Eğitimin ana gayelerinden bir tanesi de kişiye sorumluluklarını belletmektir derler. Öyle ya hangi mesleğe seçerseniz seçin, ister baba olun ister evlat, ister öğretmen isterseniz öğrenci, eğer sorunsuz bir hayat yaşamak istiyorsanız, sorumluluğunu bilen nesiller yetiştirmek durumundayız. Özellikle yeni nesil bu konuda çok sorunlu, çocuk üniversiteye başlamış yatağını toplamıyor, çoraplarının her biri bir köşede, yemeği yedikten sonra çekip bir kenara kaçıveriyor… Sonrası belli, eş olsa evinde sorumluluklarını yerine getirmeyeceği için çatışmalar çıkacak, bu her geçen gün artacak, önce saygı bitecek, sonra sevgi, ardından mahkeme kapılarına…. Olan ise çocuklara olacak. Bu konuya neden girdim, akşam 12 Şubat Parkında arkadaşlarla oturuyoruz, bir masa bulduk üzeri çekirdek çöpleri ile dolmuş ve öyle bırakılmış. Yanımda emekli öğretmen arkadaşım duruma tepki göstererek, kabahat bizim biz anne ve babalar çocuklarımızı eğitmesini bilmiyoruz, okulda sürekli sınavlar üzerinde duruyor, işte manzara! SORUMLA ANNE-BABA MI GERÇEKTEN Çocuğun  sorumluluk  bilinci  gelişim  çok  küçük  yaşlardan  başlamalıdır.  Bu  konuda  geciktiğimiz  takdirde sorumluluk  sahibi  bir  birey  yetiştirmek  nerdeyse  imkansız  hale  gelir. Dedikten sonra bir uzmanın( Ela Kök) görüşlerini aktardım: “Anne babalar bu konu üzerinde durmalı, ağaç yaş iken eğilir atasözü unutulmamalı.  Bağımsız  ve üretken bir yaşam kurmak için bir gün evden ayrılacak olan , yavrularımıza sorumlulukları erken yaşta verilmeli, donanımlı bireyler yetiştirmek ve onların bunu yapabilmek için bir takım yetenekler geliştirmesine ve beceriler kazanmasına rehberlik etmeliyiz, bu anne babaların öncelikli görevidir. Bu sürecin erken yaşta başlaması ve tutarlılıkla sürdürülmesi gerekir . Bu süreçte atılacak ilk adım ‘Sınırların Belirlenmesidir’. Bunu yaparken çocuğa iletilen  mesajın açık ve net olduğundan emin olunması gerekir. Çocuğa “ bu odanın hali ne böyle” demek yerine   “odanı düzenli olarak toplamanı ve kirli çamaşırları banyodaki sepete atmanı istiyorum” demek çocuklan beklenen davranışı daha net olarak ortaya koyacaktır. Bunu defalarca denemek gerekir ….” Diyorlar SORUMLULUK KAZANDIRMAK KOLAY DEĞİL Yanımda Sosyal Hizmetlerde uzun yıllar öğretmenlik yapmış arkadaşım vardı, o söze katıldı. Anne ve babalarda gördüğüm şu, çocuğa  ait  her işi  kendileri  üstleniyorlar. Dağılmış ders kitaplarıyla karşılaşıldığında  anne-babaların verdiği ilk tepki muhtemelen onları üst üste koyup toparlamak olmaktadır fakat bunu yaparken çocuğa bir yandan şu mesaj verlilir:“ kitaplar ve tüm bu dağınıklık sana ait olsa da merak etme, ben senin yerine bunları yaparım” .Çocuğun  bu bilgiyi alarak işlemesi ve daha sonra davranışa dönüştürmesi tahmin edilenden çok daha kısa bir sürede geçekleşecektir. Kısaca dur demeyi öğretmek gerekiyor…” Yukardaki tespitlerin çoğunu katılıyorum ancak, çocukların fıtratı, yaşam şartlarını göz artı etmemek gerekiyor. ÇOCUĞUN KENDİSİNDEN GEREK DİYENLER Çocuğun kendisi de düşünceli olmalı, annem ve babama yardımcı olmam gerek, elbisemi ben ütüleyebilirim, derslerime çalışmam gerek bu benim istikbalim için önem arz ediyor, bak babam evi boyuyor varayım bir fırça da ben vurayım demeli, bu şekilde düşünen nice çocuklar biliyorum. Benim yakın çevremde gördüğüm şu, evde anne ve babalar çoğu zaman çocuklarına sorumluluk eğitimi veriyor ama çocuklar sorumluluk almak istemiyorlar. Halam rahmetli biz yaramazlık yaptığımız zaman; “ Ye ye kudur…” derdi. Yani varlık ortamında büyüyen çocuklar, hayatın yükünü üzerlerine alamadıkları için, Maraş tabiri ile bor büyüyorlar, bu durumda onların sorumluluk sahibi olmalarını engelliyor. Her zaman yazmışımdır, Andırın ilçemizin çocukları coğrafi şartlar, sosyal imkansızlıkları itibarı ile okumaktan başka çareleri yok, bu nedenle derslerinde  başarılı oluyorlar. Yani yokluk insanı terbiye ederken, varlık şımartıyor….” Sonuçlandıracak olursam konuyu, eğitimsiz olmaz ve bu işe erken başlamak gerekiyor ve israrcı olmamız kaçınılmazdır. Bu uzun bir süreçde olabilir, sonunda mutlaka sorumluluklarını yerine getirmeyi öğrenecektir. Kalın sağlıcakla.