Bu nesil nereye gidiyor? Neslin kurtuluşu mümkün müdür? Ne yapılması gerekir? Gibi sorular. Günlük hayatımızda sıkça sorulan sorulardır. Ayet-i Kerimelerde:

   Âlemlerin Rabbi olan yüce Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözetleyicidir."[1] "Halbuki üzerlerinizde gözcüler var."[2] "Kıymetli dürüst katipler var"[3] "Her ne yaparsanız biliyorlar."[4]

 Peygamber'imiz (s.a.v) de İhsan nedir? Sorusuna şöyle buyuruyor:

"İhsan, Allah'ı görüyormuşçasına O'na kulluk etmendir. Her ne kadar sen O'nu göremesen de O seni görmektedir."[5]

   Gençler, Her daim ıssız yerde dahi gözetlendiğini bilirse, tüm yaptıklarının melekler tarafından amel defterine yazıldığını bilirse, kötülüklerin, faili meçhullerin, hırsızlıkların önlenmesi mümkündür. İşte bu konuların eğitim sistemin de evvelâ çocukların, gençlerin temel eğitim olarak aklına, ruhuna ve kalbine verilir ve işlenirse işte o zaman nesil ve gelecek kurtulur.

    Gençlere haram nedir, helal nedir? İyi kötü öğretilirse; Yaptığı her işlerde Allah'ı razı etmek için çalışırsa toplumun çehreleri değişir. Huzurlu ve mutlu bir toplum oluşur.

   Eğer ki, bu kıymetli ilimler, manevi ve milli değerler temelden itibaren neslimize anlatılır ve öğretilirse; işte o nesil beni yaratan, gören ve ahirette hesaba çekecek olan Allah teâlâ var imanı ile; Yalan değil doğruları halka söyleyecek, anlatacak, toplumda adam kayırma türünden torpil yapmayacak, rüşvet almayacak, yapamayacağı şeyleri söylemeyecek yani hakikî manada dürüst, liyakat sahibi olacaktır.  Eşine taciz yapmayacak, öldürmeyecektir

Yetki sahibi olan adamlar, milletin malını, arabasını çalmayacaktır.

    Gençler, Allah Teâlâ'dan korktuğu ve hayâ ettiği için bağımlılık yapan maddelerden son derece uzak duracaktır.

    Bir delikanlı anlatıyor: Bir kızdan muradımı almak istemiştim. Kız bana utanmıyor musun dedi.

- Delikanlı: Kimden utanacakmışım Etrafta yıldızlardan başka bir şey yok dedi.

- Kız ise: Peki o yıldızları yıldız yapan nerede? Dedi.

   Geçmişte, nasıl ki tarihin uzun bir dönemin de İslâmî ilimler ve müspet ilimleri aynı zamanda nesillere işleyerek edepli ve ilim sahibi büyüklerin, meslek sahiplerinin yetişmesine vesile olmuş, başka ülkelere örnek teşkil etmiştir.  Osmanlı'da ki medrese eğitimin de Nice alimler, bilginler yetişmiştir. Müslüman Türkler İslamiyet'i yayarak, düşmanlardan koruyarak, Türk İslam medeniyeti kurarak ve Müslüman Türk alimleri yetiştirerek, Eserler bırakarak İslamiyet'e hizmet etmişlerdir.  O zaman böylesine benzer kıymetli nesiller ve alimler yetişmiştir.

  Bugün ne yapılmalı? Batı menşeili, devşirilmiş, günaha davetiye çıkaran, ateizm, deist üreten öğretimden vazgeçilmeli ve bu millet aslına rücu edilmeli. Çünkü nesil "beni Allah Teâlâ görüyor" imanı ile yetişmiyor. Tam tersi materyalist felsefe ile yetişiyor...

   Geçmişte bir hikâye dinlemiştim ve okumuştum. Hikâye edildiğine göre bir öğretmen öğrencisinden birine çok alaka gösterip çok seviyormuş. Diğer öğrencilerde buna içerleyip kıskanıyorlarmış. Biz daha yaşlı olmamıza rağmen bize göstermediği ilgiyi buna gösteriyor diye söylenirler. Bunun üzerine öğretmen bir gün birkaç tane kuş getirttirir ve her birine bir kuş bir de bıçak vererek her biriniz varsın kuşunu kimsenin görmediği bir yerde kessin, der. Bir süre sonra her biri kuşunu kesmiş olarak geri döner. Ancak Öğretmenin ilgi alaka duyduğu öğrencisi, kuşunu kesmeden bir elinde kuş diğer elinde bıçak olduğu halde mahzun bir şekilde gelir. Kuşunu sağ olarak geri getirir. Diğer öğrenciler bak sevdiğin öğrenci bir kuşu kesemeden geldi diye alay ederler. Öğretmen der ki: Bak arkadaşların kesmiş, sen niye kesmedin. Hiç kimsenin görmediği yer bulamadın mı? Der. Öğrenci: Ben kimsenin göremeyeceği bir yer bulamadım, çünkü bulunduğum her yerde Allah'ın beni görmekte olduğunu düşündüm, der. Diğer öğrenciler, öğrencinin bu cevabını beğenirler ve gerçekten sana değer verilmesi hakkınmış derler.


[1] Nisa,1

[2] İnfitâr,82/10

[3] İfitar,11

[4] İnfitar,12

[5] Buhari