Cumhuriyetle birlikte kurulan Cumhuriyet Halk Partisi, 1945 yıllındaçok partili sisteme geçmesiyle birlikte kan kaybetmeye başladı. 1950 yılındaAdnan Menderes’in kurduğu Demokrat Partiye açık farkla yenilince kendisini birtürlü toparlayamadı. Ortanın solu ve ‘toprak işleyenin su kullananın’ sloganıylaCHP Bülent Ecevit’le %42 oy aldı ve temelsiz bir CHP iktidarı kuruldu. Oda uzunsürmedi. Büyük hayal kırıklığı yaşattı. Yakın tarihte ise kaset skandalıylaDeniz Baykal’dan boşalan Genel Başkanlığa Kemal Kılıçdaroğlu seçilmişti.  Kısa bir rüzgâr estikten sonra o da sakin denizlerdeyerini korumaya başladı.  24 HaziranCumhurbaşkanı ve Milletvekilliği seçimlerinde %22 oy alarak 9. yenilgisinialdı. Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce de rüzgârı arkasına alarak partisinden8 puan daha fazla alarak Cumhurbaşkanı seçilemedi ama heyecan yarattı.

Bu üstünlüğü elde eden Muharrem İnce bu kez olağanüstü kurultaykararıyla genel başkanlığı koltuğuna oturmak istiyor.

Aslına bakılırsa; CHP, Muharrem İnce ile mutlaka Kılıçdaroğlu’ndandaha çok heyecan yaratabilir.

Ancak, İnce’yle de bu iş olacak gibi değil… Herkesikucaklayacak güçlü kılacak, tüzüğü, planlı programı olan CHP’nin her alanda sözsöyleyecek politikası olması lazım. CHP, ekonomide, yargıda, tarım da; sanayide,teknolojide, turizmde, inandırıcı söylemlerini ortaya koymalı.

Çağdaş tüzük, güçlü örgütle partiyi 21’yy’a taşıyacak,gerçekleşmesi mümkün olan program ve programı uygulayacak, liyakat, kariyer vebirikimli kadro olmalıdır.

Siyaset içerisinde yeni yüzler olmalıdır. Adnan Menderes siyaseteyeni yüzler ekleyip Demokrat Parti seçimi kazanmasın sağlamıştı. Demirel,Ecevit, partilerine genç ve yeni yüzler ekleyip büyük başarı hikâyesiniyazdılar. Özal, ANAP’ın kadrolarına yeni yüzler ekleyerek seçim zaferi eldeetti.

CHP, çok ciddi reformları ortaya koymalı, iktidar olmak içinde güçlü örgüt, güçlü tüzük, etkili program tüm bunlara ilaveten güçlü kadrolarlatamamlamak olmazsa olmazıdır.

En önemlisi insanlara dokunmasını bilmek ve ülkeninşartlarına göre yeni yeni söylemlerine ekleme yapılması gerekecektir.

Cumhurbaşkanı seçimi ve Milletvekili seçimlerinde CHP vediğer muhalefet partilerinin bol keseden desteksiz atmalarına son verilmesi veekonominin şartlarına göre inandırıcı olmalıdır.

Eğer bunlar olmadığı takdirde verilen sözlerin hiç birininyerini bulmadığı da bir gerçektir. Söz verilen büyük vaatlere seçmenlerinansaydı her halde CHP oyu % 22’de kalmazdı.

Yıllar önce CHP’de Mustafa Sarıgül beklentisi de ağırbasmıştı. Ama yapılan kongrede Sarıgül’ün tribünde saldırgan tutumu ekranlarada yansıyınca da ateşi birden sönmüştü!

 Partiyi Ancak “Muharrem İnce kurtarabilir” düşüncesibir süreden beri CHP’li olan seçmenler arasında büyük beklenti yaratmakta olduğumalum.

Ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun insan olarak hiçbir kimsenindiyecek bir sözü olamaz.  Konuşması dason yıllarda düzeldi. İyi şeyler söylüyor. Türkiye gibi ülkelerde maaleseflider profili ön plana çıkmaktadır. Eğer lider büyüleyici özellik ve üslup olarakinsanların beklenesini karşılamıyorsa ne kadar dürüst olursaolsun maalesef gerekli oyu alamıyor. Partisini ya yerinde saydırıyor ya da geriyegötürüyor. Hep Muhalefet partisi olarak kalıyor. Bu başta diğer muhalefet partileriiçin de geçerlidir. Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ‘ün kurduğu parti oluncada bu şekilde hep geriye gitmesi ülkeye fazla bir şey kazandırmıyor hoştakarşılanmıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu tüm parti çalışmalarında vekonuşmalarında insanlara yeni projeler ve yeni yüzler kazandırması beklenirkenyalnız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirerek zaman kaybediyor.

 Muhalefetin görevi elbetteeleştirmektir. Ama şunu da iyi yaptı dese, birden puan kazanmaya başlayacak amaolmuyor.  Avrupa da olduğu gibi takdiretmek gibi bir alışkanlıkları bulunmamaktadır.

Son günlerde Kılıçdaroğlu, partide köklü değişikliğegideceğinden bahsetti. İnsanın aklına aradan 10 yıl geçmesine rağmen daha yenimi aklına geldi demekten kendini alamıyor.