6 Mayıs Hıdrellez Günü. Eski kullanımıyla Ruz-ı Hızır. Hızır Günü. Hıdrellez sözcüğünün açılımı Hızır-İlyas demek. Hızır ve İlyas kimi yorumlara göre peygamber. Kimileri de Hızır ve İlyas’ı gayb erenleri olarak nitelendirir. Rivayete göre Hızır ve İlyas ölümsüzlük suyu içmiş iki evliyadır. Ab-ı hayat ,bengi su içene ölümsüzlük bahşeder. İşte bu bengi sudan içen Hızır-İlyas, darda kalana, zorda, sıkıntıda olana yardım eder. Hızır ak sakallı, boz atlı bir ermiştir. ”Yetiş imdadıma boz atlı Hızır!” diyenin imdadına yetişir. Hıdrellez günü gece, gün doğmadan önce dilekte bulunanların dileklerinin kabul olunacağına inanılır. Kimisi ev maketi yapar ev ister. Kimisi çocuğu olmuyordur, bir oyuncak bebek yapar. Bebek ister. Herkes gönlünce dilekte bulunur. Tan vakti, subh-u sadıkta güneş gülen yüzünü göstermeden boz atlı Hızır’a ulaşılmaya çalışılır. Hıdrellez günü kırlara çıkılır. Piknik yapılır. İlkbaharın bu güzel gününde doğayla haşir neşir olunur. ”Felekten bir gün çalmak” böyle bir şey olsa gerek. Dedik ki: ”Boz atlı Hızır,zorda kalanın imdadına koşar.” Bir Bektaşi dedesi binmiş eşeğine seyri sefer ediyor. Yolda çayırlık çimenlik bir yerde mola verdi. Bir ırmak kenarıdır burası. Eşeğini de bıraktı ki otlasın,karnını doyursun. Oturup motururken bir baktı, eşeğin ayağı kaymış. Yardan uçacak. Koştu hayvanın kuyruğundan yakaladı. Asıldı tüm gücüyle,lâkin gücü yetmedi. Giderek  tapı dermanıkalmıyor.. Eşeğin kuyruğunu sımsıkı tutmuş, bırakmıyor da. Son çare gayb erenlerine seslendi: ”Yetiş ya Hızır...”dedi. “Ya Ali medet!..Üçler,yediler,kırklar yetişin...” Dedenin gücü de umudu da tükenmektedir. Eşeğin kuyruğunu bırakacak. Umutsuz,bitik bir sesle söylendi: “Eşeği bırakıyorum. Demedi demeyin. Eğer geldiyseniz çekilin...Bari siz telef olmayın.”