Mahirbey Kaya, Göksun Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde idarecilik görevini sürdüren kıymetli bir abimiz.Bir gün haktan hukuktan sohbet ederken, ibretlik bir hatırasını bizimle paylaştı: “Bir Cuma günü Göksun Merkez Caminde vaaz ettim.Namaz çıkışı…kişi beni çevirdi.Sen Hacı Ahmet Bey’in oğlusun değil mi? Ben de “evet” dedim.Vaazımdan etkilenmiş olacak ki babama yaptığı bir haksızlığı hatırlayarak şöyle dedi: “Bir zaman babanızın otuz kuzusunu aldım.Parasını ödemedim.Hakkınızı helal eyleyin….” Ben de babam vefat etti.Mezarı oradadır.Gidin ,söyleyin, helal etsin.Ama ben helal etmem.O kuzular bizim evimizin bir yıllık ihtiyacıydı.O sene ben okuldaydım.Ailemiz çok sıkıntıya düştü….”dedim.Otuz kuzuyu al,parasını şu gün vereceğim de,sonra sat ye.Sonra da hakkını helal eyle de.Bu kadar kolay mı,bu iş? Hak bu kadar ucuz mu? Hak, Allahın isimlerinden biridir. İnsanın meşru yollardan alın teri ve emeğinin karşılığında elde ettiği şeyleri ifade eder. Allah’ın hakkı, kul hakkı şeklinde katagorize edilir ahlak kitaplarında. Allah’a karşı görevlerimizi, ibadetlerimizi yapmamaktan dolayı, Allah’ın hakkı ortaya çıkar. Bunun hesabını kul Allaha verir. İnsanların birbirlerine olan hak ve sorumluluklarını yerine getirmemesinden de kul hakkı ortaya çıkar. Kullara olan borçlarımızı ödemedikçe, de Allah’ın affı mağfireti devreye girmez. “ Ak koyunun kara koyundan hakkının sorulacağı, Fırat kıyısında bir koyun kaybolsa onun hesabının görüleceği”, adaletin mutlak manada gerçekleşeceği, büyük mahkemede, kul hakkından kurtulmanın yolu yok gibidir. Dünyada iken helalleşmek, işi bitirmek gerekir.Ama Mahirbey hocanın babasının kuzularını aşıran adam gibi değil. Bir kısım insanlar her türlü dini ve ahlaki değeri istismarda sınır tanımıyorlar. Her kılığa girip, her çıkmaz sokaktan çıkmaya çalışıyorlar. Lağıma da girseler, bazı dini argümanlarla kendilerini aklama, sublime etme yoluna başvuruyorlar. Vicdan azabından kurtulmak için dini hükümlerden kılıflar bulmaya, fetvalar aramaya çalışıyorlar. Tabi sadece kendilerini kandırmış olurlar sadece. Unutmamak gerekir ki vicdanı besleyen menevi değerlerdir. İnançlardır, kutsallardır. Kimse kutsallar içine, kendini saklayarak aklayamaz. Sadece akladığını vehmeder, zanneder. Bazı insanlar, bilinçli ve planlı olarak başkalarının hakkını yiyor gerçekten. Sonra da insanların bir eşref saatine getirerek hakkını helal ettirme kurnazlığına kaçıyor. Bu hileli yolun sonu insanı doğru yola çıkarmaz. Halk ve Hak nazarında sorumluluktan kurtarmaz. Aksine daha da aşağılara düşürür. Her günahı bilerek işeyip sonra da kendisini hac ibadetiyle aklayacağının hesabını yapanlar, kul hakkını da yemekten çekinmezler. Helalleşiriz, iş olur biter zannederler.İlahi mesajı tekrar hatırlatanlım: “Mallarınızı aranızda haksız yollarla yemeyiniz….” Yoksa; Halk içinde haramzade, itibarsız,kişiliksiz,hak nazarında hırsızlardan yazılırsınız. “İnsan nisyan ile maluldur.”Hatırlatmak gerekir zaman zaman…