İnsan geçmişini hep merak ediyor, bunun için
her aile bir soy ağacı yapmalı. Bunun dışında örf ve adetlerimiz, mutfak kültürümüz, düğünlerimiz, komşu ilişkileri, büyüklere ve küçüklere karşı tutum ve davranışlarımız, kısacası kültürel birikimlerimiz mutlaka kayıt altına alınması gerekiyor… Bu bilgiler, geçmişi geleceğe bağlar.
Bir kişinin, kentin, milletin geçmişi yoksa geleceği de yoktur. Bunu gördüğüm ve bildiğimim içinde Kahramanmaraş’ımızın tarihi ile ilgili yedi yıllık bir araştırma yaptım. İki gazete bir dergide yayınlandı. Bu eser basımı bekliyor. İnşallah Rabbimin yardımı ile bastırırız bir gün. Eserin içinde neler var, camiler, medreseler, hanlar, hamamlar, türbeler, yemekler,tarihi ve doğal mekanlar v.s. Yaşar Alparslan ve Doç. Dr. Emin Toroğlu Hocalarım tarafından baskıya hazırlanan, Kasım 2015 tarihinde Öncü Basımevi tarafından basılan, İSKUR Tekstil Enerji Tic. ve San. AŞ’nin bir kültür hizmeti olarak dağıtılan; “1914 Yılı Maraş Kazası” isimli kitap güzel bir örnek olmuş. Tebrikler.
GÜZEL ÖRNEKLER ÇOĞALMALI Kitapla ilgili olarak Fatih Erdoğan hocam; “ Okunaması Gereken Eser ” başlıkla bir makele kaleme almış. İşte o değerlendirme. “
Maraş halkı dindardır. Hatta taassup derecesinde dindardır. Sazın içerisinde şeytan arayacak kadar dindardır. Oynarken elini kaldıranın nikâhının düştüğüne inanacak kadar dindardır. Onun için milli vasfı aşırı derecede törpülenmiştir. Dini vasfı taassup derecesindedir.
Kâmilen hepsi amelde Hanefi’dir.
Akaitte Mâtürîdi'dir.
Müslümanlığı Türk karakterdedir. Yirminci Asır başında Maraş’ta aileler iç disipline, kendine özgü eğitim sistemine, değerlere sahipse asildir. Asil aile, asil aileye kız verir, kız alır. Maraşlı aileler oğullarını ve kızlarını erken everirler. Güzellik tercih sebebi değildir. Evin oğluna istenilecek kız için ‘kız da güzel değilmiş’ diyenlere; ‘Yüzüne bastık mı sericin?’ diyerek önemli olanın güzellik olmadığına dikkat çekilir. Kız alınır kız verilirken bir mehir kesilir. Bunun birazı paradır. Birazı çapıtdır, yündür. Nişan çamaşırı/dürü yapılır.
Oğlan- kız münasebetine yer verilmez. ‘Gelin binmiş deveye, gör kısmeti nereye’ denir. Nikâh gelin-güvey olunacak vakit yapılır. Düğünlerde kadın erkek yerleri ayrıdır. Düğün eğlencelerinde silah sıkılır. Davetlilere; ‘ekşili et kabağı sulusu ve döğme aşından oluşan velime yemeği’ yedirilir. Maraşlılar evlatlarını erken evlendirirler işte sebepleri: * Evlatlarının mürüvvetini görmek için. Gözü görürken evlatlarına vazifesini yapmak için. * Kızını hayâlı icaplı büyütür. Eski tabirle eti dolgunlaşır gelin eder. Namırsını koruması için. İlk gördüğü erkekle sonuna kadar yaşaması için. Erkeğine ihanetten korkması için. Farklı yüz görmekten çekinmesi için. Emanettir, ana evinde arızalanıp kalmaması için. Eve lanet yağmaması için. Oğlanın çalkantılı döneminde kötü yola düşmemesi için. Başını bir yere bağlaması için. Dışarı hayatına alışmaması için. Harama hora gitmemesi için. Arkadaşlarına uyarak kötü yollara düşmemesi için. * Çok çocuk istenir. El âleme karşı gövde gösterisi için. Ailenin varlığını koruması için. Hukukun olmadığı zamanlarda hukuk boşluğunu doldurmak için. Kız çocuğu istenir sığınmak için. Oğlan çocuğu istenir çoğalmak için. Mürüvvet için, varlık için.
ŞİMDİ EVLENECEKLER OLANLAR BÖYLE Mİ * Oğlan kızdan 5- 10 yaş arası büyük olsun istenir. Genç kız sevmesi için. Genç kızdan gönlünün geçmesi için. Kadınının gözüne yaşlı gözükmemesi için. Doğumla çöken kadının erkeğinden yaşlı pozisyona düşmemesi için. * Ananın babanın eli ayağı tutuyorken evlatlarını evermenin ötesinde onları ayağa kaldırmak için. Çocuklarına yardım için. Onu da ev, iş, sermaye sahibi yapmak için. Kendi haline bırakmamak için. * Kırılma korkusu, kalkınma ve vatana lazım olur düşüncesi ve ölüde diride lazım olduğu için çok çocuk yaptırmak için. Torun sevmek, zürriyetini görmek için. Çoğaldığını bilmek ve rahat ölmek için.
* Asil yere kız verilir, asil yerden kız alınır, asil kalmak için. Er’in dayıya, kız’ın bibiye çekeceği için. Evlenip kendi yuvasına giden kıza; ‘orası öleceğin yer’ denilir, ailesine bağlanması için. ‘Herifini elinde tutmasını bil’ denilir, boşanmayı düşünmemesi için. ‘Gittiğin yere uy’ denilir, olur, olmaz her şeye karşı çıkmaması için. İstenir ki aile güçlü olsun, çocuklar analı babalı büyüsün, boşanma/ayrılma olmasın, ailenin şerefine darbe vurulmasın, boşanmanın ayıbıyla yaşanmasın. * Evlilik bir yastıkta kocamaktır. Güçlü aile güçlü milleti oluşturduğu için. Aile kutsal kabul edilir. Kutsal olduğunu Allah bildirdiği için. Evliliği Allah yazdığı için. Nikâh göklerden indiği için yuva sağlamdır.” Bu yazıyı okuduğumda kaybettiğim değerler aklıma geldi. Boşanmaların neden arttığına artık şaşmıyorum. Kalın sağlıcakla.