Benim Keziban halam Hakk'a yürüdü. Yazıçepni'detoprağa verdik halamı.Mekanı, makamı cennet ola.Nurda yata. Işıklar içindeuyuya...

.
Keziban halamı 12 Mart 2014'te Oğulcuk'tan İnsanManzaraları'nda yer alan bir anlatıyla bir kez daha hayırla yad ediyorum:
.
KEZİBAN HALA 
.
Keziban hala. Yaşı yüze dayandı Keziban halanın.Benim halam. Can halam. Kayseri’de oğlu Kemal’in evinde. Toprak onu “Gelgel!”edip çağırmada. O hayata tutunmuş. Olmaz olsun ihtiyarlık. Aklı bir gelipbir gidiyor. Unutma hastalığı pençesine almış. Yediği yemeği unutuyor daçocuklukta millet mektebinde öğrendiği şiirleri okuyuveriyor. Şiirleri okurkengörmelisiniz. Bir ilkokul öğrencisi oluyor halam. Sular seller gibi okuyorşiiri. Bitince alkışlıyoruz. Başıyle selamlıyor bizi.
Keziban hala Belörenli. Ana tarafından akrabaoluruz. Zaten çocukluğu Oğulcuk’ta geçmiş. Evlilik çağına gelince Yazıçepni’yegelin gitmiş. Yazıçepnili Nafiz’le dünya evine girmiş. Yazıçepni’de bir delakap takmışlar halama. Topak boylu halama “Topuksuz”demişler. Benim Topuksuzhalam eşi Nafiz’i yitirince geniş dünya dar olmuş başına. Eşinin hatırasınasaygıdan evlenmemiş de. Oğlu Kemal’in yanında o gündür bu gündür. Kemal’in eşiAyten hem gelini hem de yeğeni. Halama “Öte git,gözüne tütün gider.” diyen yok.Rahat. Rahat olmasına da...
.
Kayseri’de ziyaret ettik Keziban halayı.Fatma’yla birlikteyiz. Vakit akşam. Halam bizi görür görmez tanıdı. Yüzü birışıdı. Sesi cığıl cığıl...
“Aman Mısdafa’m hoş geldiniz. Fatma’m gurbanolurum. Gelin gelin...”
Ellerinden öptük. Sarıldı bize. Hastalığındanyakındı. Sulandı gözleri. Hal hatır sormada köyden. Tam bu bahiste halamçocukluğuna gitti:
“Kosöö emmim nöğorüyo? Etem ağam nasıl? Niye beniyoklamıyorlar?”
Kosöö (Köse) emmi dediği Kosö’nün Derviş. Dervişemmimiz. Öleli yarım asır oldu. Etem ağası da dayım. Dayım da kırk yıl önceayrıldı darı dünyadan. Keziban halama bakarsan ikisi de yaşıyor. Birden anamıhatırlıyor:
“Mısdafa’m Hacca nasıl? O hayırsız da gelip bihalımı hatırımı sormaz...”
Anam da sizlere ömür. Keziban halam sitem ediyoranama. Güler misin,ağlar mısın? Ya da hem gül hem ağla. Yaşı yüze merdivendayayan insan. Biz de o yaşlara ulaşırsak olacağımız...
.
Keziban halam da iyi türkü söylerdi. Kemal buağır havayı dağıtmak için dedi ki halama:
“Ana... Bi türkü söyle de diğniyek.”
Keziban halam başladı. Bölük pörçük. Ağıt,sitem,kahır...Birkaç dörtlüğünü not aldım. Buyrun siz de görün. Önce onbirli heceölçüsüyle üç dörtlük:
.
“Billedim bağımı yimedim üzüm
Gaynadın bekmezi gelirim guzün
Gezerim gurbeti elimde sazım
Nideyim ağalar gaderim böyle
.
Issız evler olmuş benim durağım
Dert üstüne dert bağladı yüreğim
Cenabı Allah gabıl etsin dileğim
Başaca giderim ben böyle galan
.
Evlerim evlerim yüksek evlerim
Girerim içinde gönül ağlerim
Galmadı mı şu dağların bağleri
Başaca giderim ben böyle galan”
.
İki dörtlük de sekizli ölçüde. Onlara da bir gözatalım:

“Susuz yirde soğüt bitmez
Biterse de dalın atmaz
Babasız gız gelin gitmez
Bırakıp da gittin beni
.
Evimizin önü bayır
Yağmır yağar çağıl çağıl
Ayrılık da çare değil
Nasıl ayrıldın hayırsız.”
.
Geç vakte kadar oturduk. Veda zamanı geldi. Halamyine döndü çocukluğuna:
“Kosöö emmime selam gotürün. Etem ağam Hacca’yıalsın da gelsin. Allah’a severseniz unutmayın.”
Tamam hala can. Selamın başımız gözümüz üstüne.Emanetin üstümüzde kalmasın. 
.
Geldik köye. Mezarlıkta sonsuzluk uykusunu uyuyanDerviş emmiye,Etem dayıya ve anama tebliğ ettik Keziban halanın selamını.Onların da ruhunu şad eyledik. Cennet bahçeleri duark olur onlara inşallah!