Önceki gün Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığının organize ettiği ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ nedeniyle il’den ve ilçelerden gelen gazetecilerle birlikte kutlandı. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç geçen yıl yine Büyükşehir Belediyesinin organize ettiği etkinlikte, acil toplantısı gereği etkinlikten erken ayrılmıştı. Bu kez toplantıda daha sıcak bir görüntü vererek bitime kadar salonda kalarak gelen gazetecileri kapıda uğurladı. Bana göre Başkan Erkoç doğrusunu yaptı. Başarılı bir başkanlık yapabilirsin, ama basınla iyi diyalog kurmadığın zaman çalışmalarını kimseye anlatamazsın ve çabalarını halka anlatmakta güçlük çekersin. Çünkü basın bir şekilde de kamu görevi yapmakta! Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı da bir mesaj yayımlayarak gazeteciler gününü kutladı. Mesajında. ”Haberciler ne kadar özgür olursa, ülkenin demokrasisi de o denli güçlü olur. Fakat basın özgürlüğü hiçbir zaman sorumsuz olarak algılanmamalıdır. Asıl olan halkın tarafsız ve doğru biçimde haber alabilmesini sağlamaktır” dedi. Diğer taraftan; Halk adına kamunun gözcülüğü işlevi gören basının, bu işlevini yerine getirebilmesi özgür olmasına bağlı olduğundan, basın özgürlüğü, herkes için geçerli ve hayati bir özgürlüktür. Bu özgürlüklere karşın hep sübjektif haber verme yerine objektif haber verme de benimsenmelidir. Haberler ile fikirlere dayalı yorumlar arısında denge sağlanması, objektif haber vermenin en belirgin özelliklerinden birisidir… Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi olarak egemen yayın ilkemiz ise, haber sayfalarının yalnız olguları değerlendirmesi değil, yorum sayfalarında da çeşitli görüşlerin işlenmesi önceliğimiz olmuştur. Objektif haber verme ise haberde objektifliği ve taraf tutmamayı vurgulama ön plana alınmıştır. Doğal olarak, bu yaklaşım objektif gazetecilik anlayışının ideal şeklini yansıtıyor. Özgür gazetecilikten herkes bahsediyor. Bir atasözü diyor ki  “Her söylediğini bil ama her bildiğini söyleme” Bazı haberler var ki, kamu vicdanını sızlatacak haberler. Biz bunları okuyucuyla paylaşmıyoruz. Bizim habercilik anlayışımız biraz farkıdır. Ülkemiz bir taraftan Güneydoğu’da teröristlerle mücadele ederken diğer taraftan da yine bir terör örgütü IŞİD boş durmuyor. Canlı bomba Sultanahmet’te 9 Alman turist olmak üzeri 11 can aldı. Önceki aylarda buna benzer kanlı terör olayları yaşanmıştı. Haberler de objektif olmak elbette önemlidir. Ama ülkenin kazancı için özgür basınında haberi ona göre yapması, yangına körükle yaklaşmaması önceliği olmalıdır. Bunun örneğini AB ülkelerinde görüyoruz: TV haberlerine, gazete sayfalarına, sosyal medyaya baktığınızda insanın içi kararıyor. “Yahu Türkiye’de hiç mi güzel işler olmuyor” diye yakınıyoruz. Ya insanlarımız bu tip haberlere ilgi gösteriyor. Ya da bilmediğimiz bir şeyler var. Yıllar önce kuş gribi gibi asılsız haberler yüzünden ne kadar köylünün tavuğu varsa hepsi ortadan kaldırıldı. Şimdi de domuz gribi haberleri aldı başını gidiyor. Bazı ölümlerin domuz gribinden değil de başka nedenlerden kaynaklandığı yine haberler arasında okuyabiliyoruz. 78 milyonluk bir nüfusa sahibiz. Bu kadar nüfusa sahip olan ülkede tabi ki bazı hastalıklar olacaktır. Ama bunun boyutunu haberlerle yükseltmemiz, ne kadar doğru bunu da bir türlü anlamış değiliz. Maalesef Ülkemizin son yıllarda gelişen olaylarda ülke dışında da çok iyi reklamı yapılmıyor. Sonuç olarak bu tip menfi haberlere daha az yer verilirse acaba basın özgürlüğü adına basına darbe diye mi söz edilir.