Gönül ve ruh dünyamızı aydınlatan şahsiyetlerimizi unutmamak adına O zatların, miladi ya da hicri vefat yıldönümleri geldiğinde, hayatlarına dair kısa bilgileri derleyerek her Cumartesi bu köşede yazmaktayım. Bu hafta ki gönül dünyamızı aydınlatan mümtaz şahsiyetlerden bazıları:
KAZIM KARABEKİR PAŞA
(d. 23 Temmuz 1882 – ö. 26 Ocak 1948)
Türk komutan, siyasetçi, 23 Temmuz 1882 tarihinde İstanbul'da doğdu. Harbiye’yi bitirdikten sonra, 1905'te de Erkan-ı Harbiye'den yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. Balkan ve Çanakkale Savaşlarında görev aldı. Kutü'l-Amare'yi kuşatan 18. Kolordu Komutanlığı'na getirildi. 1918 senesinde Erzincan, Sarıkamış, Kars, Erzurum ve Gümrü bölgelerini Ermeni ile Rus kuvvetlerinden geri aldı. Kurtuluş Savaşı'nda Doğu cephesi komutanlığı yaptı. Ermenileri büyük bir bozguna uğrattı. Ruslarla Kars Antlaşması görüşmelerini yürüttü. 1923 senesinde İstanbul milletvekili olarak TBMM'ne girdi. 1924'te, Halk Fırkası'ndan istifa etti. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın başkanlığına seçildi. Parti, 3 Haziran 1925'te kapatıldı.
Kazım Karabekir Paşa 15.Kolordu Komutanı olarak Erzurum’daydı. Fransızlar Maraş’a girdiğinde, Maraş’a yardım için “İslâmlara yapılan mezalim milletin yüreğini sızlatmaktadır” diye Heyet-i Temsiliye’ye telgraf çekmiştir. Kurtuluştan sonra Maraş Mutasarrıflığına çektiği 13 Şubat 1920 tarihli telgrafta; “Maraş kahramanlarının İslâmlara has olan celâdet ve fedakârlıkları neticesinde sevgili bayrağımız yine Maraş üzerinde dalgalandığını haber almakla bütün kolordum büyük sevinç duymaktadır. Öldünüz, fakat İslâmlığı (Türklüğü) öldürmediniz. Tarihi-i millîmize kanınızla ve hayatınızla emsalsiz bir menkıbe-i celâdet yazdınız. Maraşlıların ve sizin alınlarınızdan öper, Kolordumun hissiyat-ı samimanesini arz eylerim” diye Maraşlıları tebrik etmiştir. Kazım Karabekir Paşa 26 Ocak 1948'de Ankara'da vefat etti. Rahmetle anıyoruz.
ÖMER TEKEREK
(d. 1949 – ö. 26 Ocak 1993)
Orman Yüksek mühendisi, Türk Ocağı Kahramanmaraş Şubesi eski başkanı, iyi bir insan, iyi bir neyzen ve tasavvuf ehli gönül adamıydı. 1949 yılında Kahramanmaraş’ta dünyaya geldi. Vefatında, şehrimizin Ediplerinden Fazıl Tiyekli Hoca “ Bir dost yitirdik “ başlıklı yazısında onun için şunları yazmıştı;
“ Bir menfiler birde müspetler zor unutulur. O zor unutulacak müspetlerdendi. Bir düşmanlık birde dostluk geç unutulur. O gerçek bir dosttu… Herhangi bir kimseyi incittiği, kırdığı görülmemiştir” söyleminde onun için iltifat edilmiş sayılmaz… Sanata açık, tasavvufa hayran aynı zamanda pozitif kafalı bir gönül adamı idi. Bu haliyle aklını gönlü ile dengelemiş gerçek bir Müslüman, gerçek bir Türk tipi… Gönül ehliydi… Musikişinastı… Neyzendi… “
Rahmetli Ömer Tekerek benim şahsımda da ayrı bir yeri vardır. Kendisi Kahramanmaraş Musıki derneği neyzenlerindendi ve benim de ney hocamdı. 26 Ocak 1993 günü bu dünyadan göçtü. Sevenleri, dostları vefat yıldönümünde her yıl dualarla anmaya devam ediyorlar. Vefatının 27. Yılında rahmetle anıyoruz.
NEYZEN TEVFİK
( d. 24 Mart 1879 – ö 29 Ocak 1953)
24 Mart 1879’da Bodrum’da doğdu. İzmir Mevlevîhânesi’ne devam ederken ney öğrenmeye başladı. Daha sonra İstanbul’a Fethiye Medresesi’ne girdi. Orada Mehmed Âkif’le tanıştı. Arapça, Farsça ve Fransızca derslerini aldı, kendi de Âkif’e ney dersleri verdi. Mala mülke değer vermeyen, etrafındaki haksızlıkları alaya alan dervişmeşrep bir kişiliğe sahipti. İçkiye olan düşkünlüğü sebebiyle birkaç defa akıl hastahanesinde tedavi gördü. İzbe meyhânelerde sefil bir hayat yaşamaya başladı.
“Aksedince gönlüme şems-i hakîkat pertevi / Meyde Bektâşî göründüm neyde oldum Mevlevî” mısraları onun yaşayış tarzı ve düşünceleri hakkında fikir vermektedir. İnandığı gibi yaşamıştır. Manevi büyüklerimizden, aslen Kahramanmaraşlı olan Ahmet Kuddusi Maraşi’nin bir şiirini; “Ey rahmeti bol padişah! / Cürmüm ile geldim sana / Ben eyledim hadsiz günah / Cürmüm ile geldim sana” Hicaz makamında besteleyerek Türk Tasavvuf Müziğimize İlahi tarzında bir eser kazandırmıştır. 29 Ocak 1953’te vefat ettiğinde, hem Mevlevî hem Bektaşî merasimi yapılarak Kartal Mezarlığı’na defnedilmiştir. Mevleviye tarikatının büyüklerinden Remzi Dede, “Remzi târîhin yazarken çekti bir âh-ı hazîn / Gitti Neyzen elde ney kevser şarâbı içmeye” mısralarıyla vefatına tarih düşürmüştür. Neyzen Tevfik’in yayımlanmış; Hiç ve Azâb-ı Mukaddes adlarında iki şiir kitabı bulunmaktadır. Rahmetle anıyoruz.