Tekir, K.Maraş-Göksun karayolu üzerinde şirin mi şirin bir belde. K.Maraş’a 70, Göksun’a 20 km. mesafede. Yaylalık. Yeşilin her tonunu görebilirsiniz Tekir’de. Yazın K.Maraş’tan çıkıp Göksun’a doğru giderken Tekir’de bir soluklanırsınız. Küfül küfül esen havası, gürül gürül akan suları. Buz gibi. Ferahlarsınız. İçiniz açılır. Tekir şimdi belde. Belediyelik. Su sıkıntısı yok. Sıkıntı ne kelime? Girizgahta “Gürül gürül akan suları”ndan dem vurduk ya... Hali hazırda öyle. Ama bir zamanlar Tekir küçük bir köydü. Suya hasretti. Bundan yaklaşık elli yıl öncesinden bahsediyoruz. Tekir köyü muhtarı, K.Maraş’ta çalmadık kapı bırakmadı. YSE’den tutun da DSİ’sine kadar. Valinin kapısını aşındırdı. Zamanın K.Maraş Valisi Necmettin Karaduman. Vali Necmettin Karaduman’ın ilgilileri seferber etmesiyle Tekir’in su şebekesi bitirildi. Açılış yapılacak. Tekir tarihi günlerinden birini yaşayacak. Tekirliler tam tekmil tören alanındalar. Yediden yetmişe, eciğinden cücüğüne... Tören alanı ana baba günü... Davul zurna Köroğlu havası çalmada. Aziz misafirler gelecek K.Maraş’tan. Muhtar bir aksaklığa meydan vermemek için kılı kırk yarıyor. Herşey tamam. İşte K.Maraş’tan beklenen konuklar geldi. Hehey zılgıt!.. Önce YSE müdürü çıktı kürsüye, konuştu. Yapılan çalışmaları anlattı. Sonra Vali Necmettin Karaduman aldı sözü. Suyun önemi üzerinde durdu Vali Bey. “Su hayattır.Su candır.” dedi. Konuşmasını şöyle bağladı: -Burada asıl konuşması gereken biri varsa o da köy muhtarıdır. Muhtarı buraya davet ediyorum. Tekir muhtarı yardımcısı Mehmet’le geldi. Aldı mikrofonu. Üfledi kesik kesik... Hı...Hı...Hı... Öksürdü. Boğazını temizledi. Herkes dikkat kesilmiş, bekliyor. Muhtar mikrofona parmağıyla bir iki vurdu. Fuf... Fuf...etti, durdu. Haydi muhtar... Ha gayret! Muhtarın dili çözüldü sonunda. Veciz bir konuşma yaptı. Dedi ki: -N’ettik, ettik. Köye suyu getirdik. Öyle değal mi lan Memmet?.. Muhtar, yardımcısı Mehmet’in ensesine de bir şaplak vurdu. Mikrofonu bıraktığı gibi indi kürsüden. Ortalık yıkılıyor. Alkış kıyamet, şamata... Vali yeniden aldı mikrofonu: -Otuz beş yıllık devlet hizmetim var. Kaymakamlık, vali yardımcılığı, valilik yaptım. Sayısız açılış törenine katıldım. Ancak hayatımda bu kadar güzel, veciz konuşma görmedim. Özlü ve kısa. Muhtarın derdi neydi? Köyüne su getirmek. Getirdi. Bunu uzun uzun anlatabilirdi. Ama muhtar kısa kesti. ‘N’ettik,  ettik  köye suyu getirdik.’ dedi. Bunu yardımcısı Mehmet’e tastikleterek:’Öyle değal mi lan Memet!’ deyip ensesine mührü bastı. Tebrik ediyorum. Aziz dostlar bu anlatı aynıyle vakidir. Sevgili Osman Sayın zaman zaman anlatırdı bizzat tanık olduğu bu olayı. Ruhu şad olsun. Bu vesileyle Osman Sayın’ı hayırla yad edelim. Anlatıyı Bekir Doğan’ın Osman Sayın anısına hazırladığı kitabın 53.sayfasında  bulabilirsiniz.