“Sevgiyle Işır Yaşamak”. Bu ikinci kitabın adı.  Benisa’yı Gökbayırlı Çoban Ağa’nın adamlarıkaçırır. Analığı aracı olur para karşılığında. Benisa’nın dünyası kararır.Yalvar yakar olur Çoban Ağa’ya bırakması için. Lakin Çoban Ağa:

- Şuna bak hele! Nasıl bırakacakmışım seni? Bırakmazsamne yapabilirsin ki? Para babasıyım. Hem bana, hem zenginliğime sevdalanmışsın,der.

Benisa irkilir, bağırır:

-Hayır! Hayır! Yalan. Analığımın düzeni. Sana göredeğilim. Merhamete gel. Gençliğime, mesleğime kıyma.

Sözünü keser Çoban Ağa:

-Şunun dediğine bak hele! Bana göre değilmiş. Parası olanerkeğin  yaşlısı mı olurmuş döyüsün kızı?Keser etlerini  köpeklerin önüne atar,gene bırakmam seni.

Çoban Ağa’nın adı Ali. Çoban Ali. Açıkgöz,  uyanık mı uyanık. Allem etmiş, kallem etmiş.Gün günü zenginleşip çobanlıktan ağalığa terfi etmiş. Çoban Ali, olmuş ÇobanAğa… Boylu boslu, iri yarı, göbeği öne fırlak… Alnı yüzü sert bir adam… Soğukbakışlı, soğuk yüzlü, göz kapakları şiş, donuklaşan gözlerinin altı torbalanmış.“Koç, boynuzsuz olmaz.” der. Belindeki palaskasına tabancasını takmadan dışarıadımını atmaz.

Cehennem azabı yaşamaktadır Benisa. Çıldıracak derecedebunalımdadır. Çoban Ağa’nın üçüncü karısı durumundadır. İkinci karısı kızı gibiyakın davranır Benisa’ya. Sabırlı olmasını tavsiye eder: “Hak var, hayırlısıvar.” diyerek teselli eder Benisa’yı. Çoban Ağa’nın büyük karısı ve kızları ona “Öğretmen, okumuş, delibaş,sıracalı, esirikli cinli” diye hitap ederler. Huriye adını, hele Benisa’yı hiçanmazlar.

1952 Ağustos’unda ailevi nedenlerle istifa eder öğretmenlikten. Eskişehir’e göçerler.Artık evin tüm işi Benisa’nın üstündedir. Bir hizmetli gibi getir götür, yıkatemizle işleri. Benisa her şeyi göze alır ve 23 Nisan 1953 şafağında evdenkaçar. Kaçış şafağını şöyle betimliyor Benisa: “Şafak söküyor. Gül pembesi birrenkte göğün doğusu tutuşmuş… Ortalık anlatılmaz bir pembeliğe boyanmış…Eskişehir şafağında  özgürlük;  geniş kanatlarını bana açıyor, korkunun dadalını kolunu kırıyordu.”

Nereye gidecek Benisa? Baba evine mi? Kardeşi Hüseyin’inevine gider. Öğretmenliğe dönüş dilekçesi verir. Reddedilir. Bu arada ağabeyiHüseyin Benisa’yı Radyocu Fahri’yle evlendirir. Benisa istemese de: “Böylesine sapsız çekirdeksiz İzmirüzümü derler. Kuma yok.  Kaynana, görümceyok. Yaşına başına uygun.” diyerek.

Radyocu, gömü peşindedir. Hemen zengin olma hayallerikurar. Geceleri  dışarda, gündüzleri evdeuykudadır. Yokluk, yoksulluk… Bu sırada Muzaffer doğar. Benisa’nın öğretmenliğedönme girişimleri sonuçsuz kalır. Dikiş dikme, ev işleri, örgü ile geçimlerini sağlamaya çalışır. Bıçak kemiğedayanınca tutar Ankara’nın yolunu. Bakanlıkta halini arz eder. Kamil BeyBenisa’ya inanır. Dosyasındaki şikayet ve karalama içeren dilekçeleri yırtıpçöpe atar. Benisa’ya öğretmenlik yolları açılır. Göreve dönüş 1956’dır.Bilecik, Seliz Köyü’ne atanır Benisa. Burada çalışırken kovuşturma geçirir.Çekemeyenlerin karalamaları, dedikodular…

Öğretmen Benisa’nın 3. Kitabı “Adanmış Aydınlık”.Şikayetler üzerine Öğretmen Benisa’nın  savcılığaçağrılması ve jandarma gözetiminde götürülüp savcının huzuruna kelepçeliçıkarılması dikkat çekicidir. Yaşadığı ızdırabı şöyle anlatır Benisa: “Belki deçile çekmek Allah’ın bana yakıştırdığı yaşam şekli.”

Radyocu Fahri’den boşanır. Artık o dul bir kadındır. OğluMuzaffer’le hayatın ağır yükünü taşıma mücadelesi verir.

 Sonra İnönü. Osıralar Tosun Bey analığın yalan dolanını, düzenini anlar ve karısını boşar.Benisa’yla babası barışırlar. Benisa babasını evlendirir. Bir Çerkez hanımdırüçüncü analık. Tosun Bey’in dördüncü hanımı.

   Afyon ve İzmirMenemen’e bağlı Ayvacık Köyü öğretmenliği. Oğlu Muzaffer Vefa Lisesi’nde yatılıokuma hakkını kazanmıştır.  Onun peşisıra İstanbul’a gidiş. Tekrar Eskişehir. Eskişehir’de kulağındaki rahatsızlığınilerleyip bir kulağının duymaz oluşu sebebiyle malulen emeklilik. Tarih, 8 Şubat1972.

Kitabın sonuna “Belgeler, açıklamalar, mektup veeleştiriler” eklenmiş.  Anı romanınkahramanları tanıtılmış. Yaşar İliksiz’in “Huriye Saraç’la Öğretmen BenisaÜzerine Konuştuk” röportajı yer almış. Huriye Saraç’tan etkinlik haberlerikitabın en son bölümü. İmza günleri, Ekizce (Leblebici) Köyü’nde Kütüphaneaçılışı. Okur mektupları, eleştiriler ve fotoğraflar…