Siyaset zaman zaman çok farklılıklar gösterir. Bu zamana kadar hep böyle olmuştur… Siyasi partilerin milletvekili adaylarının belirlenmesinde yine siyaset kendisini göstermiştir. Kahramanmaraş milletvekili ve CHP genel başkan yardımcısı Ali Öztunç’un dışında siyasi partilerin tüm adayları sürpriz isimlerle dolu. Bir basın mensubu olarak AK Partiden Tarım Bakanı Vahit Kirişçi, Ömer Oruç Bilal Debkici ve Hasan Gezginç. İyi partiden Ahmet Çabukel. Neslihan Koca Nergiz. MHP . Zuhal Karakoç Dora. Bizim tanıdıklarımız isimler. Diğerlerini yeteri kadar tanımıyoruz. Tanımadığımız milletvekili adayları siyasi partilerin genel merkezinde kararlaştırılıyor!
Daha önce yazmıştık.  Rahmetli Turgut Özal’ın Başbakanlığını yaptığı ANAP döneminde ön seçim rafa kaldırılmıştı.  Ak Parti aday adayları önce temayül yoklaması ardından mülakata tabi tutuldular.
Bilindiği gibi 6 Şubat’ta gerçekleşen büyük deprem felaketini henüz üstümüzden atmış değiliz. Psikolojimiz ne zaman düzelir. Kahramanmaraş ne zaman ayağa kalkar. Bunu henüz kestirmiş değiliz. 
Orman ve Tarım Bakanı Vahit Kirişçi’yi Ak Parti birinci sıradan aday gösterildi.  Her halde İlimizin bir an önce ayağa kalkması için bir öngörü olduğunu biliyoruz. Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayip Erdoğan Depremden zarar gören 11 İlin birinci sırasına bir Bakan’ın yer alacağını söylemişti! Bu gerçekleşti ve Bakan Kirişçi aday listesinin birinci sırasına yer aldı. İyide oldu.
Şimdi 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri yapılacak; önceki seçimlere kıyasla daha önem arz ediyor.  Vahit Kirişçi milletvekili olarak büyük bir yük üzerine almış oldu.
CHP Kahramanmaraş milletvekili ve Genel başkan yardımcısı Ali Öztunç ta bu yükü sahiplenmek zorunda. Diğer vekillerde Vahit Kirişci ve Ali Öztunç’a destek vermelere gerekiyor. 
Demokrasinin etkinliği siyasi partilerin gücüyle bağlantılıdır. Bir gerilimin bunalıma dönüşme sürecinde söz konusu olabilecek uzlaşma ve sentez arayışların da, siyasal sözcülerin “kimi ”ve” ne ölçüde temsil yeteneği taşıdıkları son derece önemlidir. 
Tarih boyutu olan, kıtalar arasında yer alan, doğa ve insan kaynağı ili ciddi birikime sahip bir toplum için, ”gelişme” ,bir matematik denklemine sığmayacak kadar çok yönlüdür. 
Türkiye, bu özelliklere sahip ülkelerden birisidir. Gelişme ve büyümü mücadelesine aklın, demokrasinin, özgürlüğün çerçevesinde, 85 milyonluk çağdaş ve sanayileşmiş bir toplum hedefine doğru ciddi adımlar atılabilir...
Başlayan yeni dönemde Türk toplumunun ilk ve en önemli hedefi, kendi kendisiyle uzlaşmaktır
Bu uzlaşmanın yolu demokrasidir, yöntemi barıştır, çözümü anlayıştır
Demokrasi, barış, anlayış: Bunlar, göze ve kulağa hoş gelen, herkesin kolaylıkla sahip çıktığı kavramlardır. Ancak, bunları sadece kendi açımızdan, kendi yararımıza ve kendimize yontarak ele almıyorsak, her birine gönül koymak, emek vermek, her birinin bedeline ödemek gerekir.
Demokrasi, karşıtlarının özgürce mücadelesidir; demokrasi, karşıtların uygarca uzlaşmasıdır. Başkalarının bizim düşüncelerimize karşı özgürce mücadele vermesini kabullenmek, onlarla, belirli noktalarda uzlaşabilecek medeni cesareti göstermek demokrasinin olmazsa olmazıdır. 
Demokrasi ,”az gelişmişi ”ikinci sınıfı olmayan bir rejim modelidir. Diğer Ortadoğu ülkelerinden bizi öne çıkartan demokrasimizdir.
14 Mayıs’ta ülke olarak demokrasinin bir kez daha sınavını vereceğiz.