Karamanoğlu Mehmet Bey’in 13 Mayıs 1277 tarihindeki “Şimden gerü hiç kimesne kapuda ve dîvânda ve mecâlis ve seyrânda Türkî dilinden gayrı dil söylemeyeler.” fermanının Türkçenin devlet dili kabul edildiği gün olması dolayısıyla 13 Mayıs Türk Dil Bayramı olarak kutlanmaktadır. Türk Dil Bayramı dolayısıyla Kahramanmaraş Edebiyat ve Sanat Derneği MESDER’de “Dünya Dili Türkçe” kitabının yazarı eğitimci-yazar Ramazan Avcı tarafından bir konferans verildi.
Konferansı takdim konuşmasında MESDER Başkanı Ali Avgın, “Hayatı, maddi ve manevi dünyamızı anlamlandırdığımız Türkçemiz, dünyanın en kadim, en yaygın dillerinden biri olarak en büyük zenginliklerimizdendir." vurgusunu yaparak “Türk dilinin milli ruhun oluşmasında, milli kimliğin kazanılmasında ve yaşatılmasında en temel unsurlarımızdan biri olmalıdır.” Diyerek; konuşmasında program konuğu Ramazan Avcı’ya ve “Türkçeye Saygı” gibi böylesine anlamlı bir programa katılımları için izleyicilere teşekkür etti.
“TÜRKÇEM KIPIR KIPIR, TÜRKÇEM RENK-IŞIK/SANKİ İMBİKLERDEN SÜZÜLÜP GELİR”
Kahramanmaraş Vali Yardımcısı Sayın Ekrem Ender Ergün, KSÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Yakup Poyraz, İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Seydihan Küçükdağlı, şehrin ileri gelen yazar-şair, eğitimci ve öğrencilerin katıldığı konferans büyük bir ilgiyle dinlendi.
Eğitimci-yazar Ramazan Avcı, konuşmasına Bahaettin Karakoç’un,
“Türkçem kıpır kıpır, Türkçem renk-ışık;
Sanki imbiklerden süzülüp gelir...”
mısralarıyla başlayan “Türkçem” adlı şiiri okuyarak başladı.
“MİLLİ BİR EDEBİYAT ANCAK MİLLİ BİR DİLLE YARATILIR”
Ardından, geçmişten günümüze kadar Türkçenin korunmasına, zenginleştirilmesine, yaşatılmasına hizmet etmiş olan Türkçenin kandillerini andı. Ramazan Avcı, “Türk milletinin nüfus kâğıtları olan Göktürk Kitabelerini, Türkçenin ilk sözlüğü Dîvânu Lugâti’t-Türk’ü yazan Kâşgarlı Mahmud’u, İslamı ana diliyle herkesin anlayabileceği Türkçeyle anlatan ilk Türk Mutasavvıf Ahmet Yesevi’yi, hikâyeleri sayesinde yüzyıllarca Türk dilinin ve Türk kültürünün ayakta kalmasını sağlayan ozanların piri Dede Korkut’u, Türkçenin bir edebiyat ve kültür dili olmasında çok büyük hizmeti olan Yunus Emre’yi, Türk dilinin ihmal edilmiş olmasına isyan eden XIV. yüzyılın Garipname şairi Âşık Paşa’yı; XIV. Yüzyılda yazmış olduğu Vesiletü’n Necat’ı, Türkçedeki yaygın adıyla Mevlid’i sayesinde Türkçeyi mabede sokan, Türk’ün peygamber sevgisini dile getiren Süleyman Çelebi’yi, Muhakemetü’l-Lugateyn adlı eseriyle Türkçeyle Farsçayı karşılaştırıp Türkçenin farklı ve üstün taraflarını gösteren ve Türkleri Türkçe yazmaya teşvik eden XV. yüzyılın Çağatay Türk edebiyatının büyük siması Ali Şir Nevayi’yi, ‘Milli bir edebiyat ancak milli bir dille yaratılır.’ görüşünü ortaya koyarak bunu hikâyeleriyle uygulamaya sokan Ömer Seyfettin’i, ömrünü Türk dünyasının ‘dilde, fikirde, işte birlik ülküsü’ne adayan, ‘bütün Türklerin birbirlerini kolaylıkla anlayabilecekleri ortak bir Türk dili oluşturma’ fikrini miras bırakan İsmail Gaspıralı’yı, Türkçeyi kendi benliğine taşımada öncü rol üstlenen Gazi Mustafa Atatürk’ü, Türkçenin yılmaz savunucularından Bahtiyar Vahapzade’yi; Türkçenin korunmasında, yaşatılmasında, zenginleşmesinde çok büyük katkıları olan Karacaoğlan ve Âşık Veysel’in şahsında tüm ozanları, Türkçemizi mısralarında ve cümlelerinde nakış nakış işleyen Necip Fazıl, Nazım Hikmet, Atilla İlhan, Yavuz Bülent Bakiler, Sezai, Abdurrahim ve Bahaettin Karakoçların şahsında şairlerimizi; Ahmet Hamdi Tanpınar, Reşat Nuri Güntekin, Nihal Atsız, Peyami Safa, Yaşar Kemal’in şahsında yazarlarımızı saygıyla anıyorum.” dedi.
