Bir otobiyografik roman Öğretmen Benisa. HuriyeSaraç’ın öz yaşam öyküsü. Huriye Saraç bir ulu çınar. Köy Enstitülü biröğretmen. Seksen beş yaşında.
.
Huriye Saraç, Çifteler Köy Enstitüsü mezunu.Mezuniyet yılı 1950. Aynı yılın 30 Eylül günü Emirdağ’ın Ekizce (Leblebici)Köyünde öğretmenliğe başlar. Kesintilerle öğretmenliği 1985’e kadar sürer. 18yılı Türkiye’de, diğer bölümü Hollanda’da geçer öğretmenlik hizmetinin. Emekliolduktan sonra bir köşeye çekilmez Huriye Saraç. Ayaktadır. Yazar. Etkinliklerekatılır. Bitmek bilmeyen bir enerjiyle eğitim ve kültür sanat alanındaçalışmalarını sürdürür. Gençlere hayat denilen yolda ışık olur.
.
Öğretmen Benisa’da kendini anlatmış HuriyeSaraç. Öyle bir kitap ki Öğretmen Benisa mutlaka okunması lazım. Hem de duradura, düşüne düşüne… Çünkü kitaptan alınacak hayat dersleri var.Yaşanmışlıklar; yetişenlere hayat yolunda ışık tutacak, yol göstereceknitelikte.
"Öğretmen Benisa" tam dört cilttenoluşan bir kitap. Tam tamına 1756 sayfa. Buna Prof.Dr.Tamilla Abbashanlı’nın 1.ve 4. kitapta yer alan 15+21= 38 sayfalık değerlendirmesini eklerseniz sayfasayısı 1800’e yaklaşıyor. Her bir kitap bir tuğla kalınlığında. Şöyle birbakınca: “Kim okuyacak bunları yahu?” soru çengeli asılıveriyor kafanızın tasına.Ben bunu yaşadım açıkçası.
Halbuki bu bir ön yargı. Peşin hüküm… Ön yargıyanıltır insanı kardeşim. Nitekim ben bu açmazdan kurtardım kendimi. ÖğretmenBenisa’yı hayranlıkla okudum. Öylesine içten, yalın bir anlatımı var ki sularseller gibi. Notlar aldım. Düşündüm. Okuyucu mektuplarını inceledim.
.
Huriye Saraç, bir ulu çınar. Köy Enstitüsükökenli bir öğretmen. Kendisiyle tanışmamıza “Bir Nazar Eyledim” vesile oldu.Bu nasıl oldu, anlatayım:
“Bir Nazar Eyledim”i Salihli’de Vasfiye Özer’egöndereceğim. Vasfiye Hanım dedi ki: “Bir kitap da komşum Huriye Saraç’aimzala. O da öğretmen, yazar. Kendi hayatını yazmış.” Memnuniyetle kitabıimzalayıp gönderdim. Birkaç gün sonra bir kargo geldi bana. Büyük bir paket.Baktım, gönderen kişi Huriye Saraç. Açtım koliyi. Öğretmen Benisa’lar. Bir dedergi. Dergiye bir göz atıp bir kenara bıraktım.
Birinci cildin ilk sayfasını açtım. Bakınız ilksayfasına neler yazıp imzalamış Huriye Saraç : “Eğitim ordusunun omuzu rütbesizgenerallerinden Sn: Topaloğlu’na. 8.2.2018” .
Aman efendim… Eğitim ordusunun generali olmakkim, biz kim? Biz eğitim ordusunun bir neferiyiz.
Ama şunu içtenlikle söyleyeyim: Huriye Saraçeğitim ordusunun bir mareşalıdır. Yaptıklarıyla, yaşadıklarıyla veyazdıklarıyla… Hâlâ eğitim ordusunun saflarında çalışmalarına devam ediyor.Emekli olmuş. Yaşı seksen beş. Ama o bir kenara çekilmemiş. Böyle bir insaneğitim ordusunda mareşallik payesini hak etmemiş mi? Haksız mıyım?
.
Kitabın adı neden “Öğretmen Benisa?” Şundan.Babası Tosun Bey, Edirne’de askerken Behiye, Nihal ve Safiye adında üç kızlagönül ilişkisi kurar. Behiye’nin BE’sini, Nihal’in Ni’sini, Safiye’nin SA’sınıalıp birleştirir. Asker dönüşü doğan kızına “BENİSA” adını verir. Bu isimikinci adıdır bebeğin.
Askerde okuma yazma öğrenirken Atatürk gelirdenetlemeye. Elini omzuna koyar Huriye’nin babasının. Der ki: “Kızın olursaokutacak mısın?” Hiç duraksamadan “Okutacağım paşam.” Yanıtını verir Tosun Bey.
Tosun Bey de lakabı babasının. Doğduğunda 4okka, yaklaşık 5 kilo gelmiş. “Tosun gibi kuvvetli, sağlıklı” denilmiş. TosunBey lakabını almış. Yoksa kütüğe Ahmet Hayri diye kayıtlı.
.
Asıl ismi Huriye’dir Benisa’nın. Huriye deCUMHURİYET’ten olma. Hikayesini babası şöyle nakletmiş: “Bunun adını CUMHURİYETyaz memur bey, deyince nüfus memuru olmaz gibisinden baktı… Bunu söyleyemezler,dedi. Paşama söz verdim. Bunu okutacağım, dedimse de kabul etmedi. Memurunönündeki kağıt parçasına CUMHURİYET yazdım. Sonra başından CUM… sonundan…Tharfini karaladım. HURİYE çıktı.”
.
Öğretmen Benisa’nın 1. Kitabı “Kayayı DelenTohum” adıyla sunulmuş. Kitap, Prof.Dr.Tamilla Abbashanlı’nın roman üzerine birdeğerlendirmesiyle başlıyor. Bu değerlendirme yazısı tam 11 sayfa. Sonra YetkinAröz’ün önsözü. Ve Huriye Saraç’ın oğlu Muzaffer’e yazdığı şiir. Bu şiirdeÖğretmen Benisa’nın yazılış amacını da anlatıyor Huriye Saraç. Şiiri aynenaktarıyorum:
.
“Sevgili oğlum,
Acılarımı,özlemlerimi nice yıllar içime gömdüm.
Sonra sen doğdun.
Nice zorlukları seninle birlikte kucakladık.
Anandım,
Yeri geldi baban oldum.
Geleceğe hazırlarken seni çok zorlandım
Dayandım, direndim, başardım.
Nerelerden geçip geldiğimizi,
Yaşananlardan yola çıkarak anlatmaya çalıştım.
Gerçekleri söylemekten korkmadım.
Ama yine söylemediklerim oldu.
Yalnız sana seslenmek değildi amacım,
Başkalarının da bilmesini istedim çekilenleri
Bir bakıma geçip giden çileli bir kuşağınromanıdır bu.
1940’lı yılların karanlığından
Köy Enstitüleri’nin aydınlığına çıkmak…
Yaşam şartlarının bıçak sırtı yılları.
Yitirilen umutları,
Yaşamın türküsünü, savaşımı,
Ayakta kalma söyleme direnci, sevinci…
Unutulmuş bir zamanın aralığından
‘Yaz’ diyor kalemim…”
.
Huriye Saraç “Yaz!” diyen kaleminin buyruğunauyarak yazmış, yazıyor. İyi ki de yazıyor. O kalem tutan elleri dert görmeye…
.
Şimdilik bu kadar Öğretmen Benisa’ya devam edeceğiz.