Kahramanmaraş Sütçü İmam üniversitesi 1992 yılında kuruldu. İlk kuruluşundan bu yana Kurucu rektör Yusuf Vanlı ve Rahmetli Prof. Osman Tekinel’den sonra Niyazi Can’a kadar hepsini yakından tanıdım. KSÜ Rektörü Prof.Dr. Niyazi Can geçtiğimiz hafta basın toplantısı yaparak çalışmalarını uzun, uzun anlattı. 45 dakika süren bu konuşma oldukça fazlaydı. Bir süre sonra basın mensupları telefonlarıyla meşgul olmaya başladılar. Nihayet Rektör Can’ın konuşması bitti. Kısa bir soru cevap şeklinde geçti ve sona erdi.

Şimdi esas meseleye gelmek istiyorum:

Üniversite son aylarda yoğun bir faaliyetin içinde olduğu gözden kaçmıyor. Bahar şenliği. 8. incisi gerçekleşen AR-GE proje Pazarı, ardından 8 ülkenin katıldığı robot yarışması… Üniversite Sanayi işbirliği ile protokol imzalanması… Üniversite öğrencilerinin sanayide iş koluna destek vermesi ve el becerilerinin gelişmesi… Bundan sonra, dördüncü sınıf mühendislik fakültelerinde okuyan öğrenciler, artık son sınıflarını hep sanayide geçirecekler.  Bilindiği gibi, gelişmiş ülkelerde eğitimin yarısı fabrikalarda çalışarak geçiriyorlar. Çünkü üniversitenin verdiği teoriye dayalı diploma özel sektörde pek işe yaramıyor. Onun için KMTSO meclis başkanı Hanifi Öksüz, “Biz mühendis çalıştıramıyoruz. Bize ara eleman yetiştirin.  Onlar daha çok işimize yarıyor” demişti…

Elbette Üniversitede teorik olarak verilen eğitim özel sektörde sıkıntı yaratıyor. Bizimde gazetemizde üniversiteyi bitirip bizde işe başlayan gazetecilerde aynı sıkıntı yaşıyoruz. Ancak bir süre sonra verim vermeye başlıyor. Bu iş dünyasında istenen bir şey değil... Alınan hangi eleman olursa olsun işi başlar başlamaz verim almak isteniyor. Bu olmayınca karşılığı olmayan üniversite, diplomalı gençler, işsizler ordusuna katılıyor. Buda hem ülke ekonomisine hem de aileye zarar veriyor.

Bunun farkına varan rektör en doğru kararı vererek teknik elemanların son sınıflarda, okulda değil de sanayide geçirmesinin önünü açmış oldu.

Diğer bir konuda: Rektör Can basın toplantısında; acil olarak Diş Hekimliği fakültesi ve hastanesi ile eğitim fakültesi içinde binaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Bu konuda iş adamlarından destek istedi. Örnek olarak komşu illeri gösterdi.

Bilindiği gibi, İlahiyat fakültesini Abdülkadir Kurtul yaptırmıştı! Bunun arkası gelmedi… İş rektörde bitiyor: Çare olarak İş dünyasının ve varlıklı ailelerin kapısını çalmak…  Fakülte binasını tek başına yaptıracak birçok aile ve iş adamı bulacaktır karşılarında.  Önemli bir konuda: İlahiyat fakültesini yaptıran Abdulkadir Kurtul’a bir Fahri doktora vererek ödüllendirilmesi?

” Marifet iltifata tabidir “derler.

Diğer taraftan:

Üniversiteler bir ülkenin geleceğine yön vermesi gereken ve asli işi bilgi üretmek, ürettiği bilgiden katma değer yaratan kurumlardır.

Unutmayın üniversiteler bildiğiniz anlamda okul değil, birer bilim, buluş ve yenilik merkezi olmalı. Aksi halde bizim zor şatlarda verdiğimiz vergiler üretime istihdama gitmez.

Ülkemizin önde gelen üniversitelerinin ne yaptıklarını bilmiyoruz. Ancak KSÜ’den beklentilerimiz bir hayli fazla. Sanayi konusunda gelişmeler kaydedilmiştir. Tabi ki sonu değil. Daha verimli katma değeri yüksek mal üretmek zorundayız. Bunu Üniversite ile birlikte yapmalıyız bu konuda, KSÜ’nün de ciddi hedeflerinin olmasıda gerekmektedir.  Mühendislik fakültelerinde okuyan öğrencilerin Üniversite sanayi protokolünün yapılması bir öncü gelişmedir. Bunu takip etmekte önemlidir. Teknokent ve Üskim bunun için kurulmuştur. ”İşte hem at var hem de meydan”. Bu önemli konuda KSÜ ciddi hedefler koyarak diğer üniversitelere örnek olabilir.  Ben inanıyorum ki Rektör Niyazi Can bu barış ortamı ve performansla gittiği takdirde üniversiteyi istenilen seviyeye çıkaracaktır.