Cevizoynamaya gelmiş odama

                Nişanlında bu mu derler adama

                Dayanamamsenin kara sevdana

.

                Amanaman olmuyor

                Eşeşini bulmuyor

                Karayağız genç  oğlan

                 Niye gönlün olmuyor"

.

                İlkdörtlük olayı seriyor  orta yere. İkinişanlı olayın öznesi. Nişanlılardan erkek olanı daha oyun çocuğu. Cevizoynuyor yaşdaşlarıyle. Tutmuş nişanlayıvermişler.  Nişanlısı gelinlik çağında bir genç kız.Nişanlı görmeye geliyor bizim oyun çocuğu. Cebinde cevizleriyle. Nişanlısı ilgibekliyor. Tatlı sözler duymak istiyor. Bizim oyun çocuğunun iyi bildiği bir şeyvar. Ceviz oyunu. Diyor ki nişanlısına:

                -Cevizoynayalım mı?

                Gençkızın dünyalar başına yıkılıyor. Ama ne yapsın? Katlanmaktan başka çaresiyoktur. Bir süre sonra seferberlikte askere alıyorlar küçücük yarini. Genç kızkahroluyor.

.

                Kayseri'denSarıkamış'a uzanalım. Bir Sarıkamış türküsüne kulak verelim. Bir oyuntürküsüdür. İkilik biçimindedir. İlk ikilik ve bağlantı ikiliği şöyledir:

                "Dağdakeserler cevizi

                Hanıyagelinin çeyizi

.

                Vallahitatlı ballıyam

                Billahitatlı ballıyam"

.

                BizimOğulcuk'ta Yonuz'un cevizi çok meşhurdu. Yonuz'un bağında kim bilir kaç asırlıkbir ulu ağaç. Dibinde derin uykulara dalmalar. Ceviz gölgesi pek serin ve koyuolur. Uykusu da ağırdır. Sülfür gazı salgılarmış ceviz. Ona sebep gölgesi ağırolurmuş. Orasını bilemem de bir atasözünü iyi bilirim: "Dut gölgesi, itgölgesi; söğüt gölgesi, yiğit gölgesi; koz gölgesi, kız gölgesi."

                Burada"koz"un ceviz olduğunu belirtmeliyim. Koz (ceviz) gölgesine övgüdizmiş atalar. Onların da bir bildiği vardır arkadaşlar.

                .

                Gelelimcevizliğe. Cevizlik bizim  Oğulcuk'ta biryer adıdırGırgı (Kırgı)'nın altında bir mevki. Bir tek ceviz ağacı yokburada.Ama adı Cevizlik.

                Adı lazım değil bizimOğulcuklu'nun biri bir başka köyden evlenecek. Dünürcüler gitti. Damat adayı daberaberlerinde. Geçim...Medarı maişet konuşuluyor. Bizim damat adayı diyor kilaf arasında:

                -Bizimcevizliğimiz var.

                Allahyazmış. Hayırlı iş oldu. Gelin geldi komşu köyden.

                Birsüre sonra gelin dedi ki:

                -Herif,cevizliğe gidek.

                Geldiler.Bir kuru tarla. Bir tek dikili ağaç yok.

                -Ahabizim cevizlik burası, dedi bizim Oğulcuklu.

                Kadıncağızşaşırmış:

                -Böylecevizlik mi olur herif?

                -Vallahaben de bilmiyom avrat. Eskiden belli biz buruya "Cevizlik" dirik.

                  Lafı epeyce uzattık değil mi? Öyleyse hadibana müsaade...