Tarihte vav özellikle camii ve saraylarda hem süsleme hem de tavazu’un senbolü olarak kullanılmıştır. Biçim olarak anne karnında ki duruşumuz, yaratanı tesbih eden kulun edeple ruku’ya eğilişi , alnını secdeye koyuşu, bütün bedeni ve ruhu ile beraber şükürle dulu kendisinin bir kul olduğunu ve sonsuza uzanışını ifade eder. İnsan iki büklüm olup vav’a benzeyince rahat eder. İnsan boylu boyunca uzansa da rahatmıdır mezarında? Ne güzel bir duruş değil mi vav oluşumuz. Vav aynı zaman da Allah’ın Vahid ismi, birliği ve benzeri olmadığını, sonsuz kudret sahibini temsil etmek de vav ‘a nasip olmuştur. Vav aynı zamanda imanın şartlarını da ifade eder. Vav sorumluluğu ağır olan bir harf. Allah Rasulü (sas) bizleri bu konuda uyarmaktadır. Ve ile başlayan işlere baktığımızda hep sorumluluk taşıyan işlerdir. Örneğin : Vali, Veli, Varis, Vekil, Vakıf, Vezir, Vallahü , Vaat, Vazife gibi İla ahir…..
Vav’ın sorumluluğu büyüktür. Bir gün Osmanlı Devletinin en büyük hat sanatı ustası Hafız Osman ‘ı anmadan olmaz. Hafız Osman emekli olduktan sonra bir gün dinlenmek için o zaman sakin bir semt olan üsküdar’a yerleşmiştir. Fırtınalı bir günde Beşiktaş’a geçmek için bir kayığa biner. Kayıkçı ücretleri toplamaya başladığında Hafız Osman kesesini ev de unuttuğunu fark etmiş. Kayıkçı ya efendi yanımda param yok sana bir vav yazayım demiş. Kayıkçı ne yapsın geri dönecek hali yok. Yüzünü ekşitip söylenerek olur demiş, yazıyı almış. Kayıkçının yolu bir gün sahaflara düşmüş. Bakmış ki yazılar alınıp satılıyor. Cebinde ki vav’ı hatırlar sahafa gösterir. Sahaf vav’ı görür görmez Hafız Osman vav’ı diye sevinmeye başlar. Ve açık arttırma başlar. Epeyce bir paraya satılır. Günlerden bir gün Hafız Osman la kayıkçı yine karşılaşır. Ücretler toplanırken kayıkçı gelir bey baba para istemez sen bana bir vav yazıver yeter der. Hafız Osman kayıkçıya hitaben: Efendi ! o vav her zaman yazılmaz. Dua etki, bir gün yine keseyi evde unutayım der. Osmanlı Padişahlarının namaz kıldığı Hünkar mahfillerinin kapısı bir adam boyundan çok daha kısa olurmuş. Kapının üzerinde ise bir birine bakan iki vav harfi 66 ifadesi yani Allah’ın isimlerinin senbolü mutlaka bulunurmuş. Kapı “gururlanma padişahım senden büyük Allah var “anlamını ifade edermiş. İşte zamanımızın bazı vükelaları anlamadıkları veya anlamak istemedikleri Osmanlı budur. Gittiği yere barışı, İslam’ ı ve sevgiyi götürmüştür Osmanlılar. İçerisinde çeşitli din ve ırktan insanları baskı yapmadan, inancına saygı göstererek birlikte idare etmesini başarmıştır Osmanlılar.
Ne mutlu bu anlayışta olan idarecilerimize, ne mutlu bu şuurda olan devlet adamlarına. Allah onlardan ebeden razı olsun.
İşte bir vav gerçeği ve tevazu örneği. Kainatın Sahip ve yaratıcısına emanet olun.