Geçtiğimiz hafta, Camiler ve DinGörevlileri Haftası idi. Anma etkinlikleri çerçevesinde 4 Ekim Perşembe günü, “Camive din hizmetlerine adanmış bir ömür ‘Sandal Hoca’ ” konulu bir konferansdüzenlendi.


Mehmet Akif Ersoy Salonundaki konferansta, İl MüftümüzCelal SÜRGEÇ Hoca’mızın açılış konuşmasından sonra, konuşmacı olarak HemşerimizYazar Vehbi VAKKASOĞLU söz aldı. Sandal Hoca’nın hayatından günümüz dinadamlarına ibret olacak hatıralarını anlattı.

Kahramanmaraş’ta bir nesle öğretmenlik etmiş Sandal Hoca,bilindiği üzere Kahramanmaraş İmam Hatip Okulu’nun Kurucu Müdürlüğünü yapmış veaynı zamanda Çukuroba Camii imamlığını da yapan münevver hocalarımızdan.

Sandal Hoca’nın öğrencilerinden olan konuşmacı VehbiVakkasoğlu, 1950 yılında, ezanların aslına döndürüldüğü gün, Hoca’nın ÇukurobaCamiinde yaşadığı bir hatırayı nakletti.

 

ASİL AZMAZ BALBOZULMAZMIŞ

Sandal hoca, yakındaki sinemadan çıkıp, tuvalet içincamiye gelen gençlere dahi namaz kıldırtan bir Hoca olmasına rağmen, mahalleninsarhoşu olarak bilinen Bekir’in bir türlü gönlüne girememiş, onu camiyegetirememişti. 1950 de Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte, Ezanaslına döndürülmüş, bütün yurtta olduğu gibi Kahramanmaraş’ta da bir ezanbayramı yaşanmıştı.

Sandal Hoca, her zamanki gibi o gün en güzelkıyafetlerini giyerek camiye gelmişti. Cami avlusu 18 yılın hasretiyle ezanıbekleyen, gözyaşı döken insanlarla dolu. Cemaat heyecanlı herkesin gözü birnoktaya bakıyor. Sandal Hoca da minarenin şerefesine doğru baktığında oradabirilerini görmüş. Yanındakilere kim olduğunu sorduğunda:

- Hani şu bizim camiye gelmeyen komşu, Sarhoş Bekir vardıya O, demişler.

Hoca, şaşırmış:

- Yahu, ne arıyor bu adam orada?

Camiye hiç gelmeyen mahallenin sarhoşu Bekir,  ezanın aslının okunacağı o gün camiye gelmiş,normal bir insanın dahi zor çıktığı minarenin dar merdivenlerinden, kucağına aldığıbir keçiyi şerefeye kadar çıkarmış, hayvanı kıbleye doğru yatırmış, elindebıçak öyle bekliyor. Ezan okuma vakti yaklaştığında, Bekir, tekbir getiriyor, avazıçıktığı kadar bağırarak:

- Allah için, din için, ezan için, niyet ettim kurbanetmeye!

Sandal Hoca şaşkın, o andaki içine düştüğü ruh halinianlatmak mümkün değil. Gözyaşlarını gizlemek istercesine başını önüne eğiyor,derin bir vicdan muhasebesi içine dalıyor. Sandal Hoca o günden sonra camiyegelmemiş. Zira Müftülükten izin almış, başka bir camide namaz kıldırmayabaşlamış. Sebebini sorulduğunda:


-Ben o Sarhoş Bekir’in yüzüne nasıl bakayım. Nice içkiiçenleri camiye getirdiğim halde onu getiremedim. Akşam sabah kafa çekiyor diyeondan ümidi kesmiştim. Meğer asil azmaz, bal bozulmazmış. Bir İmam olarak, onuntozlanmış, küflenmiş, paslanmış dahi olsa, gönlünün derinliklerine girememişim.Hiç birimizin yapamadığını o gün O yaptı. Şimdi ben Onun yüzüne nasıl bakarım?

Bu sözlerin üzerine Cami cemaati Bekir’e gidip:

- Senin yüzünden hoca gitti.

- Benim yüzümden mi niye?

- Hoca öyle söyledi.

- Gelmez mi?

- Gelmez, senin yüzünden gittiği için, belki sençağırırsan gelir.

Cemaat Bekir’i Alıp Hoca’ya götürmüş. Hoca, adamı görünceyanakları kızarmış. Bekir mahcup bir şekilde Hoca’ya yaklaşıp:

- Dedikleri doğru mu? Benim yüzümden mi?

- Seni getiremediğim camiinin minaresinde ben, seni gördümevladım. Kalbine gidecek yolu bulamamışım.

Sarhoş Bekir, daha fazla dayanamamış, Hoca’nın ellerinesarılarak:

 - Ah Hocam, artıksen beni içki sofralarında değil arkanda cemaat olarak göreceksin.

Demiş ve o günden sonra Sarhoş Bekir, Sandal Hoca’nın enön safta namaz kılan müdavim cemaatinden biri olmuş.

Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle Sandal Hoca’mızınbu hatırasını çok manidar buluyorum. Eğer şimdi din görevlilerimiz, bırak birsarhoşu camiye girdirmeyi, camideki bir cemaati kaçırıyorsa, Sandal Hoca’nınizlediği metodun şifrelerini öğrenmesi gerekir diye düşünüyorum.

Bu vesileyle Camiler ve Din Görevliler Haftası’nı kutluyor,bir ömrü, dine ve camilere adayan Sandal Hoca’mıza da Allah’tan rahmet niyazediyorum.

Selam ve sevgilerle.