Dünyanın kurulmasından sonra ,insan neslinin yaşam süreci ile birlikte, evliliklerdeki çeşitli sorunlar da günümüze kadar artarak devam ede gelmiştir.
İnsan hayatın en önemli dönüm noktalarından biri evliliktir.Evlilik çiftler için yepyeni bir sürecin başlangıcıdır. Kadın ve erkek ,ne kadar isteyerek bu karara varsalar da ,arkadaşlık ve arkasından nişanlılık döneminin dışında bir atmosfer olan evlilik süreci ,sorumlulukların arttığı ,bağımsızlığın sınırlandığı bir ortamdır. Evlilikle birlikte artık bir aile olunduğu için , sorumluluklar ve beklentilerde değişecektir. Kurulan yeni düzenle birlikte çeşitli sorunlar , örneğin: görüş ayrılıkları , ortak karar alma, ekonomik konular , ailenin kültürel farklılıkları ,eşler arasındaki güç dengesi , beklentilerin karşılanmaması gibi sebepler , evlilik öncesi yaşanan yoğun duyguların devam etmemesine , duygusal ayrışmaya ve tartışmaya sebep olur. Bunun sonunda eşlerin birbirine küsmesi ,duygularını net ifade etmekten kaçınması ,birbirinin özel alanlarına saygı göstermemesi de karşılıklı ilişkiyi çıkmaza sokar.
Ailesinde fiziksel, duygusal veya psikolojik şiddet ortamında yetişmiş bir erkek ,daha güçlü olduğu için , aynı şiddeti tartışmalar sonunda eşine uygulayabiliyor. Oysa sinirlenerek veya öfkeyi kontrol edemeyerek kavga etmek , neticede sık sık ayrılma imasında bulunmak yerine ,fikir ayrılıklarını konuşup uzlaşmaya varabilmek ve çiftlerin aralarındaki olumlu etkileşimi artırmaya çalışmak, karşılıklı anlayışlı davranmak ilişkiyi sağlamlaştırır. Bununla birlikte baş başa kaliteli zaman geçirip eğlenebilmek , birbirine destek olmak,beklentilerini karşı tarafı suçlamadan ve kırmadan ifade edebilmek de çok önemlidir.
Eşler aynı zamanda arkadaş olabilirse, aralarındaki bağ ve bakış açısı da güçlenir , gizlilik kalmayınca sorunlarını da birlikte çözebilirler. Karşılıklı duydukları saygı ve sevgilerini zaman zaman ifade edebilmeleri, başarılı oldukları ,beceri gösterdikleri alanlarda birbirlerini takdir edebilmeleri,aralarındaki bağı kuvvetlendirir , sevgiyi canlı tutar,ve anlayışlı davranmayı sağlar. Sevgi ne kadar güçlü olursa yaşanan gerginliklerde ,meselelerin halledilmesi de o kadar kolay olur ve birbirine duyulan güven duygusu da güçlenir. Oysa çeşitli ortamlarda , davranışlara tenkit ve eleştiri ile yaklaşmak ,olumlu yönleri değil de eksikleri görerek moral bozacak şekilde ifade etmek ,sağlıklı bir evliliğin yürümesini zorlaştırır.
Evliliğe karar verirken karakter uyumu ve hayata bakış açısı önemlidir. Çiftlerin yaş ve sosyal durumları birbirine denk olmalı , eğitim düzeyleri uç noktalarda olmamalı, yaşam tarzı ve alışkanlıkları uyum içinde olmalıdır. Bunlara dikkat etmeden acele alınan evlilik kararlarının sonunda ilk anlaşmazlıklarda tartışmalar başlar ve ileri safhalarda da boşanmaya kadar gidilir. Evlilikler bitirilmek için değil ,bir ömür sürdürülmek için yapılmalıdır. Bunun için de güven ,şefkat, huzur, bağlılık ,özveri ve sevgi ile onu beslemek gerekir.