Osmanlı ve öncesinde saraylarda müneccim ve onları idare eden müneccim başları vardı. Bunlar sarayın ahalisini yönlendirir ve padişaha danışmanlık yaparlardı. Bazı dönemlerde sarayın gözdesi olup her işte onlara müraacat edildiği de görülmüştür. Şunu hatırlatma da fayda vardır. O zamanın müneccimleri ile günümüzün medyumlarını(cindarlarını) bir tutmamak gerekir. Saray müneccimleri astronomi ve astroloji dahil olmak üzere kadim bilgileri de öğrenip bir yandan gezegenlerin durumlarını gözlemlerler ve onları bilimsel olarak kitaplara dökerlerdi. Bunların amacı büyü veya insanların geleceği ile ilgili gaybi haberler vermek değildi. Her ilmin bozulması gibi bu ilimde bozulmuştu. Bozulan bu ilim okuyanların yoldan çıkmasını sağlayıp halkın sağlığını ve karı kocanın arasını açmak ve benzeri her türlü sapkın görüşleri bu çerçeve içine koyarak halka kabul ettirmişlerdi. Piyasada birçok yayınevi böyle kitapları yayınlamakta ve insanları şirk bataklığına sürüklemektedir. Bizim görüşümüze göre en ağır tabiri ehli şirk, en hafif tabiri küfre gitmeleridir. İsmine havas deyip insanlara ve Müslümanlara bu işin islami olduğunu empoze etmeleridir. Diyanet bu gibi yayınlarla mücadele etmelidir. Bu zamanda işin ehli olan yok mu? Peki bunlar devlet tarafından kullanılmaz mı? İstihbarat yada kayıpları, faili meçhulleri aydınlatamazlar mı? Fıkhen, faili meçhul ve kayıpları bulma mümkün gözükmemektedir. Diğeri ise, aklen mümkünlüğü tartışılmaktadır. Farklı nesneleri kullanarak istihbarati bilgi almak ve onun ispatını yapmak çok zordur. Başka devletlerin kullandığının söylenmesi söylentiden başka bir şey değildir. Şu zamanımızda her köşe başında şu kadar cinlerim var diyen, gayibden haber verenlerle dolmuştur. Ekran başlarında endam gösterenler kendilerine medyum diyen nice kişiler gördük ve görüyoruz. Bunların bilmediği hiç bir konu yok herşeyi bilmekteler. İnternet ortamınıda çok iyi kullanıyorlar ne hikmetse. Bunlar insanların inancı ile beslenmektedirler. Hemen şu soruyu müslümanlar olarak kendi kendimize sormak zorundayız. Cinler mi insana hükmediyor yoksa insan mı cinlere? Şayet insanlar cinlere hükmediyor ise bu sapıklıklar niye? Yok cinler insanlara hükmediyor ise bunlara gitmenin insana faydasız olduğu görülmekte ve onların söylediklerine inanmanın insanın kendini kandırmasından başka bir şey olmadığı görülmekte. Hz. Ayşe(r.anh) dedi ki: 'Bazı insanlar Resulullah’a kahinlerin yaptıkları hakkında fikrini sordular. Resulü ekrem şöyle dedi; 'Aslı olan(doğru) bir şey değildir' buyurdu. 'Ey allahın resulü' dediler. 'Onların bize geleceğe dair verdiği bazı haberler söyledikleri gibi çıkıyor' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber 'onların bu tür haberleri (görevli meleğin ilham ettiği) gerçeklerdendir. Onu bir cin melekelerden kaparak kahin dostunun kulağına fısıldar. O kahinlerde bir doğruya bin yalan karıştırarak haber verirler.'(Buhari Tıp-Müslim Selam) Diğer bir hadiste safiye binti ebu Ubeyd, Resulullah’ın bir eşinden şöyle naklediyor. 'Kim çalıntı veya yitik bir malın yerini haber veren bir kimseye(kahin veya cindar) gidip ondan bir şey sorar, söylediğini de tasdik ederse, o kişinin 40 gün hiçbir namazı kabul olmaz.'(Müslim, Selam-Ahmed bin Hanbel, Müsned) Bir hadisi şerifte buyrulur ki: 'uğursuzluğa inanan, kahinlık yapan, kahine giden, büyü yapan ve yaptıran ve bunlara inanan bizden değildir.'(Bezzar) Birgivi vasiyatnamesinde ise bir kimse çalınanları, kaybolanları bilirim dese; diyende, buna inananda kafir olur. 