Kahramanmaraş 2014 yılında büyükşehir oldu. Büyükşehirolmasıyla birlikte birçok yatırımlara imza attı. Bu yıllar içerisinde neredeyseil yeniden inşa edildi. Yeni bulvarlar, köprülü kavşaklar, parklar, bahçeler, kentseldönüşüm projeleri, tarihi eserler, müzeler, kayak merkezi hepsi bu kısa yıllariçerisinde tamamlanarak turizmin hizmetine sunuldu.

Son olarak geleneksel hale getirilen Uluslararası Dondurmave Kültür Festivalinin ikincisi yapıldı. İki gün süren festivalde birçok tanınmışsanatçılarda sahne aldı.

Bu festivale yalnız ilimizde dondurma sektöründe göze çarpanmarkalar katıldı. 

“Kendin pişir kendi ye” gibi bir şey oldu.

Festival bence sönük kaldı. Geçen yıl sanki daha iyi ve tümulusal kanallarda yer bulmuştu. Bu tür festivalleri tüm dünyaya duyuracakşekilde hikayeleştirmek lazım, böylece festival ancak amacına ulaşır.

Bir diğer konuda MADO bir dünya markası olarak kabul görüyor.Bu festivalde yer alsaydı bence ilgi daha çok artardı.

Bunu bir köşeye koyalım. “Neden Turist gelsin?” dedik, yazınınbaşında!

Elbette bizim idarecilerimizin işin uzmanlarıyla bir arayagelip nedenleri aranmalı.

Her şey var… Belki de fazlasıyla… Turist geldiği zaman diğerturizm beldelerinden daha iyi imkânlara sahip, o zaman neyimiz eksik bu konuda kafayoralım!

Bilindiği gibi İstanbul, Ankara ve diğer büyük şehirlerdeKahramanmaraş’ın hangi bölgede yer aldığını doğru dürüst bilen yok. Daha çok Kahramanmaraşdoğuda olarak biliniyor.

İlk önce ilimizin hangi bölgede bulunduğunu başta ülkemizinsanlarına anlatmalıyız.

İlimize yeni tayin olan üst rütbeli bir komutanın ziyaretinegittik, gazete ekibi olarak.  Komutan; “Tayinimburaya çıkınca biraz tedirgin oldum.  Küçükve az gelişmiş olarak aklımdan geçti. Sonuç olarak buraya geldim. Bir baktım kihiç dışarıdan göründüğü gibi değil.   Kahramanmaraş’ıçok gelişmiş bir il olarak buldum.” dedi. Dışardaki imajımız bu şekilde. Bu enyetkili ağızdan duyduğumuz cümleler.

Eskiden bu yana Kahramanmaraş’a gelen devlet memurlarıağlayarak gelir ağlayarak gider, derlerdi. Bu cümleleri buradan tayini çıkan herdevlet memurundan duymak mümkün.

İşte ana sebep biz kendimizi tanıtamıyoruz. Nasıl tanıtılır?Bu hem yurt içinde hem de yurt dışında birçok etkinliği gerçekleştirmekle olur.O zaman Kahramanmaraş’ın önünü açmış oluruz.

Bizim bazı köşe yazarları ilimizin gelişmiş ve yaşamkalitesinin çok üstlerde olduğunu hep yazarlar. Haklıdırlar. Ama ilimize yerlive yabancı turist gelmesini istiyorsak gerçekleri de görmezlikten gelemeyiz.Yoksa durmadan kendimizi övüp duralım bu övmeye de devam edelim.

Bizim eksiğimizin başında her şeyi Belediyelerden bekliyoroluşumuz. En büyük görev; sivil toplum kurulularına düşüyor. Sivil toplumkuruluşları birçok kez açıklamalarında; enerjinin, ipliğin kumaşın önemli kısmını,çelik mutfak araçlarının ve gereçlerinin  % 66’sını Kahramanmaraş’ta üretiliyor diyerekkonuyu toparlamaya çalışıyorlar. Elbette sanayi önemli. İşsizliğin ilimizdeasgariye inmesi bu işletmelerin sayesinde olmuştur. Bunun değerini bilmemekinsafsızlık olur.

Ama iş turizme gelince hep sınıfta kalıyoruz. Hiçbir STK bukonuda açıklama da bulunmuyorlar. İşadamlarımız turizm sektörüne yatırımyapmaktan çekiniyor. Hâlbuki her sektör sürecini tamamlasa da turizm süreciasla ve asla bitmez. Çünkü insanlar eğlenmekten ve seyahat etmektenvazgeçemezler.

Bu işin pazarlama boyutunu da unutmayalım… Lütfen!