Yönetmek demek, bir anlamda işleri takip vekontrol etmek yani denetlemek demektir. Denetimsiz bir yönetimden bahsedilemez.Fabrikada, Bakkalda, manavda, hastanede, okulda ve kışlada… her sahada işlerinkanun ve yönetmeliklere uygun yapılıp yapılmadığının yolunda gidip gitmediğinin,kontrol edilmesi, çalışanların hal ve hareketlerinin denetlenmesi, kurallarauymayanlara idari disiplin, suçun niteliğine göre adli işlem yapılmasıdenetimin gereğidir.

   Devlet, her sahada, bütün kurum ve kuruluşlarındadenetimi yapmak zorundadır. Yoksa hâkimiyet ve hükümranlık hakkını kullanmamış olur.İşler çığırından çıkar. Kişiler sapıtır, bir kısım yüksek makam sahipleri güçzehirlenmesi yaşamaya başlar. Kendini demir yumruk zannederek mahiyetindeçalışanları ezmeye ve onlara angarya işler yüklemeye, bundan da hedonist birkeyif alınmaya başlarlar.

   Hukukdevletinde kimse sorgulanmaz, yargılanmaz konumda değildir. Herkesinhakları olduğu gibi sorumlulukları da vardır. Sorumluluklarımız kanun veyönetmeliklerce çizlmiştir. Bunun dışına çıkıldığı zaman denetim mekanizmasıdevreye girer ve hesap sorar.

   Bir kısım devlet görevlileri, makamca yükseldikçe,kendi etnik kökenine, akrabalarına, hemşerilerine sempatizanı olduğu tarikat,gurup, parti ve cemaat yandaşlarına özel bir önem vermeye yelteniyor. Bulunduğukonumun imkânlarını ibadet aşkı ile onlara sunmaktan haz duymaya başlayabiliyor.Paralel devlet anlayışı da bu noktada kendini hissettiriyor. Kişi bulunduğumakamın kendisine vehmettiği güç ve imkânlarla kendini dokunulmaz zannediyor kibu büyük yanılgıyı hesap sorgusu başlayınca anlıyor. Ancak iş işten geçmiş oluyor.Kulluğunu hatırlayıp, ne kadar tövbe etse de beşeri adalet yakasını bırakmıyoryıllar yılı.

    Devlet her alanda denetim mekanizmalarını işletmek,bunu sürekli açık ve aktif tutmak zorundadır. Yoksa illegal unsurlar devletkurumlarında hâkim olmaya başlar. Sağlıkta denetim olmazsa, doktorlar hastalararı zayi eder,eks eder Trafikte denetim olmazsa, trafik kazaları ve vergi kaçakları,ticaret yapan şirketler denetlenmezse vergi kaybı ve ekonomik krizler, eğitimdedenetlenme olmazsa arızalı bir nesil, tarım ve gıdada denetim olmazsa millitarım ve doğal-sağlıklı beslenme ortadan kalkar, Elektik kurumu denetlenmezsezamlar halkı çarpar, PTT denetlenmezse devletin iletişim ağı terör örgütlerinineline geçer, milli istihbarat çöker, İnternet ağı denetlenmezse sibersaldırılar artar, ordu, polis denetlenmezse ülke güvenliği zaafa düşer, hakim, savcıdenetlenmezse adalet çöker, makam sahipleri denetlenmezse şımarır, sapıtır.İşçiler denetlenmezse üretim kaybı olur, fabrika çöker. İnşaat denetlenmezseevler başımıza yıkılır.

   Bugüntrafikte olduğu gibi gıda ve tarım konusunda takip ve kontrolün olduğunusöylemek zor. İçtiğimiz çaydan, yediğimiz ekmekten zeytinyağına, süte, peynire,yoğurda, dondurmaya, bibere yapılmayan hile yok gibi. Bir gıda terörünühissediyoruz tüketiciler olarak. Neden denetim yok diye sormadan edemiyoruz.

   Politik kaygılarla Popülizme yönelerek,denetim mekanizmasını yavaşlatmak ya da bazı alanlarda ortadan kaldırmak birdevlet teşkilatı için öldürücü sonuçları olabilecek bir eksiklik demek olur. Denetlemekdemek yönetmek demektir. Devlet kurumları sıkı denetlenmezse devlet çöker.

   Denetimi yapan amir, müfettiş, murakıp,denetçi, jandarma, polis, zabıta, savcı, hakim gibi denetim ve hesap sormamercilerinde görevlilerin de, kanun ve yönetmeliklerin dışına çıkıp keyfihareket etmemeleri, üstlerinin değnekçiliğini yapmamaları, masum kişilerinhayatlarını yazdıkları düzmece raporlarla da karartmamaları gerekiyor.Denetimin namuslu, şerefli yürümesi için… Gerçek amacından çıkmaması için…

   Denetim, halka güven ve huzur verir. Tıpkıpolisimizin zaman zaman huzur-güven operasyonları yapması gibi.

    İnsanbaşıboş yaratılmadığı gibi keyfine de bırakılmaya gelmez.

Her insanher şeyden evvel kendini denetlemeli, devletin ve Allahın yasaklarından uzakdurmalıdır.

    Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesabaçekebilirsek denetimden hiç rahatsız olmayız. Vesselam…