Keyfi veya ihtiyaç gereği yapılan turizm aktivitelerinin,bir de zorunlusu var. Nasıl mı? Tatil, dinlenme ve eğlence için gidilenturistik yerlerde onlara hizmet eden kişiler ve oradaki tesislerde çalışanlarzorunlu turizm aktiviteleri yapmış oluyorlar.
İnsanların hayalini kurduğu, belki de bir yıl öncesindenayarladığı tatil planlarını, oradaki çalışanlar genel olarak her günyaşıyorlar. Peki, orada çalışanlar hem turist hem de çalışan mı oluyor? Farklıbir terim çıkıyor bence ortaya? Zorunlu tatil yapan turistler gibi bir kavramkullanabiliriz onlar için…
Baktığımız da çalışanlar, çalıştıkları mekânlarda deniz,kum, güneş, eğlence mekânları, geziler veya sağlık için, doğa için yapılanturizm aktivitelerinin içinde bulunuyorlar. Aradaki fark ne peki? Turistik mekânlaragelen turistler; ortamın, anın, aktivitelerin tadını çıkarırken, oradaçalışanlar ise; turistlerin aldıkları hizmetten memnun olmaları içinuğraşırlar. Turistlerin eğlenirken; iyi eğlenmelerini, oradaki tüm mekânlardan,tesislerden memnun kalmalarını sağlamak için çabalarlar.
Bir taraf hizmet gören kısımken, diğerleri ise hizmet edentaraf oluyor. Hayal edilen ihtişamlı tatillere bu kadar yakınken o tatiliyaşayan değil de başkalarına yaşatan olmak da zor olsa gerek? Turizm bölümündeeğitim almış veya turizm sektöründe çalışan kişiler bu farklı deneyimi birşekilde yaşamıştır veya yaşayacaklardır.
Turistik bölgeler de çalışmanın insanın kişisel gelişimineolumlu katkıları vardır. Mesela ne gibi katkılar bir bakalım? Daha modern bakışaçılarının, daha çağdaş ve anlayışlı düşünce yapılarının oluşmasına katkısağlar. Nasıl mı? Farklı kültürde insanlarla iletişime geçtikçe, farklılıklarasaygı duymaya başlarız.
Renkli ortamlar ve insanlar gördükçe, onlara karşı veonların yaşamlarına karşı ön yargılarımız daha çabuk ortadan kalkabilir. İnsanı,insan olduğu için sevmeye başlarız ve insanlara karşı hümanist bir bakışaçısıyla yaklaşırız. Herhangi bir skolâstik düşünceye göre değil. Tanışır,konuşur ve iletişime geçeriz; buna göre kendi kararımızı kendimiz veririz,insanlara ve kültürlere karşı… Kulaktan dolma belki de asılsız ön yargılarıyıkmış oluruz; farklı, özgür düşüncelere karşı…
Yeni insanlar tanıdıkça, yeni kültürler ve diller öğrendikçe,belki de farkında olmadan; katılaşmış, değişmeyen, gelişmeyen kendidoğrularından başka doğruları ve zihniyetleri kabul etmeyen, düşünce ve yaşambiçimlerimizi; daha ılımlı, daha anlayışlı, değişmeye, gelişmeye ve yeniliğeaçık bir şekilde yeniden şekillendirebiliriz.
Modern etkileşimlerin olduğu, renkli ortamlarda; girişimci,cesur, kendini geliştiren, çağa ayak uyduran, kendine ve çevresine maddi manevifaydası olan, aktif, üreten, kazandıran, çalışan bir nesil ortaya çıkacaktır.Zorunlu turistik aktivitelerde bulunan çalışanlar; belki de farkında olmadanzorunlu ama müthiş faydalı bir gelişim süreci geçireceklerdir.
Gelen turist tatilin keyfini çıkarırken; zorunlu turistlerdiye kendimce adlandırdığım çalışanlar ise; çalıştıkları güzel ortamlarıntadını çıkararak, donanımlı bir kişisel gelişim süreci yaşasınlar.
Durma çalış ve olumlu olarak değiş…