Edebiyatımızdaki Garip akımının öncüsü olan OrhanVeli,

 “İstanbul'udinliyorum, gözlerim kapalı

  Öncehafiften bir rüzgâr esiyor;

  Yavaşyavaş sallanıyor

  Yapraklar,ağaçlarda;

  Uzaklarda,çok uzaklarda,

  Sucularınhiç durmayan çıngırakları

  İstanbul'udinliyorum, gözlerim kapalı.”Der.

   Dinlemek, görmek, duymak, hissetmek vedüşünmek demektir. Müzik dinleyebiliriz. Konferans, haber, münazara dinleyebiliriz.Kendimizi ve tabiatı dinleyebiliriz. Dinlemek önemli bir melekemizdir. Ancakbunu etkin ve verimli ne kadar kullanıyoruz tartışılır. Hatta diyebiliriz kiiçinde yaşadığımız çağın debdebesi, şaşası ve gürültüsünden, gündelik problemlerigibi nedenlerinden dolayı hiç dinlemiyoruz. Kimse kimseyi dinlemiyor.

   Dinlemeden alalayamayız. İyice dinleyip anlamadandüşünüp karar veremeyiz. İyi bir dinleyici olmadan iyi bir anlatıcı da olamayız.Çoğu zaman her şeyi bildiğimiz vehmiyle kimseye bir şey sorma ihtiyacı duymuyoruz.Bir bileni arayıp bulup onu dinleme zahmetinde bulunmuyoruz.  Sonra işlerin yolunda gitmediğini fark ettikçeah keşke demeye başlıyoruz.

   Dinlemeliyiz. Evde ana babamızı dinlemeliyiz.Okulda Öğretmenimizi dinlemeliyiz. Askerde komutanımızı dinlemeliyiz. İşyerinde ustamızı, pirimizi dinlemeliyiz. Hasta isek doktorumuzu dinlemeliyiz.  Hem de çok iyi dinlemeliyiz. “Büyük sözüdinleyen yalçın, sarp dağları aşmış, dinlemeyen düz yolda yaşmış” derbüyüklerimiz. Büyük sözü dinlemeyenler tek başlarına yapa yalnız kalırlar.          “Kendi düşen ağlamaz” denir sonrada.

   Kur’an, “dinleyin” der. Hz. Peygamber, “beniiyi dinleyin, sözlerimi iyi belleyin” der. Din, dinleyin der, der de dinleyenkim?

   Oğlan babasını, kız anasını, torun dedesini,karı kocasını, öğrenci öğretmenini, asker komutanını, çırak ustasını, hasta doktorunu,hâkim sanığı, polis suçluyu, amir memurunu, muhtar mahllesini, devlet reisihalkını dinlemez oldu. Dinlememek asrımızın kronik, müzmin bir maraziyesi olduartık.

    Bilmeyenlerbilenleri dinlemelidir. Dinlemeden öğrenemeyiz. Öğrenmeden anlayamayız,Anlamadan anlatamayız. Orhan Velinin dediği gibi “gözleri kapalı” değil, gözü,kulağı, kalbi, ağzı, burnu ve aklı açık olarak yani bütün organlarımızla dinlemeliyiz.Hem de Dinlemiş, anlamış numarası yapmadan, kendimizi ve başkalarınıkandırmadan dinlemeliyiz.

   Havayı, suyu, toprağı, ayı ve güneşi dinlemeliyiz.Yaşadığımızı hissetmek için. Bir çiçek açtığını, bir böcek uçtuğunu görmeden,bir kekliğin ötüşünü, bir atın kişnemesini, bir kuzunun melemesini, bir horozunötüşünü duymadan, dinlemeden, anlamadan, kör sağır ve duygusuz bir halde demirve beton yığınları arasında, tabiattan kopmuş bir halde yaşadığımızı sanmakhazin bir durum gerçekten. Unutmamak gerekir ki hayvanlardan kopan insan sevgive merhamet duygularını, topraktan kopan insan da vatanseverlik duygularınıyitirmeye başlar. İnsan tabiatla uyum içinde dostça yaşamak mecburiyetindedir.Çünki tabiattan koparsa kendi insani tabiatından kopmaya başlar.

   Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2015yılı itibariyle dünyada üç yüz yirmi iki milyon insan depresyondan muzdaripolmuş durumdadır. Bu sayı bugün dünya nüfusunun 4.4 ne tekabül etmektedir.Depresyonun bir ilerisi şizofren daha ileri mecnunluk halidir. Bir şehrin yüzdeyedisi özürlü ise bir o kadarı da onların etkisinde kalır. Bu etki sinsicetoplum ruhunu alabora eder.

   Dinlemiyoruz doktorumuzu, dinlemiyoruz öğretmenimizi,dinlemiyoruz ustamızı, dinlemiyoruz ana bababımızı, dinlemiyoruz,komutanlarımızı, dinlemiyoruz kanunları, trafikte kuralları, kırmızı ışıkları… Dinelmiyoruztabiatı, dinlemiyoruz kendi, aklımızı ve vicdanımızı… Sonra da şikâyet ediyoruzişlerin sarpa sardığından, teryüz olduğundan, akıl ve ruh sağlığımızın bozulduğundan.Dinlemeliyiz birbirimizi. Ukalalık etmeden, tepeden bakmadan…

   Elektrik ampulünü icat eden Thomas Edison,bir toplantıda konuşma yapması için kürsüye davet edilir. O şöyle der: “Ben iyibir dinleyicim. Sünger gibi. Bulunduğum ortamdaki bütün konuşmaları çekerim içime.Benim bütün bildiklerim sizlerin söyledikleridir…”

   Bir söz hatibin neresinden çıkarsamuhatabının orasına gider. Şayet insanlar dinlemiyorlarsa bir konuşmacıyı yasöylenen sözde ya da konuşmacı ve dinleyicilerin kişiliğinde arıza vardemektir.