'Bana cinler haber veriyor onun için biliyorum' derse yine kafir olur. Çünkü gaybı cinler bilmez gaybi yalnız Allah bilir buyuruluyor. İbn Abidin hazretleri buyuruyor ki: büyü; ilme, fenne uymayan, gizli sebepler kullanarak garip işler yapmayı sağlayan ilimdir. Büyü öğrenmekte öğretmekte haramdır. Haram kılınmış bir şey halkımız arasında neden bu kadar yaygınlaşıyor. Bunun en büyük nedeni; birincisi halk bunun dini hükmünü bilmiyor ve diyanet işleri başkanlığı doyurucu açıklamalar yapmıyor. İkincisi, sapık fikirler bu kisve altında yapılıyor. Bakın, size bir yaşanmış olayı nakil edeyim. Anadolu’nun bir ilinde geçen olayda bir medyum var. Halkın deyişi ile cindar, yanına gidenlerin gözü ile ermiş. Bu kişinin iki evli olmasına denecek çok şey varda şu an konumuz o değil. Bu kişi gündüz kumar oynuyor, kadınlarla zinaya ve alkole cevaz veriyor. Hatta beni bile şoke eden öyle bir kelamı var ki; sen yapmazsan başka biri yapar ve bunun daha ötesinde kelamlar eden bir kişi. Cin ordularım var diyerek halkı korkutmuş ve sindirmiş. Şu anlatacağım olayı psikologların açıklaması lazım. Yanına gidenlerin kafasına vurarak kalp gözlerini açıyor ve onlara birtakım şeyler gösteriyor. Kimi bu olay ile ilgili şöyle diyor; bu, kişilerin kafalarına vurarak onlara cin veriyor. Bu yapılan ayin değişmiyor. Her gidene bunu yapıyor ve her kafasına vurulan da tuhaftır ki bir şeyler görüyor. İslam, yukarıda da anlattığımız gibi bunların hiçbirisini kabul etmez. Dinlediklerim ve bana anlatılanların ortak noktası bu medyum yerin altını ve üstünü gösteriyor bunlara. Yine bana anlatılana göre ve onun sadık bağlısı şöyle anlatıyor. Burayı çok iyi dinleyin, bu adam o kadar saf ki ayın hilal şeklinde olduğunu kendisinin de bu hilalin ucuna oturduğunu söylüyor. Bunu duyar duymaz benim aklıma gelen sizin de aklınıza gelmiştir. Birincisi aya çıkıldığında ayın hilal olduğunu iddaa etmek veya söylemek akla, ilme ve bilime aykırıdır. Hemen aklıma gelen sinema şirketlerinden birinin film başlamadan önce hilalin üzerinde birinin oturtulduğu sahne aklıma geliyor. Diyorum ya psikologlar bu kişilerin nasıl bir ruh halinde olduğunu anlamakta. Zamanında biz buna siyonizmin uşağı Yahudi demişiz. Bir Müslümana siz nasıl böyle bir şey dersiniz diye bizi eleştirmişlerdi. Biz Müslüman birine değil Yahudi birine dahi böyle bir ifade kullanmayız. Nedeni, ne Tevrat da ne de Kuran da zinayı helal saymaz veya haramı hoş göstermez. Kadınlar ile yatmayı bırakın herhangi bir haramı sen yapmazsan başka biri yapar demesi bile bu kişinin islam düşmanı olduğunu gösterir. Zaten yukarıda bahsi geçen hadislerde de görüldüğü gibi bu adamın islamlılığı tartışılır. Bu gibi adamların tamamı en hafif tabiri ile şarlatandır, hangi dinden olursa olsun. Türkiye’nin dört bir yanında öyle şeyler duyuyorum ki burada ancak anlayabileceğiniz şeyleri anlatıyorum. Bizden rica ediyorlar köşenizde bunları da yazın diye. Bütün duyduklarımı anlatsam RTÜK sansür koyar. Şu da karıştırılmamalıdır. Bir takım şifa ayetleri vardır. Müminlerin birbirine yaptığı dua, bu şifa ayetlerini okuyarak yapılan dualar ve bu duaları edenler. Çünkü bunlar hastalara moral verir ve manevi destek olur. Kuran zaten başlı başına şifadır. Bu böyle görülmelidir. Bu cindarlarla, kâhinlerle ilişkilendirilmememlidir. Cin ve insan ilişkisi, bu ilişkinin nasıllığı ve niceliği cinsinden mümkün olup olmaması noktasıdır. Biz deriz ki şayet böyle bir şey mümkün olsa dahi fıtraten mümkün olmayabilir. Toprakla ateş bir arada olmayacağı gibi ispatı da söz konusu olur. Bir kişi cinlerle ilişki halinde olduğunu iddaa etse bunun ispatını yapması la mümkündür. Düşhali yani rüyaya benzer. Nasıl kişi rüyasını ispatlayamıyor ise bunlarla irtibatını ispatlayamaz. Çünkü asıllarını görmenin mümkün olmadığı yine islami kaynaklarda mevcuttur. Tekrar halkımıza buradan sesleniyorum. Bunlar sizin akıl sağlığınız ile oynuyor imanınız ile oynuyor ve çoluk çocuğunuzun rızkı ile oynuyor. Böyle insanlara gidip düzeleni hiç görmedim bilakis daha kötüye gittiler. Son sözümü peygamber(a.s.m) in sözü ile bitiriyorum. 'Kim bir kahine gider dediklerini doğrularsa şüphesiz ki Muhammed’e indirilmiş olanı(Kuranı) inkar etmiş olur.'(Ebu Davud, Tıp Hadis No :3904) Bunlara gidip te islamdan çıkmayın. Şayet bir hata edip te gitmiş iseniz hemen tevbe edip Allah’tan af dileyin. İşte halkın imanı müneccim ve medyumlara kalırsa halk islamdan uzaklaşır ve şirk bataklığına batar. Vesselam... Erkan AYBAR