İnsanın inşası anne karnından önce anne ve babanın kişiliği ile başlıyor. Sonra anne karnında şekilleniyor. Doğduğunda yeni bir aileye gözlerini açıyor kişi. Kişi her şeyi en kıymetli yeri olan ailesinde öğrenmeye başlıyor. Mesela; şuur, edep, amaç, haysiyet, kişilik, merhamet, insanlık… İnsana yakışan hangi kıymetli özellikler varsa hepsini yegâne yerde öğreniliyor. Bazen ailemizin haricinde kültür, örf ve adetlerimiz de kişiliğimize zemin hazırlıyor. Ailemiz ve kültürümüz köken olarak kötüyse insan olma yani karakterli olma olgumuz sarsılıyor eğer iyiyse insan olmamıza anlam katıyor. Karakterli olmanın kriterleri herkese göre değişir bense “ edep” kavramının karakteri oluşturan birincil etmen olduğunu düşünüyorum. Edep; Hayâ, terbiye, iffet, zarafet, utanma, ağırbaşlılık, söz ve davranışlarında ölçülü olma, iyi ve güzel ahlâk gibi manalara gelir. Güzel terbiye ve güzel huylarla vasıflanmaktır. Utanılacak şeylerden insanı koruyan melekedir. Biz edep kavramının içini boşalttık. Şu zamanda her şeyi hızlı yaşayarak kelimelerin manalarını da tükettik. Mesela; bizden meslek gereği üst konumda olan birisine cahil muamelesi yapıp onun ilmine saygı göstermedik ya da tam tersi ilmi olmayan ve üst konumda cahil olan insanlara el pençe divan durduk. Yani aslında yerinde ve kararında değer veremedik. Ahlaklı insanları sanki bu çağa fazla geliyor gibi gördük. Çevremizdekileri de kendimize uydurmaya ahlaksızlaştırmaya başladık yeter ki tek kalmayalım. Şu modern zaman “ edep” kelimesinin manasını kaldıramayacak duruma geldi. Ağır geliyor bir insana edeplice davranmak. Kelimeler ağzımızdan çıkarken bir edeple çıkamıyor varsa yoksa kırmak ve yıkmak. Ve kırdığımızın sorumluluğunu alamayacak kadar vurdumduymaz olmak. Karakter olgusunun yerini “sadece günümüzü kurtarıp yaşamak” aldı. Günümüzü kurtarırken de her türlü karaktersizliği yaşamayı normal görür olduk. Değerlerimiz kayboluyor işin ilginci kaybolan şeyi de göremiyoruz. Normalleştiriyoruz elimizden giden karakter olgumuzu… Yazımı sonlandırmıyorum zira sonlanacak bir konu değil. Aksine tüm nesillere aktarılacak temel bir konu. Yazılarımda her zaman en olumsuzun içinde dahi olumlu bir şey bulma gayretinde olmuşumdur. Yitip giden değerlerimizi fark etmek ve bunu gelecek nesillere aktarmamak adına ne yapılabilir bunu konuşabilmek gerek. Karakter inşası edeple başlamalı. Yapı taşının önemli kısmı o. Sonra ise karakteri oluşturan her şeyle “ insan” kavramı oluşmalı. Maksadımız farkındalık kazandırmak. Farkındalığı kazandırırken köşe yazılarımla birçok kişiye ulaşmak. Damlaya damlaya göl olur misali. Bıkmadan ve yılmadan anlatmak herkese.Fark edelim artık yorulduk ve umursamaz olduk. Nereye gidiyoruz, kişilik inşamız ne üzerine kuruluyor, herhangi bir hedefimiz var mı kişilik inşasına dair? Daha birçok soru sorulabilir. Kendimize gelelim ve soru sorma şuurumuzu da kaybetmeye izin vermeyelim. En azından bizden sonraki nesiller için ne yapılabilir bunun üzerine düşünelim ne dersiniz?