6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 11. Maddesinde tüketicilerin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Buna göre, Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların muhatabı satıcıdır, seçimlik haklar satıcıdan talep edilebilecektir. Bu haklardan; ‘Ücretsiz onarım’ ile ‘malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi’ hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Ancak, Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ederse sorumlu tutulamayacaktır, böyle bir durumun oluşması halinde tüketici sadece satıcıyı muhatap almak zorunda kalacaktır. Burada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de satıcının hiçbir kusuru yokken neden sorumlu tutulmuş olduğudur. Yasaya göre, kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın bu malı satan satıcı tüketiciye karşı sorumludur, buna “kusursuz sorumluluk” ilkesi diyoruz: tüketici malı kimden almışsa bir problem yaşadığında onu sorumlu bilecek ve haklarını ona karşı kullanacaktır.
Seçimlik haklardaki kısıtlama!.. 4077 sayılı yasada tüm seçimlik haklardan hangisini kullanacağı konusunda tamamen özgür iken, 6502 sayılı yasaya göre, tüketici bazı durumlarda Ücretsiz Onarım İsteme Hakkı ile Ayıpsız Misli İle Değişim hakkını kullanamayacaktır. ‘Hakkın kötüye kullanılması’ nedeniyle bu anlayışın geliştiğini söyleyebiliriz. Buna göre haklı bir nedenin varlığı halinde ya da hak kullanımının imkânsız olduğu durumlarda tüketiciye tanınan özgürlük kısıtlanmıştır. Yeni yasaya göre, üretimi yapılmayan bir malda ‘ayıpsız bir misli ile değişim’ ya da onarımın imkânsız yahut satıcıya ağır bir maliyet getirecek olması halinde malın “ücretsiz onarılmasını isteme” hakkı kullanılamayacaktır. Bu gerekçe nedeniyle, seçimlik haklardan Ücretsiz Onarım Hakkı,
Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme; Ayıpsız Misli İle Değişim ise;
İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, şeklinde düzenlenmiştir.
‘Ayıp Oranında Bedel İndirimi’ Tüketiciler tarafından çok tercih edilmemekle birlikte ‘Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme’ hakkı da seçimlik haklardan birisidir. Hakem Heyetlerince bu konudaki taleplere nasıl karşılık verileceği pek bilinmediğinde çoğunlukla tüketiciler diğer seçimlik haklara yönlendirilmektedir. Tüketici özgür iradesi ile ayıp oranında bedel indirimini kendisi seçer, ancak indirim miktarını yani tüketiciye ödenmesi gereken tutarı başvurulan yargı organı (heyet ya da mahkeme) tespit eder. Tespit ile ilgili hesabın temel mantığı şuna dayanır: Malın satın alındığı tarihteki normal fiyatı ile ayıplı fiyatı arasındaki makasın bugünkü karşılığının bulunmasıdır. Tüketicilerce talep edildiği takdirde indirim ya da tüketiciye ödenecek tutar aşağıdaki örneğe uygun olarak hesaplanabilir: Formüldeki b ve c değerlerinin, bilirkişilerin piyasa araştırması sonucu yaptığı tespitlerden oluştuğunu belirtelim. a- Satın alma tarihi itibariyle Malın ayıpsız satış değeri (0 km bir aracın satış fiyatı a=40.000 lira olsun.) b- Satın alma tarihi itibariyle Malın ayıplı olması halindeki satış değeri (0 km bir aracın ayıplı haliyle satış fiyatı b=38.000 lira tespit edilmiş olsun.) c- Ayıpsız malın bugünkü 2. El satım bedeli (c=30.000 tespit edilmiş lira olsun.) Buna göre, ayıplı malın 2. El satış fiyatı bedeli (d)=c*b/a=30.000*38.000/40.000=28.500 lira olur. Ayıp oranında yapılacak indirim; malın ayıplı hali ile ayıpsız halinin güncel değerleri arasındaki farktır. Dolayısıyla, tüketiciye ödenecek bedel= c-d= 30.000-28.500= 1.500 liradır.