Gömlekçi Nuri aradı. “At Cambazları”nı okumuş. “At cambazlarını yazmışsın üstad. At cambazlarını yazmışsın da bir de insan cambazlarını yaz. İnsan cambazlarının yanında at cambazları masum kalır.” dedi. Gömlekçi Nuri Kahramanmaraşlı. Soy adını bilmiyorum. Ama Kahramanmaraş’ta “Nuri” markasının yaratıcısı. Nuri gömlekleri onun gayret ve çabasıyla aranan ve tercih edilen bir konuma geldi. Bunu biliyorum. Gömlekçi Nuri, Kahramanmaraş’ta Ahilikle ve Ahi Evran’la ilgili etkinliğe esnafın ilgi göstermemesinden yakındı. Eee!.. Şimdi ben ne diyeyim? Ahilik bir kültür. Edep erkan ocağı Ahilik. İşe ve müşteriye saygı ahiliğin temeli. Ahilikte usta-çırak ilişkisi sevgi ve saygı çerçevesinde yürür. Bu kültürden nasibini almamışsa bir esnaf, ne işine saygı gösterir ne de velinimeti müşterisine. Ne yazık ki esnaf arasında edep erkan yoksunu cambazlar vardır. Bunu da doğal karşılamalı. Çünkü beş parmağın beşi bir değil. Keşke o kültür yeniden hayata geçirilebilse... Esnaf içindeki bu madrabazlar ayıklanabilse. Bu cambazlar at oynatacak meydan bulamasalar... Sadece esnaf içinde mi cambazlar? İnsan alıp satan cambazlar her yerde karşımıza çıkıyor. Siyasette, sanatta, sporda, köyde, kentte, çarşıda pazarda... Şerlerine lanet olsun. Bunlar bir şekilde gemilerini yürütüyorlar. Toplumda güven duygusunun irtifa kaybetmesi, bu insan cambazları yüzündendir. Bu hususta yazılacak, söylenecek çok şey var. Ama sözü daha fazla uzatmayayım. Zülfü yâre dokunabilir. Gömlekçi Nuri, kendi ifadesiyle, yazılarımın tiryakisi olmuş. Konuşmamızın bir yerinde arılarımdan bahsettim. Gömlekçi Nuri: -Ondan mı kaleminizden bal damlıyor? deyiverdi. Bu ne incelik. Ne güzel bir alkış!.. Teşekkür ettim Gömlekçi Nuri’ye. Ey azizler! Marifet iltifata tabidir. Lütfen eleştirilerinizi, taktirlerinizi, sitemlerinizi bize ulaştırın. Okunduğumuzu bilelim. Hatalarımız oluyordur. Düzeltelim. Kusurluysak özür dileyelim. Ben gönüller yapmanın, dost kazanmanın peşinde deli divaneyim. Yunus, benim hislerime tercüman olmuş. Söze noktayı Yunus Emre’nin dizeleriyle koyayım: “Benim dilim kuş dilidir, Benim elim dost elidir. Ben bülbülüm, dost gülümdür, Bilin gülüm solmaz benim.”