Beyinsiz hiçbir şey çalışmaz. Araba, uçak. Tren, top, tank ve insan… Ülkelerde insan gibidir. Beyni kalbi kolları ve ayakları vardır. Ülkelerin beyni, eğitim kurumlarıdır, buralardan yetişen insanlardır. Gelişmiş insanlar ülkelerini geliştirir. Bir ülkede, gelişme konusunda sorunlar yaşanıyorsa insan kaynaklarını gözden geçirmek gerekir. Ülkelerin en kıymetli hazinesi, yetişmiş insanlarıdır. İnsan kaynaklarının çok iyi planlanması ve kullanılması gerekir. Bir öğretmenin, mühendisin, doktorun, hâkimin yetişmesi ana rahminden itibaren devlete ve millete maddi olarak milyon dolarlara mal olmaktadır. Bu servetin kıymetinin iyi bilinmesi gerekir. Yetişmiş insan gücünün kaybı eğitimde, sağlıkta, adalette, kolluk kuvvetlerinde, sanayi ve teknolojide ülkeyi telafisi imkansız zararlara sokabilir. Kayıpların aza indirilmesi, kazaların önlenmesi, yetişmiş insanların korunması, genç neslin arkadan yetiştirilerek sürekli yedeklenmesi bir ülke için hayati önem arz etmektedir. En meşakkatli iş insan yetiştirmektir. İnsanı düzelten ülkeler her şeylerini düzeltebilirler. Yetişmiş insanlarını israf eden milletler ise devletlerini ayakta tutumuzlar. Gençliğin güzel bir yüzü, yaşlılığın güzel bir ruhu olması için iyi bir eğitim şarttır. Gençlerin muzır neşriyattan korunması, internet, cep telefonu, televizyon gibi iletişim araçlarının radyoaktif serpintilerinden korunması, gece uykusunu iyi alması, dengeli beslenmesi ve spor yapması genç beyinlerin yetişmesi için önemli faktörlerdir. Gençlerin akıl ruh ve beden sağlığını tehdit eden, onların akademik başarılarını olumuz etkileyen birçok şey sayılabilir. Ancak bunlardan çok basit gibi görünse de üç tanesi daha önemlidir. Birincisi gençler gece uyumamaktadır. Halbuki gece karanlığı canlıların büyümeleri için gün ışığı kadar önemlidir. Allah geceyi dinlenme, gündüzü de çalışma için planlamıştır. Bu planla oynamak fıtrat ayarlarımızı bozmaktadır. Gece uyumamanın sebeplerinin başında telefon ve internet bağımlılığı dikkat çekmektedir. Gençlere, teknolojiye esir olmamayı,sağlıklı ve doğru kullanmayı öğretmek gerekmektedir. İkincisi ise düzenli, dengeli beslenmektir. Beslenme ile eğitimdeki başarı arasında doğrudan bir ilişki vardır. Dengeli beslenmeyen insan dengesiz olur. Beyin fonksiyonları yeterince çalışmaz, başarı düşer. Maalesef gençlerin çoğu, altın değerindeki sabah kahvaltısını ihmal ediyorlar. Fast Food-ayak üstü yemeklerle öğünleri geçiştirmektedirler. Büyüme çağındaki gençler beyin için yeterli ATP enerjisini alamamaktadırlar. Diğeri ise gençlerin spor sahaları ve kütüphaneler yerine internet salonlarını doldurmaları, hakikatsiz bir yaşam şeklini tercih etmeleridir. Hareketsiz bir insanın beyin faaliyetleri de yavaşlamaktadır. Sağlıklı beden ile sağlam kafa arasındaki ilişki ancak spor aktiviteleriyle sağlanabilir. Gece uykusu, dengeli-sağlıklı beslenme ve spor yapmanın, gençlerin akademik başarılarını doğrudan etkileyen üç temel faktör olduğunu, ana babaların ve öğretmenlerin farkında olmaları ülkemizin istikbali ve istiklali için elzemdir.Genç beyinleri korumak, onların iyi yetişmeleri için gereken dikkati ve özeni göstermek milli bekamız için hepimize milli bir vazifedir.