Bir an koltuğunuz sallanmadığı halde her an düşecekmişsiniz hissi yaşadığınızı düşünün. Ya da kalbinizin hızlıca attığı hiçbir şeye adapte olamadığınız bir halde olduğunuzu düşünün. Arabadasınız birisine çarpacak mısınız gibi bir korku içindesiniz. Bunları okurken düşünün. Bir an kendinizi kaygılı insanların yerine koyun. Ve bu düşüncelerin gün içerisinde sıklıkla devam ettiğini düşünün.

Bazen çevremizdeki insanlara ne olduğunu anlamayız. Özellikle her şeyi dert eden acaba bir şey olacak mı endişesiyle yaşayan insanları hiç anlamayız.

Kaygı, insanın yaşan konforunu azaltan bir davranış biçimidir. Genetik olarak aileden aktarımı vardır. Eğer küçüklüğünüzde doğru bir rehberiniz yoksa kaygılarınızla nasıl baş edeceğinizi öğrenememişsinizdir. Sonrasında da sürekli bir şeyleri düşünmek ve ne olduğunu anlamadan kaygılanmak sizin için bir çözüm haline gelmeye başlamıştır. Ve tabii eğer çevrenizde kaygınızı tetikleyen insanlar ve durumlar varsa artık kaygılı bir insan olmanız kaçınılmazdır.

Bizim ruh sağlığımız beden zihin ve duyguların bir bütün halinde işlemesi ile devamlılık sağlar. Kaygı zihnimizin belirli alanlarını bloke eder. Kişiler anı yaşayamaz. Kişiler, gelecek kaygısı ve geçmişte ne yaşadıklarıyla zamanını bitiriverir.

Peki kaygı ne zaman sorun olmaya başlar. Aslında hepimiz bir nebze geçmişe bir nebze geleceğe gideriz. Çok fazla kaygılandığımızda  fizyolojimiz fazla tepkiler vererek duygularımızı bozar. Bu bedeninizin her tarafına yansıyabilir. Kimisinde omuzlar kaskatı kesilir. Kimisinde kalp hızı hızlı hızlı hızlı atar. Kimisinde kollar titrer.

Kaygınız çevrenizde yaşanan güzellikleri göremeyecek şekle geldiyse, sürekli huzursuz hissediyorsanız, geceleri uyuyamıyorsanız, bir konuyu sürekli sürekli zihninizde tekrarlıyorsanız, sanki felaket şeyler olacakmış gibi geliyorsa o zaman bir durup düşünmekte fayda var. Hayat kaliteniz bozulmuş demektir. Bunun için bir destek almanızı tavsiye ediyorum.

Şimdi sizlere kaygılı zamanlarınızda düşüncelerinizin sizden uzaklaşmasını sağlamak adına bir çalışma aktarmak istiyorum. Birçok kaygınıza şifa olması dileğiyle.

"Kendinizi yemyeşil bir alanda sırtüstü yatarken düşleyin. Serin güzel bir hava var. Siz gökyüzüne bakarken kocaman ve berrak bulutlar size göz kırpıyor. Küçüklü büyüklü yoğun bulutlar gökyüzünü sarmış durumda. Bugün zihninizde olan bir kaygıyı bir bulut olarak düşleyelim. O bulutların içerisinden gözünüze kestirdiğiniz bulutu bulun. Bu kaygılı düşünceyi o buluta yollayın. Bu bulutun bir özelliği,  gökyüzünden uzakta ve sizin yakınınıza gelemeyecek şekilde olmasıdır. Sanki bu bulutu diğer bulutların arasına alın. Sizden uzaklaşsın yavaş yavaş başka bulutların arasına karışsın."

Siz şimdi tekrar okumaya döndüğünüzde kaygılı düşünceler yine gelecekler her geldiklerinde tekrar buluta yollayın ve böyle böyle kaygıları yönetmeyi öğrenmiş olacaksınız.