Eylül, mevsimlerin sonbaharı olduğu kadar, siyaset dünyasınında hüzünlü bir ayı.

1961 yılının 16-17 Eylül’ünde, ihtilalcı zorbalar, buülkede bir başbakan ve iki bakan asmıştı. Başbakan Adnan Menderes ki darağacıkarşısında dahi kendine zulmedenlere karşı nezaketini muhafaza etmiş, sonsözlerinde dahi ülkesini düşünmüş, “Hayataveda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim."Diyerek, ruhunu teslim etmişti.

Daha sonraki yılların bir başka Eylül’ünde 12 Eylül 1980de; ülkemiz bir daha askeri  darbe ilekarşı karşıya kalmış ve gelişim hızımız kesilerek gerilere doğrusürüklenmiştik.

Rahmetli Adnan Menderes, nezaketive beyefendi kişiliği ile tanınan bir İstanbul Efendisiydi.  Beşir Ayvazoğlu’nun,Bestekâr Alâeddin Yavaşça üstadımızdan naklettiği bir hatırayı, vefatyıldönümünde sizlerle paylaşmak istedim:

 “Sene 1953. DöneminZiraat Bankası müdürü Mithat Dülger’in Kalender’deki evi o gece Celal Bayar,Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan gibi bir dönem siyasetedamgasını vurmuş seçkin bir davetli topluluğuna ev sahipliği yapmaktadır. Ogece o davetin tertip edilmesi siyasi bir meselenin konuşulmasına zeminhazırlamak içindir.

Elbette bu tür davetlerin vazgeçilmezi olan mûsikî icrasıda vardır o gece ve solist, henüz 26-27 yaşlarında olmasına rağmenhanendeliğiyle mûsikî âleminde haklı bir şöhret edinen Alâeddin Yavaşça’dır.

Sohbet biter ve Alâeddin Bey konserine başlar. Bir ara,Adnan Menderes’in ayağa kalktığını gören Yavaşça bu davranıştan incinir,içinden şunu düşünmeden edemez: “Hiç konserin yarısında kalkılır mı,sevmiyorsan mûsikî istemeseydin!” Fakat tam o sırada kulağında birinin nefesinihisseder: 

 “Sayın doktor, acabarepertuvarınızda ‘Bu imtidâd–ı cevre kim bahtın şitâbı var’ şarkısıvar mı?”

Devamında sözü Alâeddin Bey’e bırakalım:

 “Dönüp baktım kiAdnan Menderes. Meğerse arkadan dolaşmış. ‘Var efendim’ dedim. ‘Lütfen okurmusun, rica edeceğim.’ dedi. ‘Hay hay efendim’ dedim.Gitti, yerine oturdu ve bu sefer aynı şarkıyı yüksek sesle istedi.

Düşününüz, bir sanatkârı, istediği şarkının repertuvarındabulunmaması ihtimalini düşünerek, kalabalık önünde küçük düşürmemek için gelipönce kulağına fısıldıyor. Varsa isteyecek! Ne büyük incelik! Doğrusu içimdengeçirdiklerimden utandım.”

Bütün şehidlerimizin ruhları şad olsun diyerek, yeniHicri yılbaşımızın memleketimize ve bütün İslam Alemine hayırlar getirmesinitemenni ediyorum.    

Selam ve sevgilerle.