Şiir Cahit Sıtkı’nın.  Müzik kimin, bilmiyorum. Bunu alışıldık biçimiyle ifade edersek şöyle söylememiz gerekir: Güfte; Cahit Sıtkı Tarancı, beste; bilinmiyor. Belki de Mustafa Keser’indir bu şiirin müziği. Ben adaşımdan dinledim. Öyle bir okuyor !.. Mustafa Keser’in yorumu mükemmel.  Güfte-beste-yorum öylesine örtüşmüş ki bize “Hezar tahsin!” demek kalıyor. Mest-i hayran dinliyoruz. Bazen sahnede çilingir sofrası kuruluyor. Müzikle oyun birleşiyor. Mustafa Keser hem söylüyor, hem yaşıyor.  Var ol adaşım! Sesine, nefesine, gönlüne sağlık... Hemen her programında istenen bir şarkı “Abbas”. Mustafa Keser izleyicilerin duygularına tercüman oluyor. Fıkralar anlatıyor. Meddahlık yapıyor. Taklitler...Şakalar. O halaylar, oyunlar... Maşallahı hak ediyor yani. Hem de kırk bir kere maşallah! Buraya kadar her şey tamam da benim takıldığım bir husus var: “Abbas”ın içine eklenen dörtlüğün ilk dizesi değiştirilmiş. ”Abbas” serbest ölçüyle yazılmış. Alıntı dörtlük hece ölçüsüyle. “Korktuğum Şey”den alınma bu dörtlük. “Korktuğum Şey”in son kıtası. Tarancı’nın bir başka şiiri “Korktuğum Şey”. Ozanın korktuğu şey nedir? Ben sizi fazla merakta bırakmayayım. Cevap veriyorum: “Ölümdür” dostlar... İki şiirden bir müzik şaheseri. Olur mu? Olabilir...Keser yapmış. Yakışmış da...Ama dörtlüğün ilk dizesinin değiştirilmesi hiç yakışmamış. İlk dize: “Ne yardan geçilir, ne serden”. Bu, aynı zamanda kalıplaşmış söz öbeği. Deyim. Deyimler  kalıp sözlerdir. Deyimlerde kelimelerin yerini değiştiremezsiniz. Anlamdaşını kullanamazsınız. Hele bir şiirde!.. Defalarca dinledim. Keser:” Ne serden geçilir, ne yardan” diyor. Facebook’taki sitesinde de aynı. ”Yardan”, “Serden” kelimeleri akla takla olmuş. Dizedeki iç ahenk bozulmuş haliyle. “...serden/...gecelerden/...tepelerden” kelimelerinde tam uyak var.  “Serden”in yerini değiştirirseniz uyak örgüsü bozulur. Cahit Sıtkı söz ustasıdır. Sözcüklerini seçer. Söz dizisini ince eleyip sık dokuyarak oluşturur. Mustafa Keser’in bu hataya nasıl düştüğünü anlayabilmiş değilim. Bu metni kendisine yollayacağım. Belki dikkate alınır. Yanlış düzeltilir. Cahit Sıtkı’nın da ruhu şad olur. En doğrusu bu iki şiiri aktarayım. Siz de üzerinde düşünün bakalım.   ABBAS  Haydi Abbas vakit tamam Akşam diyordun işte oldu akşam Kur bakalım çilingir soframızı Dinsin artık bu kalp ağrısı Şu ağacın gölgesinde olsun Tam kenarında havuzun   Aya haber sal çıksın bu gece Görünsün şöyle gönlümce Bas kırbacı sihirli seccadeye Göster hükmettiğini mesafeye Ve zamana Katıp tozu dumana Var git Böyle ferman etti Cahit Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş’tan Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan (Bütün Şiirleri s.158)   KORKTUĞUM ŞEY Gün çekildi pencerelerden; Aynalar baştan başa tenha. Ses gelmez oldu bahçelerden; Gök kubbesi döndü siyaha.   Sular kesildi çeşmelerden; Nerden dolacak bu tas nerden, Nergislerin açtığı yerden Ey kuş uçurtmayan ejderha...   Ne yardan geçilir, ne serden; Korkuyorum bu gecelerden. Bel bağladığım tepelerden, Gün doğmayabilir bir daha.