Dünyanın dengede kalabilmesi için yörüngede gitmesi şart. Arabanın dengesi, sağlıklı yol alması için şart. İnsanın dengesi duruşunu, bakışını, yürüyüşünü, oturuşunu, kalkışını belirler. İnsan akıl, ruh ve beden yönünden dengeli olmazsa sağlıklı bir bireyden söz etmek imkânsızlaşır. Sağlıklı bireylerden oluşmayan bir toplumda doğru iletişim gerçekleşmez. İşbirliği olmaz. Fertler yalnızlaşır. Günümüzde yalnızlaşan insan sayısı her gün biraz daha artmaktadır. Evlilikler azalmaktadır. Bekâr evleri artmaktadır. İnsan sosyal bir varlık olmaktan çıkmaya başlamıştır. Asosyal insanlarla aynı şehirde ve onların abuk sabuk konuşmaları, yarı deli davranışlarıyla her fırsatta karşılaşmak durumundayız maalesef. İnsan aklını doğru bilgiyle, ruhunu sağlam inançla, bedenini de sağlıklı, dengeli besleyerek dengesini koruyabilir. Ancak ne var ki çoğu insanın böyle bir kaygısı da yoktur. Bilgi peşinde koşma yerine dedikodu, yalan, iftira, gıybet peşinde nefes tüketmektedir. Ruhunu iman ve ibadetle destekleme yerine şeytana satmaktadır. Midesini de fastfood yiyeceklerle ifsat etmektedir. İçinde yaşadığımız dünyamızda insandan çok farklı değildir. Hava, su, toprak kirlenirse, zehirlenirse insan sağlıklı kalabilir mi? Gökten asit yağmuru yağarsa, sudan ağır metaller gelirse, toprak verimini kaybederse insanın besin kaynakları da tükenir. Soluduğumuz karbonlu hava, içtiğimiz asitli sular, yediğimiz kimyasal içerikli gıdalar insanın sağlığını ve neslini tehlikeye attığı gibi insan davranışlarını da anormalleştiriyor. Sosyal, siyasal, ekonomik yaşamını değiştiriyor. Savaşlar insan, hayvan ve doğal hayatın akışını bozan en önemli sebeplerden birisidir. Tabii, tarihi güzellikleri yakıp yıktığı gibi, en çok çocukları, yaşlıları ve kadınları etkilemektedir. Savaş her bakımdan tam anlamıyla bir yıkımdır. Bu yıkım karşısında insan, hayvan davranışları iyice bozulmaktadır. Tamire, rehabilitasyona ihtiyaç duymaktadır. Ölenler kurtuluyor. Ölmeyenler ise akıl, ruh ve beden yönünden sarsılmış oluyorlar. Çoğu zaman hayatta kalmak onlar için ölmekten daha zor gelmektedir. Savaşlar kadar, sanayi ve ev atıklarının, havaya salınan zehirli gazların, verimli toprakların süratle şantiyelere dönüşmesi neticesinde arıların bal, ineklerin süt, tavukların yumurta vermesini azalttı. Besin kaynaklarımız hızla tükeniyor. Tarımda açıkça bir kısırlık ve kıtlık gözlemliyoruz. Evrenin dengesi bozulurken… Denge olmazsa dünya yörüngesinde gitmez.Denge olmazsa at teper,araba yolundan sapar..Denge olmazsa toprak bir şey vermez.Hava,su,toprak dengesizleşirse insan da çıldırır.Açık depresyon gizli şizofren olur.Sonuçta akıllı görünümlü yarı deli insanlar arasında yaşamak zorunda kalırız.İnsanlığın kıyameti de bu olsa gerek…Dengesizlik tabiatta,hayvanatta ve insanlık aleminde açıkça kendini gösteriyor artık.Buda bir şeylerin yanlış gittiğini işaret ediyor.Gömleğin ilk düğmesi yanlış olursa hepsi yanlış olur.Düzeltmek için geriye dönmek gerekir.Bu da kolay bir iş olmayacaktır.