Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili GenelSeçimi geride kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde elli iki ile ilk turdacumhurbaşkanı seçildi. Cumhur ittifakı da 340 milletvekiliyle parlamentodaçoğunluğu sağladı.
Hayırlı olsun. Kazanan Türkiye’miz olsun.
Resmi olmayan sonuçlar belli olur olmazkutlamalar başladı. Partililer sokaklara döküldü. Gecenin geç saatlerine kadarsürdü bu coşkulu gösteri. Hemen hemen her yerde yapıldı kutlamalar.
Elbette sevinilecek. Bunda yadırganacak bir durumyok. Ama sevincimizi yaşarken coşup taşmak da ne oluyor? Sokaklara dökülmeler…Ortalığı velveleye vermeler… Halbuki sonucu daha olgun bir şekilde karşılamak,seçimde kaybedenlerin halini anlamaya çalışmaktır güzel olan. 
Biz üzüntümüzü de böyle en uç noktada yaşarız.Dünyalar başımıza yıkılmış gibi yine ortalığı velveleye veririz. Taşlar alıpdövünürüz. Gözyaşlarımız ummanlara karışır. Böyle olmamalı. Hüzn ü kederde dekadere rıza gereği soğukkanlılığımızı korumalıyız. Hem sevinçte hem kederdeolgun bir insana vakarlı bir duruş yakışır.
Bir paylaşımda gördüm. Aziz bir can arabasındagidiyor. Ön koltukta oturuyor Arabanın teybinde bir şıkırdak oyun havası.Emniyet kemeri bağlı. Arka koltukta foterli bir çocuk. Bu gaydanın bağlantıbölümünü yazayım:
“Aman aman elmalı
Yar seni nerde bulmalı
Seni bulduğum yerde
Sıkı sıkı sarmalı”
Paylaşımın üstüne de şu notu düşmüş: “VerrrCoşkuyu verrr...gır gaşşıkları gır gırŕrrrrr.....” Kendi de eşlik ediyortürküye. Yüzünde güller açıyor.
Ne güzel! Kendi arabasında, kendi halindecoşkusunu yaşıyor. Öyle gaşşık gırma falan yok.

Bir tarihte Boğazlıyan’da belediye başkanlığıseçimi yapılmış. O zamanlar saat 21.00’da seçimle ilgili haberler verilmeyebaşlanırdı. Saat 21 suları. Kazanan taraf sokaklara dökülmüş. Arabasına binenkonvoya katılıyor. Havai fişek gösterileri ortalığı gündüz gibi aydınlatmada.Bir gürültü, bir hay huy…
Emin amcamın Boğazlıyan’da Bağlarbaşı’nda ikikatlı bir evi var. Alt katında Hasan Usta oturur. Hasan Usta soğuk demircidir.Üst kat o sıralar boş. Emin amcam da üst katta.
Hasan Usta’nın partisi seçimi kaybetmiş. Moralisıfırın altında Hasan Usta’nın. Dokunsan ağlayacak hallerde. Çıktı balkona.Şöyle bir bakındı etrafa. Söylendi kendi kendine. Birkaç dakika kaldı balkondasonra içeri girdi.
Emin amcam da üst balkonda bu velveleyiseyrediyor. Hasan Usta’yı alt balkonda gördü bir ara. Tam o sırada yakınlardabir yerden havai fişek attılar. Emin amcam hemen içeri girdi. Baktı üstünebaşına. Eliyle yüzünü yokladı. Bir şey olmadığını anlayınca rahat bir nefesaldı. Allah’a şükretti. Peygambere salavat getirdi. Şoku atlatır atlatmaz aşağıindi. Doğruca polis karakoluna gitti. Yaşadıklarını anlatıp şikayetini beyanetti.

Diyeceksiniz ki “Neden şikayetçi oldu?” Azsabredin efendim. Her şeyin bir sırası var. Nöbetçi komiser iki polis verdiamcamın yanına. Bunlar geldiler Bağlarbaşı’ndaki eve. Polislerden biri kapısınıçaldı Hasan Usta’nın. Hasan Usta çıktı. Baktı ki karşısında iki polis:
-Buyrun memur bey. Hayrola, bir durum mu var?
-Evet beyefendi. Hakkınızda şikayet var.
-Ne şikayeti efendim?
-Bu amcaya aşağıdan ateş etmişsin.
Hasan Usta allak bullak oldu:
-Ne ateş etmesi, ne diyorsunuz Allah aşkına?
Emin amcam lafa girdi:
-Aşşağdan ateş itmedin mi? Gozlerim yaşardıalevinden. Allah’a böyuk varmasın. Az gassın beni vuracağıdın.
Hasan Usta güldü Emin amcama:
-Git İşine yav. Benim canım burnumda zaten. Bizseçimi gaybettik. Onun üzüntüsü içindeyim.
Sonra polislere döndü:
-Sonuçlar belli olur olmaz ortalığı velveleyeverdiler. Havai fişekler atıldı. Kornalar çalındı. Alahehey!.. Arabalar konvoyhalinde dolaştı. Emin emmi o havai fişekleri görmüş. Benim ateş ettiğimisanmış. Hala devam ediyor bak o tantana.
Polisler güldü. Hakikaten o hay huy devamediyordu. Emin amcama dediler ki:
-Amca sen rahat ol. Gir içeri. Aç televizyonunu,seyret. Balkona da çıkma. Ne olur ne olmaz.

Emin amcam çıktı yukarı. Kapıyı arkadansürgüledi. Girdi içeri. Balkona da bir daha hiç çıkmadı.