İlgililerin Dikkatine

Çocuklarımız ; ilkokulda meraklı, ortaokulda üretken, lisede mucit, üniversitede korkak ve taklitçi.

Tüm milletlerin vazgeçilmezi eğitimdir. Eğitimdir ki milletleri ya bağımsız ya köle haline getirir.

Eğitimin artısı da eksisi de her alanda topluma  katlanarak döner.

Bu konuda ülkemizde ağzı olan konuşuyor veya konuştu.Dün hukukçu, iktisatçı, iletişimci olup da  daha sonra milli eğitim bakanı olanlar; uzmanlar, gazeteciler….. konuştu  ve hâlâ konuşuyor.

Nasılsa ülkemde eğitimden ,İCRA MAKAMI da şikayetçi, vatandaş da.

Bilginin uygulama alanı ekonomik, sosyal ve kültürel hayattır. Hayatla bağı olmayan bilgi çöplüktür.

Bilgi, tuğla gibi hayat  duvarına  konmayacaksa, neden üretilsin ve öğrenilsin?

Eğitim,hayata dair çözüm odaklı değilse,öğrenmeyi öğrenmeye ve çocuğun kendisini gerçekleştirmesine  yönelik değilse, eğitilen çocuk ancak ailesine , kendisine ve ülkesine problem üretir.

Her eğitim, öğretim faaliyeti, her bilgi, her çalışma hayat duvarına bir tuğla olmalı. Ezber, hayatta karşılığı olmayan, raf ömrü dolmuş, geleceğe hitap etmeyen, geleceğin mesleklerini beslemeyen bilgiyi çocuğa yüklemek bir zihni hamallıktır, zaman kaybıdır,beyinleri çökertme,sindirme yoludur.

“BİLGİ AMELİDİR. MÜŞTERİSİ OLMAYAN MAL ZAYÎDİR.”

Hülasa, dün de bugün de yarın da eğitim kurumlarının vazgeçilmezi, ülkemin varlık ve beka meselesi, her alanda İHTİSASLAŞMADIR. İhtisaslaşmayı da tetikleyecek olan; bedeni, ruhu “bulma” cehdiyle dopdolu bir eğitim ordusudur.

Bunu görmek için uzman olmaya gerek yok. Hem “eşyanın künhüne vakıf olmak için” hem seri  ve yerli  üretim için, bu bir mecburiyettir.

Herkesin her şeyi bildiği bir ülkede ihtisaslaşma olmaz.

“Mermeri delen damlanın gücü değil, sürekliliğidir.” Bu fiziksel bir kanun. Buradan hareketle acilen, hem de kırmızı alarmda ortaokul, lise ve üniversitelerin ihtisaslaşması gerek.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın “2023 Vizyonu” toplumun gazını almak için mi hazırlandı? Böyle bir belgede “vizyon” kavramını kullanmak da ayrıca bir aymazlıktır. Türkçe kelime kullanmak gerekmez mi?

Eğitimde 2023 Hedefleri’ni tamamen hafife almıyorum. Geçmişe göre söylemde de olsa eğitimde yeni arayışlar ortaya kondu. Hedeflerde meslek liseleri üzerinden ihtisaslaşmaya değinilmiş, alan-meslek seçiminin ortaokula kadar indirilmesi düşünülmüş; ama şimdiye kadar bu konuda harekete geçilmemiştir.

Okullarda “kültür, sanat, bilim atölyeleri” açılıyor.Bu bir gelişme.Ama bunu çok abartarak konuşuyoruz. Kimi kandırıyoruz?  Bu atölyeler sanat, kültür, bilim adamı mı yetiştirecek? Çağın aklıyla, hızıyla dalga mı geçiyoruz? İlkokulların dışında bu atölyeler ülkemin geleceğini beslemez.Sadece yenilik yaptığımızı zannederek yeteneklerin keşfini geciktirmiş oluruz.

Elbette bu kadar çocuğu; modern teknolojiyle donatılmış atölyelerde, laboratuvarlarda, araştırma enstitülerinde okutmak mümkün olmayabilir. Ülke bu maliyeti kaldıramayabilir. Ama ciddi bir elemeyle; bu milletin aklı, geleceği olacak mucit çocukları ortaokul itibariyle buralarda gerçek bilim-sanat insanı olarak yetiştirebiliriz.

O zaman gör bakalım Türk’ün zekâsı neler başarır?

Ağzını açan, ezberci eğitimden söz ediyor. Üstelik cumhurbaşkanından bakanına, profesörüne,uzmanına…

Bizde ne gariptir icra makamı da şikâyet makamı.Bu konuda adeta herkes muhalefet.

İnanmanın, bilginin gereği eylemdir. Eylemsiz söylem anlamsızdır.

Söylemlerinize dair eyleminiz yoksa, siz söz cambazısınız, oyalayıcı ve yanıltıcısınız.Hemcinslerini tuzağa düşüren kekliksiniz.

Allah’ın bu millete ikram ettiği beyinleri tespit edip, bu mucit beyinleri milletin, hayat savunmasında kullanmak devletin asli vazifesidir.

Eğitimde ihtisaslaşma, ülkeye; korkunç diyeceğimiz boyutta işgücü, kaynak, eleman, fiziki yapı, araç-gereç, atölye, laboratuvar tasarrufu sağlar. Bugün bu konuda  üniversiteler  adeta alarm veriyor.

Not :Bundan sonraki iki yazımızda ihtisaslaşmaya devam edeceğiz.

İbrahim GÜLSU