Alemdar, Afşin’in bir köyü. Berçenek’le komşu. Berçenek, Mahzuni Şerif’in doğduğu yer. Gerçi adı değişmiş Tarlacık olmuş. Ama kaderi değişmemiş. Alemdar’ın sessiz çığlığı Berçenek için de aynı çığlık.
Nedir sessiz çığlığın sebebi? Afşin-Elbistan Termik Santralı. Termik Santralda kullanılan kömürün etrafa zehir saçması. Termik Santral’ın bacalarından yükselen kara dumanları görünce ürpermemek mümkün değil. Yöre insanı bu havayı soluyor. Tarım alanları bu kömürün kirlettiği havadan ve atıktan çok etkileniyor.
Alemdarlı Abdülhakim Eren, yıllardır bu sorunun çözümü için mücadele ediyor. Abdülhakim Eren bir emekli öğretmen. İlişkisini kesmemiş köyüyle. Her sorunuyla ilgileniyor Alemdar’ın.
Termik Santral’ın çevreyi kirletmesi önlenebilir mi? Sorunun çözümü nasıl olacak? Termik Santral kapatılacak mı? Kapatmak en son çare. Bacalara havayı temizlemek için süzek (filtre) takılabilir. Bu güne dek neden düşünülmedi? Anlaşılır gibi değil.
Abdülhakim Eren her platformda bu konuya dikkat çekiyor. Edik Dergisi’nde de yazmış. Nitekim bu sessiz çığlık Ankara’da yankı bulmuş. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Afşin-Elbistan Termik Santralı’nda inceleme başlatmış. Sosyal medyada Facebook sayfasındaki paylaşımında bu müjdeyi veriyor Abdülhakim Eren. Şöyle diyor:” Sevgili dostlar Afşin-Elbistan termik santralinin çevreye verdiği olumsuzlukları konu alan paylaşımlarımıza Cumhurbaşkanımız ve hükümetimiz duyarsız kalmadı. Bugün itibariyle (8 Şubat) çevre ve şehircilik bakanlığından yetkililer inceleme başlattı. Bu konuda duyarlılık gösteren bölge halkına teşekkür ederim.”
Dileriz ki inceleme sonunda sorun çözülür. Termik Santral’ın bacalarından çıkan zehirli havayı (atığı) temizleyecek bir düzenek yapılır. Çevre halkının çektiği cevr ile cefa sona erer.
Bu burada duradursun. Şimdi biz yetmişli yılların Alemdar’ına gidelim. Abdülhakim Eren kendi köyünde öğretmen. Hem de okul müdürü. Ne güzel değil mi? Bir insanın kendi köyünde öğretmen olması. Alemdar’a Uşaklı çiçeği burnunda bir öğretmen geldi. Abdülhakim Hocayla çok iyi anlaşıyorlar. Okulda eğitim öğretim hizmetleri aksatılmadan yürütülüyor.
Genç öğretmen Aşık Mahzuni Şerif hayranı. Mahzuni Şerif’in türkülerini ve deyişlerini hatmetmiş. Bir gün dedi ki Abdülhakim Hocaya:
-Müdür Bey! Aşık Mahzuni Şerif’in köyüne gidelim. Ben Mahzuni’nin köyünü doğduğu evi, çocukluğunun geçtiği çevreyi görmek istiyorum.
Abdülhakim Hoca olur verdi:
-Peki hocam. Uygun bir zamanda gidelim.
Bir gün öğle paydosundan sonra bindiler Abdülhakim Hoca’nın motosikletine, düştüler Berçenek yoluna. Zaten yakın Berçenek. Geldiler Berçenek’e. Hani Mahzuni bir türküsünde der ya:
“Berçenek uzun yazılar
Orada rüzgar sızılar” diye.
Köyün içinde bir yel, bir talaz… Yerden alıyor gökte savuruyor. Bunlar toz duman içinde kaldılar.
Abdülhakim hoca gösterdi Mahzuni’nin doğduğu evi. Şöyle bir tur attılar Berçenek’te. . Genç öğretmen muhayyilesinde canlandırdığı köyü görememekten üzgün hallerde. Düş kırıklığına uğradı. Döndüler Alemdar’a.
Birkaç gün sonraydı. Abdülhakim Hoca öğretmene takıldı:
-Hoca, Berçenek’e gidelim mi?
Öğretmen:
-Yok yok! Ben gördüm göreceğim kadarını. Gitmeyelim müdürüm, dedi.