“TÜRK DİL BAYRAMLARI, TÜRKÇENİN ÖNEMİNİ HATIRLATMAK İÇİN BİR FIRSATTIR”
Ramazan Avcı, ülkemizde biri 13 Mayıs’ta, diğeri 26 Eylül’de olmak üzere kutlanan iki dil bayramın bulunduğunu ve bu bayramların tarihî gerekçelerini anlattı.
Ramazan Avcı, Mehmet Bey’in fermanının Türk kültür tarihinin önemli olaylarından biri olduğunu, bu fermanın Türkçenin yeniden devlet dili olmasını sağladığını, günümüzde 13 Mayıs tarihinin Dil Bayramı olarak kutlandığını ifade etti, dedi.
Konuşmasında “Türk Dil Bayramları; Türk dilinin zenginliğini, güzelliğini, doğru ve etkili kullanımını, dilin doğru öğretilmesi ve yaygınlaştırılması gibi konuları vurgulamak ve Türkçenin önemini hatırlatmak için bir fırsattır.” dilin birey ve toplum açısından önemine dikkat çeken Ramazan Avcı,
“Bir milletin tanımını yaparken her şeyden önce “aynı dili konuşan” diye başlanır cümleye. Çünkü dil, milleti meydana getiren millî kültürün ve millî duygunun taşıyıcısı, aktarıcısı; millî varlığın, birliğin ve kültürün temeli ve teminatıdır.
Bizi kimliğimizle birlikte geçmişten günümüze taşıyan, günümüzden de geleceğe taşıyacak olan en önemli varlığımız dilimizdir. Tarih dillerini kaybettikten sonra baskın kültürlerin egemenliğinde benliklerini de kaybederek tarih sahnesinden silinen milletlerin hikâyeleriyle doludur.” dedi ve Mısırdaki Türklerin dillerini kaybederek nasıl Araplaştıklarını anlattı.
“TÜRKÇE, DÜNYADA KULLANILAN 7 BİN DİL ARASINDA EN ÇOK KONUŞULAN 5. BÜYÜK DİL”
Ramazan Avcı, yapılan araştırmalarda günümüz dünyasında yedi bin civarında dilin mevcut olduğunu belirterek, 2100 yılına gelindiğinde dillerin %90’ının yok olacağının tahmin edildiğini belirtti. Türkçenin zenginliğine işaret eden Avcı, “Türkçe, dünyada kullanılan 7000 civarındaki dil arasında en çok konuşulan 5. büyük dil olması bakımından bir dünya dili olarak bugüne kadar varlığını sürdürmüştür. Günümüzde Kuzey Buz Denizi’nden başlayıp Hindistan’ın kuzeyine, Çin Halk Cumhuriyeti’nden başlayıp Avrupa’nın en uç noktasına kadar yaklaşık 12 milyon kilometrekarelik bir coğrafyada 220.000.000 kişi tarafından konuşulmaktadır. 600 bini aşkın söz varlığı olan bu zengin dilin 100’e yakın ülkede öğrenimi yapılmaktadır.” dedi.
