Tandırlı ev ya da örtme. Oğulcuk’ta yufka ekmek, çörek yapmak içinyapılmış mekanın adı. Kapısı, penceresi olmaz. Yeleken, havalı. Özellikle kışekmeği yapılırken örtmeler çok şenlikli olur. Yufkalar açılır. Böreklerpişirilir. Patlıcan, soğan, patates... Bir de ekmek sonrası tandıra pancarvurulur. Bu, özel bir işlem gerektirir. Bu işlemi kısaca anlatıp sizibilgilendirmek isterim. Çünkü çok severim buğulama pancarı.

           Tarladan sökülüp getirilen şeker pancarı iyice temizlenir. Püründen,çamurundan arındırılıp yıkanır. Ağzı açık bir tenekeye doldurulur. Bu teneke 18kg’lık yağ tenekesi olmalı. Pancar dolu teneke, tandırın ortasında açılan yereüst alt yapılarak konur. Ağzı aşağı gelmeli tenekenin. Sonra tandırın kapağıkapatılır. Bu işlem akşam yapılır. Sabaha kadar bu pancar nar gibi kızarır.Sabah çıkarılır teneke tandırdan. Pancarın buğusu üstündedir. Nar gibikızarmıştır. Yeme de yanında yat olmuştur.

            Bakiyeabla niyetlendi. Bir tandırlık yaptıracak. Örtmesiz olmuyor. Yazın, güzün neysede kışın olmuyor. Örtme dediğin biraz da geniş olacak. İçinde üç dört tahta ekmekyapacak, hamur yoğurulacak genişlikte. Tütmeyecek. Tüterse duman altı olurçalışanlar...

            Eminamcama kalsa örtmenin hiç gereği yok. Boşuna masraf... Bakiye abla halinebırakmıyor. Edemedi, razı oldu. Damadı Resul Usta, bu işin erbabı. Resul Hoca,öğretmenliğinin yanı sıra bu işlerden anlar. Laf aramızda biraz ağır çalışır,ama temiz iş çıkarır.

            Ustahazır da amele n’olacak? Bakiye abla yönlendirdi Emin amcamı:

            -İmiin!Osman’ınan İrbaam’i çağar. Onlar da amele ossun la... Hadi bi gonuşuşaklarınan...

            Eminamcam içten içe sevindi. İşin içinde amelelik yapmak üstüme kalır korkusu var.Bundan kurtulmanın memnuniyetiyle hemen bir koşu gitti. Osman’la İbrahim’ibulup aldı, geldi.

            Ekiphemen işe başladı. Yabancı yok. Osman’la İbrahim yeğeni emmimin. Ölçüldü,biçildi. Temel atıldı. Çamur hazırlandı. Temele bir iki sıra taş döşendi. İlkgün duvarlar adam boyu yükseldi. Bu arada Bakiye abla culuk kesmiş. Ustaçalıştırıyor, kolay mı? Çay her daim hazır. İkramın bini bi para...

            İkincigün duvarlar tavan seviyesine ulaştı. İki amele Resul Usta’nın çamurunu,briketini yetiştiriyor. Emin amcam da su getiriyor. Çay servisi yapıyor. BizimOsman bir türkü tutturdu gaba boydan. Emin amcamın huylandığı haller:

            -Yavrımsüs... Şurda gonu gomşu var. Gızları, gelinleri... Bi şiy diller soona. Bizeyakışmaz.

            Osmansustu bir müddet. Sonra kaldığı yerden aldı. Emin amcamın burnu kızardı.Gözleri kan çanağına döndü:

            -Osman,süs bak!  Süsmessen siktir olun, gidin...

            İbrahimkıs kıs gülüyor. Resul Usta da... Osman kesti türküyü. Aradan pek geçmedi yinebaşladı. Emin amcamda şafak attı:

           -Kurekleri bırakın.  Tasınızıdarağınızı toplayın.  Sikdir olungidin... Sizin yapdığınız iş batsın...

           Osman’la İbrahim işi bırakıp gittiler. Yakup’un kahveye oturdular. Kaldımı Resul Usta’yla Emin amcam baş başa. Resul Usta iskelenin üstünde. Çamuristiyor. Briket verilecek. Emin amcam terin suyun içinde kaldı. Vaziyeti Bakiyeabla gördü:

           -Uşaklar n’icoldu İmiin?

            Eminamcam burnundan soluyor:

            -Goğdumonnarı. Türku söylüyollar gaba boydan. Allah’a böyuk varmasın…

            Bakiyeabla kızdı emmime:

            -Allahhayrını virsin. Söylesinler bağalım. Bu örtme böyle bitmez. Git, bul uşaklarıda al, gel…

            Eminamcam baktı ki olacak gibi değil. Gitti, kahvede buldu iki kafadarı. Yalvaryakar oldu:

-Yavrım! Haklı olmasına ben haklıyım. Yine de özürdilerim. Gelin şu işi bitirek… dedi. Osman’la İbrahim biraz nazlandılar. Sonragelip işe başladılar. Emin amcam bir daha ortalıkta görünmedi. Taa ki örtmebitinceye kadar...