Kur’an-ı  Kerim  dünya ve  ahiret  aleminin  nizamını  tanzim eden, insanı dünya ve  öbür alemde  mutluluğa ve  seadete  kavuşturacak  yegane, tek bir  mürşittir. Kur’an-ı  gerçek  manada  anlamayan, o’nu sadece camilerde , kapristanlar da  veya  bazı özel gün ve   kandil  gecelerinde okunacak bir kitap  gibi  düşünmesi  ve anlaması  kur’an- na  yapılacak  en  büyük saygısızlıktır. Kur’an  yüce yaratıcıdan  bize gelen  nasıl yaşamamızı  tanzim  eden  ilahi  bir  nizamnamedir. Kainat  kitabının  okunmuş bir şeklidir. Kur’an  sız bir hayatta mutlu  ve huzurlu  olmak  mümkün değildir.  Kur’an  kainat ın  aklıdır.  Eğer Kur’an  kainattan  yahut  dünyadan çıksa  aklını  kaybeden gezegenler, seyyareler ; Akılsız  kalan  başlarını  bir birine çarparak  param-parça  olacaklar  dünyanın nizam ve dengesi  bozulacaktır. Büyük bir kıyameti  koparacklardır.  Bediüzzamanın ifadesi ile; “ KUR’AN, Şu sonsuz kainat’ın   ezeli  bir tercümesidir. Alem-i gayb ve şehadetin (görünen ve görünmeyen alemlerin)  bir  müfessiri ( açıklayıcısı) ,  yerde ve gökte  gizli kalmış  Allah’ın  isimlerini açıklayıp  anlamını  bildiren, bu dünya  aleminde  yani  alem-i  şehadette alem-i  gaybın , ahiret aleminin  konuşma lisanı, insanı seadete  sevkeden hakiki bir mürşidi dir.  Kur’an ; Hem bir kita-ı  şeriat, hem bir kitab-ı  dua, hem bir kitab-ı  hikmet, hem bir kitab-ı ubudiyet, hem bir kitab-ı  davet, hem bir kitab-ı  zikir,  hem bir kitab-ı fikir, hem geçmiş  bütün kitabları  içine alan bir kitab-ı  mukaddestir. Mukaddes  bir kütüphane  hükmünde bir  kitab-ı  semavidir. Kur’an  arş-ı azamdan ,  İsm-i  azamdan , her ismin en yüksek mertebesinden geldiği için  bütün alemlerin  Rabbi itibariyle  Allah’ın  fermanıdır. Bütün semavat ve arzın  Halıkı namına tüm aleme  bir hitaptır.  Bundandır ki  kelamullah  ünvanı  ona yakışır bir biçimde o’na verilmiş ve verilmeye de  devam edecektir. Kur’an  muhtelif asırlarda  gelen  bütün enbiyanın kitaplarını içine alan , ayrıca bütün evliyanın ve tüm  asfiyanın  eserlerini  içine alan  cami bir kitaptır. Şüphelerden uzak , dayanak noktası bihakkil yakın  gerçek  vahyi  semavi ve  Allah’ın  sonsuz  ezeli bir kelamıdır.” Kısaltarak  özetlemeye çalıştığım  bediüzzaman-ın  Kur’ an tarifi  bu şekildedir. Daha  geniş  bir   kısmı sözler  adlı esrinde mevcuttur. Kur’an  bir  hayat nizamıdır. Bu hayatı bize bahşeden zat hayatta nasıl yaşanması  gerektiğini de  bize  Kur’an  vasıtası ile  le bildirmiştir. Eğer biz  Kur’an-ı hayatımıza  uygulamassak  o hayattan zevk almak  ve mutlu olmak mümkün değildir.  Buda  laf ve sözle olmuyor, özde  ve söz de  yaşamakla  oluyor. Kur’ an  bizim  baş ucu  kitabımız  olmalıdır. Her konuda ilk  merci  ve danışmanımız o olmalıdır. İkinci  merciimiz  Kur’an-ın  ilk  müfessiri ve mübelliği, açıklayıcısı  Allah  Resulü  (sav)  dir.  Bu iki  temel  şaşmaz  ve  şaşırtmaz  hakka giden  yoldur. Halık-ı Rahim  bizleri  sırat-ı  müstekımden  ayırmaya. Kainat’ın   sahip  ve yaratıcısına  emanet  olun.