Öyle derler: ”Ecel gelmiş cihane / Baş ağrısı bahane...” Hayatın acı gerçeği. Doğmak ne denli doğalsa ölmek de o derece olağan. Öyle olmasına öyle de kişi bir türlü kabullenemez ölümü. Üstüne konduramaz. Lakin ömür tamam olup vade dolunca ölümle yüzleşilir. Behçet Necatigil “Dönme Dolap”ta hayatın bu gerçeğini şiirleştirmiş. Alıntılayalım mı bir nebze:   “Nerden niçin mi geldim Bilmeden bir şey diyemem, ya siz, Hem hiç önemli değil Geldim, yer açtılar, oturdum Girip çıkanlar vardı Zaten ben geldiğimde...   Benim tek düşüncem büzüldüğüm köşede Nasıl çekip gideceğim kalk git dediklerinde Çünkü çıkmak sıkışık sıralardan mesele Kalkacaklar yol vermeye bakacaklar ardımdan Az mı söylendilerdi şuracığa ilişirken Zaten ben geldiğimde...”   Nerden, niçin geldik? Kafa yorucu bir soru. Düşünürler bu sorunun yanıtını aramışlar. Bulabilmişler mi? Yok be canım...Ona sebep doğum bir hayatın başlangıcı. Bir parantez açılır. Ömür denilen çileli yaşam başlar. Kaçınılmaz son, ölüm. Kapanır parantez. Necatigil “Nasıl gideceğim kalk git dediklerinde” dizesinde hayattan kopmanın da kolay olmadığına dikkat çekiyor. Emin amcam hayata bağlı bir insandı. Ölümden korkardı. Arkadaşı Gır Nuhu kızdırırdı emmimi:   -İmiin, geberesice İmiin!.. -Allah’a böyük varmasın. Sen geber hi kefere... Gır Nuhu gülerdi gevrek gevrek: -Olur İmin. Ben geberiyim. Sen de sürün... Bir gün Tayfun geldi emmimgile. Söz ömürden, yaştan açıldı. Tayfun sordu Emin amcama: -İmin emmi gaç yaşındasın? -Yavrım hayıllısı...Yitmiş (yetmiş)e merdiven dayadık. -Ooo İmin emmi...Sen bu gidişle yitmiş beşi bulun. Baksana sesin zil gibi çıkıyo... Emmimin yanakları elma gibi kızardı. Heyecanlanınca yüzüne kan yürürdü. Tansiyondan mıydı ola? Doktora gitmezdi ki sebebini bile: -Maşallah sen de delağannısın Tayfun. Yitmiş beş mi didin? Sanki Tayfun’un elinde emmimin ömür defteri: -Hadi seksen olsun İmin emmi... Emmim zevkten dört köşe...Güldü: -Çık biraz yavrım... -Seksen beş diyek bağalım... -Çık çık... Bir pazarlıktır gidiyor Tayfun’la emmimin arasında. Tayfun son sözünü söyleyip noktayı koydu: -İmin emmi doksan...Doksandan sonra ha varsan, ha yoksan... Gusura bakma. Doksandan bir milim yokarı çıkmam... Tayfun, Emin amcama doksan yıl ömür biçti. Lakin emmim dünya değiştirdiğinde yetmiş sekiz yaşındaydı.