Ramazan Avcı, “Bugün Türkçemizin zenginliğinin farkında olduğumuz ve bu zenginliklerden yeteri kadar yararlandığımız söylemez. Dilin birey ve millet açısından önemini yeterince kavramamaktan ve dile gerekli saygı ve sevgiyi göstermemekten dolayı Türkçe, Karamanoğlu Mehmet Bey’i isyan ettiren sorunları tekrar yaşamaktadır.” dedi ve bu sorunlarla ilgili açıklamalarda bulunarak örnekler verdi.
“TÜRK İMLASI YERİNE YABANCI İMLAYLA YAZMA ÖZENTİSİNE KAPILMAMAK GEREKİR”
Ramazan Avcı, konuşurken ve yazarken Türkçesi varken yabancı dile ait söz varlıklarının kullanılmaması, ülkemizde Türkçe kullanım kılavuzu olmayan ürünlerin satın alınmaması, Türkçe tamlamaların “halk ekmek” veya “Otel Yıldız” örneklerinde olduğu gibi İngilizcenin söz kalıplarına göre oluşturulmaması, “park” kelimesiyle ulu orta kelime grubu kurularak işyeri, konut ve alanlara adlar verilmemesi; efendy, eskidji, wishne, kitapchi, eshki, Marash, Occash örneklerinde olduğu gibi Türk imlası yerine yabancı imlayla yazma özentisine kapılmamız gerektiğini dile getirdi.
Ramazan Avcı, işyerlerine yabancı adlar veren işletmelerden daha yüksek levha vergisi alınmasının çözümlerden biri olacağını belirtti.
Tanzimat’tan günümüze şair ve yazarların ve gazetecilerin kullandığı dilde Türkçe oranının %35’lerden %80’lere ulaştığını, bunun Türkçemiz için çok iyi bir gelişme olduğunu, dilimizde Türkçe karşılığı bulunan Farsça ve Arapça asıllı kelimelerin hızlı bir şekilde azalma gösterdiğini fakat buna karşın İngilizce söz varlığına ait unsurların büyük artış gösterdiğini, bugün Türkçeyi seven her görüşteki vatandaşlarımızın bir millî mücadele anlayışıyla omuz omza vererek bu akınları durdurması gerektiğini söyledi.
“DİLEĞİMİZ, TÜRKÇENİN RESMİ DİL İLAN EDİLİŞİNİN 747. YIL DÖNÜMÜNDE, DİLDE ÖZENTİ HASTALIĞINDAN KURTULMAMIZ”
Ramazan Avcı, konuşmasını “Dileğimiz, Türkçenin resmî dil ilan edilişinin 747. Yıl dönümünde Türk Dil Bayramı’nın dilde özenti hastalığından kurtulmamız için uyarıcı rol oynamasıdır.” diyerek tamamladı.
Katılımcıların soru ve görüşlerinden sonra Vali Yardımcısı Sayın Ekrem Ender Ergün, çok yararlı bir konuşma dinlediklerini ifade ederek “Çok güçlü bir dilimiz var. Dilimiz şu anda yabancı akımların etkisinde. Bu akımlara karşı ilk önce kendimize olan özgüvenimizi geliştirmeliyiz. Bu özgüven, güçle birleştiğinde; umulur ki biz başkalarının diline değil, başkaları bizim dilimize özenecek.” Dedi.
Çok verimli geçen ve büyük bir ilgi ile izlenen konferans, toplu fotoğraf çekimiyle son buldu. Bu vesile ile Türk dilinin resmi dil ilan edilişinin 747. yıl dönümünde, “TÜKÇEYE SAYGI” başlıklı böylesine anlamlı bir programa ev sahipliği yapan; son yıllarda şehrimiz edebiyatına ve edebiyat etkinliklerine yeni bir nefes olan; MESDER Kahramanmaraş Edebiyat ve Sanat Derneğine, Nezih anlatımlarıyla programa konuşmacı olan Sayın Ramazan Avcı’ya, Kahramanmaraş Vali Yardımcısı Sayın Ekrem Ender Ergün’e KSÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Yakup Poyraz’a, İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Seydihan Küçükdağlı’ya, şehrin ileri gelen yazar-şair, eğitimcilerine ve geleceğimizin teminatı öğrencilerimize, programa katılımlarından dolayı çok teşekkür ediyoruz.
13 Mayıs Türk Dil Bayramımız Kutlu Olsun…