Malatyalı Fatih Kaydı. Namı diğer Mersedes Kadir. Malatya’nın maskotu. Malatyalılar’ın şirin gözdesi. Koskoca Malatya, Kadir'in mersedes hayalini her şeyiyle sahiplenmiş. Mersedes(!) de 3 metre uzunluğunda bir ağaç parçası. Bir sırık. Ama aynası, nazarlığı ile tam donanımlı bir mersedes(!)
Biniyor Kadir mersedesine. Artık kim tutar Kadir’i. Turluyor Malatya yollarında. Ama ne turlama…
Kadir trafik kurallarına harfiyyen uyuyor. Kırmzı ışıkta duruyor, yeşilin yanmasını bekliyor. Arabasını kemali ciddiyetle park ediyor. Trafik polisleri yanlış yere park ettiğinde ya da çok hızlı gittiğinde Kadir'e ceza yazıyorlar(!)
Kadir Mercedes(!)ini servise götürüyor bakım için. Öyle ya… İhmale gelmez. Hele yürür aksamı. Ustalar mersedes(!)in bakımını itinayla yapıyorlar. Bir usta sopaya CD çalar takarken bir diğeri aynasını, armasını yeniliyor.
Bir gün Mersedes Kadir’in arabası arızalandı. Doğru servise gitti. Usta arızasını söyledi ve:
-Kadir 3 gün sonra gel. Arabanı al, dedi.
Mersedes Kadir 3 gün sonra geldi. Arabanın arızası giderilmemiş.
-Yarın gel! dediler. Mersedes Kadir bu şekilde 2 hafta gitti geldi servise. Son gelişinde usta yine işin daha bitmediğini söyleyince Mersedes Kadir sinirlendi:
- Artık yap şu arabayı usta. İki haftadır eve yürüyerek gidip geliyorum. Anam ağladı vallaha…
Mersedes Kadir’e Malatya polisi ehliyet, ruhsat ve kasko da hazırlamış. Ehliyetindeki kimlik bilgileri şöyle:
Adı soyadı: Mercedes Kadir,
Sınıfı, bölümü: A’dan Z’ye
Kullandığı cihazlar: 3 metre sopa, ayna, CD çalar
Polisin verdiği ruhsattaki bilgileri de yazayım:
Renk: Odun sarısı
Plaka: 44 MK 444
Bütün şehir, Kadir’e ve onun hikayesine o kadar alışmış ve sahiplenmiş ki yolda onu gören sürücüler saygıdan yol veriyor. Vatandaşlar durdurup çay ısmarlıyor. Oto yıkamacılar, her hafta Kadir’in mersedes(!)ini yıkıyorlar.
Komşusu Metin Şimşek onunla ilgili bir anısını şöyle anlatıyor:
“Gecenin bir yarısı. Kapı çalındı. Baktım bizim Fatih.
-Fatih hayırdır, gecenin bu saatinde zili neden çaldın? dedim. Kadir:
-Metin ağabey, arabanı yola park etmişsin geçemiyorum. Arabanı çek ki eve gideyim, dedi.
-Fatih yan taraftan geç, dediysem de:
-Yok, dedi.
Gecenin ikisinde indim aşağı. Arabayı kenara çektim. ‘Sağ- sol, topla’ diyerek Kadir'e yol verdim. Aslında yol açık. Fatih geçmesine geçer. Ama mersedesini çarpmaktan, bir yerlerini çizmekten koruyor”.